Van’daki birçok. arkeolojik kazının başkanlığını yapan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi arkeolog Doç. Dr. Erkan Konyar, alandan çekilen ilk görüntüleri inceleyerek "Görüntülere göre burası M.Ö 7. yıllara ait bir Urartu tapınağı olabilir. Bölgenin yakınlarında Urartu Kralı 2. Rusa’nın bir kalesi var, yapı da o kaleyle ilişkili olabilir. " dedi.
Görüntülere göre yapının özgün halini koruduğunu aktaran Konyar, “Duvar resimlerinin hala ayakta olduğunu anlayabiliyoruz. İçeri giren biri buranın 2 bin 700 yıl önceki halini görebiliyor. Bu çok etkileyici. Videodan anladığım kadarıyla bu büyük bir yapı. Duvar resimlerindeki motifler din unsurunu belirginleştiriyor. Aynı zamanda insan motifi de var. Tabii burayı (arkeologlardan önce) definecilerin bulmuş olması manidar. Arkeologlar ve müze umarım el atar ve burayı kurtarır. Urartu’yu anlama noktasında önemli bir destinasyon oluşturacak. Bence dünyada ses getirecektir” diye konuştu.
Definecilerin buradan ne kadar malzeme götürdükleri önemli
“Definecilerin buradan ne kadar malzeme götürdükleri önemli” diyen Konyar, "Urartu tapınaklarının buluntular noktasında çok zengin. Orada kalkanlar, miğferler, silahlar olmasının muhtemel olduğunu vurgulayan Konyar, Urartu çalışmalarında çok beklenmedik, etkileyici şeyler çıkabildiğini ve onlara bir şey olmadığını umuyorum.
“Defineciler genelde tahrip edildikten sonra ilgili kurumlara haber veriyor ve böylece kendilerini legalize ediyorlar” ifadelerini kullanan Konyar, “30 yıldır kazı yapıyorum ama ilk defa böyle bir buluntu grubuyla karşılaşıyorum. Bu tür alanlar oldukça hassas oluyor. Muhtemelen buraya alttan açılmış bir tünel marifetiyle girildi. Ne kadar uzman bir ekip de olsanız burayı kazdığınızda tahribat kaçınılmaz. Burada Urartu’nun en güzel duvar resimler var. Daha önce hiçbir Urartu merkezinde görülmeyen duvar resimleri ‘ünik’ olarak duruyor. Buradaki çalışmalar uygun şartlar ve teknoloji yakalandıktan sonra başlamalı. Daha önceki birçok örnekte muhteşem buluntuların tahrip olduğunu gördük. Ayanis Kalesi’ndeki kazılarda bu tahribat yaşandı. Kocaman alanlar doğa şartları nedeniyle tahrip oldu. Bu tür alanların doldurularak kazılmadan bırakılması belki daha doğru olacaktır. Fresko çok hassas bir buluntu grubu ve çalışma ciddi uzmanlık gerektiriyor. Tahmin edilemez zararlara neden olabilir. Bu alanın müze denetiminde doldurulup güvenlik önlemlerinin de alınarak korunması daha uygun olabilir.”