İletişim Başkanlığından Brüksel'de "Ukrayna Krizi ve NATO'nun Geleceği" paneli

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlediği "Ukrayna Krizi ve NATO'nun Geleceği" konulu panelde, "Türkiye'nin kilit rolü ve PKK'ye destek veren ülkelerle ilgili meşru hassasiyetleri" ele alındı.

Ekleme: 18.06.2022 09:45:09 / Güncelleme: 18.06.2022 09:45:09 / Güncel
Destek için 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un videolu mesajıyla başlayan panele, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Brüksel Büyükelçisi Hasan Ulusoy ve Brüksel Başkonsolosu Umut Deniz'in yanı sıra çok sayıda Türkiyeli ve yabancı davetli katıldı.

Basın Kulübünde Türk-Alman Üniversitesinden Doç. Dr. Enes Bayraklı'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde söz alan Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Birliği Başkanı Richard Milsom, kendini Türkiye'nin yakın dostu olarak tanımladı ve Türkiye'nin siyasi, askeri ve ekonomik hedeflerinin pek çoğunu desteklediğini vurguladı.

Milsom, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle, NATO'nun yeniden gündeme geldiğini, ABD'nin uzun yıllardır Avrupa ülkelerine yaptığı "savunma harcamalarını artırma" uyarılarının bu dönemde ciddiye alınmaya başlandığını söyledi.

NATO'nun Ukrayna krizi karşısında birlik sergilediğini ancak İsveç ve Finlandiya'nın üyeliklerine karşı duruş gösterilmesinin NATO içindeki uyumla ilgili soru işaretleri oluşturduğunu savunan Milsom, Türkiye'nin iki ülke ile herkesi tatmin eden bir anlaşmaya varacağından emin olduğunu dile getirdi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Dr. Giray Sadık ise Türkiye'nin her zaman Avrupa'nın güvenliği ve NATO için kilit önemde olduğunu ve güncel tehditlerin hibrit nitelikte olması nedeniyle NATO müttefiklerinin her zamankinden daha çok birleşmesini gerektirdiğini ifade etti.

NATO içindeki ya da ittifaka yeni dahil olmak isteyen ülkelerin birbirlerine karşı yaptırımları içeren söylemler kullanmasının yanlış olduğunu belirten Sadık, İsveç ve Finlandiya'nın bu anlayıştan sıyrılmasının yapıcı diyalog için bir başlangıç teşkil edebileceğini söyledi.

Brüksel Özgür Üniversitesinden (VUB) Dr. Koert Debeuf de Avrupa'nın aslında Türkiye'nin hassasiyetlerini anlamadığını, meseleyi "Türkiye'nin NATO'nun genişlemesine sorun çıkarması" şeklinde okuduğunu belirterek, Türkiye'nin PKK ve FETÖ nedeniyle gördüğü büyük zararın daha iyi iletişim ve diyalogla anlaşılması gerektiğini aktardı.

Medipol Üniversitesinden Doç. Dr. Hüseyin Alptekin de NATO üyeliğinin her ülkeye tanınan evrensel bir hak olarak anlaşılmaması gerektiği ve NATO'nun belli şartlar karşılığında üyelerine ayrıcalıklar sunan bir ittifak olduğunun altını çizerek, bunlardan en önemlisinin üyelerin güvenlik endişeleri ve değerlendirmelerine uyumlu davranma olduğunu anlattı.

İsveç'in başkenti Stockholm'de PKK'nin propagandasının yapılmasına dair görsellerin, bahsini ettiği duruma aykırı olduğunu vurgulayan Alptekin, Türkiye'nin, bu tür eylemlerden duyduğu rahatsızlığın İsveç nezdinde anlaşılması ve ona göre adım atılmasından mutluluk duyulacağını söyledi. (İLKHA)