Çağımızın gerçeği Sosyal medya!

 İster kabul  edelim ister etmeyelim. Sosyal medya yaşamımızın bir parçası haline geldi. Ve gün geçtikçe yaşantımızın büyük bir çoğunluğunu işgal edecek gibi görünüyor. Gün geçmiyor ki yeni bir uygulama veya yeni bir trendle karşılaşmayalım.

Ekleme: 20.06.2022 12:08:52 / Güncelleme: 20.06.2022 12:34:38 / Güncel
Destek için 

Sosyal medya iyi midir yoksa kötü müdür? Sorusunu geride bırakıp “Sosyal medyadan nasıl ve ne şekil de istifade edebiliriz” sorusuna geldik. Asıl ve en büyük sorunumuz ise sosyal medyadan yeterince istifade edemediğimizdir.

Kişi bulunduğu çevrenin rengini alır!

Sosyal medya platformları sayesinde dünya artık çok daha küçük bir yer haline geldi. Sosyal medya sayesinde çeşitli gruplar bir araya gelebilmekte ve kendi fikirlerini paylaşabilmektedirler. TÜİK (2021) verilerine göre 16-24 yaş arasında sosyal medya kullanım alışkanlığı kadınlarda %76; erkeklerde %86,6 olmak üzere toplam ortalama %81.5 olarak bildirilmiştir.

Müslüman  gençliğe düşen asıl vazife girdikleri sosyal medya ortamına kendi renklerini vermeleridir. İnsan girdiği çevrenin etkisi altında kalan bir varlıktır. Bu ister sanal olsun isterse de içinde yaşadığımız gerçek dünya olsun aralarında hiçbir fark yoktur. Bir şekilde etkileniyor veya etkiliyoruzdur.

Ne yapmalıyız?

Eğer sosyal  medyadan etkilenen olmak istemiyorsak o zaman  etkilemeliyiz. Fikirlerimizi, düşüncelerimizi, İslam’i değerlerimizi paylaşacak içerikler üretmeliyiz.  Etkileşime geçtiğimiz insanları etkilemek için iyi bir donanıma sahip olmalıyız.  Sosyal medya bizim bir başka çalışma alanımız olmalı. İnsanların etkileneceği İslam’i içerikler hazırlayabiliriz. Her birimizin küçük, ama etkili içerikler üretebileceğimize inanıyorum. Sosyal medya denen sanal dünyaya kendi rengimizi verebiliriz.

Bunu nasıl  başarabiliriz?

“Sanal dünyada bizde varız” diyebilmemiz için yapılması gereken şeylerden ilki hedef belirlemek olacak. Gerçekten de sanal dünyadan etkilenen mi olacağız yoksa etkileyen mi? sorusunu kendimize bir soralım. “Ben etkilenmem” diyorsanız biliniz ki siz çoktan etkilenmişsiniz de bundan haberiniz yok.  Etkileyen olmadığınız sürece sanal alem sizi etkilemeye, istediği düşünce veya yaşam modelini size empoze etmeye devam edecektir.

Sosyal medyayı verimli kullanarak hangi alanda içerik üretilmek isteniyorsa o alana yönelik hedef kitlesi belirlemelisiniz. İslam’ın alanı da, çerçevesi  de çok geniştir. Allah’ı hatırlatacak her şey  paylaşılabilir. Ahiret hayatını anlatan (Cennet ve Cehennem) konularını işleyen ayetlerin kısa film şekline getirilerek veya birkaç dakikalık görsellerle o anlar canlandırılabilir. Daha fazla kişiye ulaşmak için yapmanız gereken tek şey sadece iyi ve kaliteli görseller paylaşmaktır. Siz ihlaslı olursanız yapacağınız hiçbir amelin boşa gitmeyeceğini bilin. Siz farkında olmasanız da Allah azze ve celle sizin vesilenizle dünyanın bir ucundaki insana hidayet verebilir. Buna vesile olabilirsiniz.

Mazeretimiz kalmadı!

Birçoğumuz gerçek dünyada iletişime geçmekte zorlandığımız için “Ben anlatamıyorum, utanıyorum, anlatınca kızarıyorum, dilim dönmüyor gibi” birçok bahanenin arkasına saklanarak asli görevimiz ve İslami sorumluluğumuz olan tebliğ çalışmalarına katkı sağlamaktan kaçınıyoruz. Sanal dünya bizim bu kapımızı kapattı. Artık kimseyi görmeden, birebir etkileşim içine girmeden düşüncelerimizi rahatlıkla paylaşacağımız bir ortamda anlatmak zorundayız. İçimizi yakan İslam ateşiyle sanal dünyanın tüm kötülüklerini yakmalı, yok etmeliyiz. Bunu yapmak zor olmasa gerek.

Hiçbir şey yapamıyorsak bile günlük olarak bir ayet ve hadis paylaşımı bile yapsak yeterlidir.  Durumlarımızda, sayfalarımızda, paylaşımlarımızda yapabileceğimiz mutlaka bir şeyler vardır. Yeter ki bizler isteyelim. Sanal dünyaya kendi rengimizi vermek istiyorsak bunun için çalışmalı ve çabalamalıyız.