Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan bu yana en büyük yaptırımlardan biri, AB Komisyonunun 6'ncı yaptırım paketini onaylamasıyla hayata geçti.
Geçen ayın başından beri gündemde olan pakette, Rusya'dan ham petrol tedarikinin 6 ayda, rafine ürün tedarikinin de yıl sonuna kadar aşamalı olarak kaldırılması yer alıyor.
Başını Macaristan'ın çektiği Çekya, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkelerin özellikle petrol ithalatının yasaklanması konusuna itiraz etmesiyle yaşanan yoğun müzakerelerde, Rusya'dan Avrupa'ya petrol taşıyan Druzhba boru hattının yaptırım dışında tutulmasıyla uzlaşı sağlandı.
Yaptırımlar sadece tankerlerle petrol alımını kapsarken deniz yoluyla petrol ithalatının ise yıl sonu itibarıyla devreye girmesi kararlaştırıldı.
Tükettiği petrolün yaklaşık yüzde 25'ini Rusya'dan ithal eden AB, her ne kadar bu ambargolarla Rus ekonomisini çökertmeyi amaçlasa da veriler bugün gelinen noktada bu hedefin tam anlamıyla başarılı olamadığını ortaya koyuyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın mayıs ayı petrol piyasası raporuna göre, Rusya'nın aylık petrol geliri yıl başından bu yana yüzde 50 artarak 20 milyar dolara yükseldi. İhracattaki en büyük payı ise AB ülkeleri oluşturdu.
Rapora göre, mevcut yaptırımlara rağmen, Rusya’nın petrol ihracatı nisanda günlük 620 bin varil arttı ve ocak-şubat ortalaması olan günlük 8,1 milyon varile yükseldi.
ABD Enerji Güvenliği Temsilcisi Amos Hochstein perşembe günü Avrupa ve Bölgesel Güvenlik İşbirliği Senatosu’nda yaptığı konuşmada, küresel petrol fiyatlarındaki artışın AB yaptırımlarının Rus petrol geliri üzerindeki etkisini sınırladığını, hatta Rusya'nın fosil yakıtlarından elde ettiği gelirin savaş öncesine göre arttığını söyledi.