Cumhurbaşkanı Erdoğan: Maduro'nun, Filistin meselesindeki duruşu da takdire şayandır

​Cumhurbaşkanı Erdoğan, Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’nun Filistin meselesindeki duruşundan dolayı taktir etti.

Ekleme: 08.06.2022 22:10:14 / Güncelleme: 08.06.2022 22:11:46 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Venezuela'nın 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından hükûmetlerine ilk destek veren ülkelerden biri olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de en zor ve sıkıntılı dönemlerinde Venezuela halkının yanında olduklarını söyledi.

Venezuela'nın maruz kaldığı çok yönlü kuşatmanın aşılmasında Maduro'nun güçlü ve cesur liderliğinin önemli payı bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli dostum, tıpkı Simon Bolivar ve Hugo Chavez gibi ülkesinin bağımsızlık mücadelesine adını altın harflerle yazdırmıştır. Sayın Maduro'nun, Filistin meselesindeki duruşu da takdire şayandır. Bu vesileyle kendisini bir kez daha tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, nisan ayında Karakas'ı ziyareti vesilesiyle Ortak İşbirliği Komisyonu’nun Üçüncü Toplantısı'nın icra edildiğini ve hemen ardından Maduro'nun bu ziyaretinin de iş birliğine büyük ivme kazandırdığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları görüşmelerde bu çerçevede atılabilecek adımlar üzerinde durduklarına işaret ederek, "Bugün imzalanan mutabakat zabıtlarıyla ilişkilerimizin hukuki altyapısını daha da güçlendirdik" dedi.

Eğitim ve kültürün iki ülke arasındaki iş birliğinin önemli başlıkları arasında yer aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı’nın, Karakas'taki üçüncü okulunun açılışının Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ziyareti sırasında gerçekleştirildiğini anımsattı.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO üyelik başvurusunda bulunan ve Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyan İsveç ve Finlandiya liderlerinin sizinle bir görüşme talebi oldu mu? Henüz olmadıysa da olduğu takdirde sizin yanıtınız ne olur?" sorusunu, şöyle cevapladı:

Aslında bu konuyla ilgili yanıtlarımı çok verdim. İsveç ve Finlandiya ile ilgili heyetler geldiler, buradaki bizim heyetlerle görüşmeler yaptılar. Arkadaşlar şunu bir defa çok iyi bilmemiz lazım, NATO bir güvenlik teşkilatıdır. NATO, teröre çanak tutan bir örgüt değildir. Şu anda İsveç bildiğiniz gibi PKK, PYD/YPG gibi tüm terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke konumunda. Hatta bunların kendi parlamentoları içerisinde bile teröristler var ve bu teröristler bunların parlamentoları içerisinde yer aldığı sürece ve caddelerinde Stockholm'ün sürekli bu terör örgütleri, terör örgütü liderlerinin posterleriyle gösteriler yaptıkları sürece ve bunu da İsveç polisinin güvencesinde yaptıkları sürece, İsveç devlet televizyonunda teröristlerin liderlerinin özellikle söyleşileri yayınlandığı sürece biz bunlara, 'Buyurun devam edin.' diyemeyiz. 'Buyurun NATO'ya girin diyemeyiz.' Aynı şey Finlandiya için de geçerli. Maalesef Finlandiya da şu anda bunun benzeri birçok yapılanmanın içerisindedir.

Türkiye'nin, Yunanistan ve Fransa'nın NATO üyeliği konusunda yaşadıklarını İsveç ve Finlandiya ile tekrar yaşamak istemediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yunanistan, NATO'dan çıktı, girişine bizden öncekiler yol verdi. NATO'ya tekrar girdi. Fransa tekrar girdi. Ne oldu? İşte şu anda 5+4, 9 Amerikan üssü nerede? Yunanistan'da kuruldu. Peki, bu üsler kime karşı kuruluyor? Verdikleri cevap şu, 'Rusya'ya karşı.' Bunu yemezler, kusura bakmasınlar. Şu anda elimizdeki rakamlar 400 milyar avro Yunanistan'ın Avrupa'ya borcu var. Buna rağmen Avrupa ülkeleri, isimlerini vermeyeceğim, ciddi manada Yunanistan'a silah desteği, uçaklar ve helikopterler veriyorlar. Aynı şekilde Amerika'nın bu noktada desteği var, bunları veriyor. Kime karşı? Geçenlerde benimle yaptığı çalışma yemeği görüşmesinde, 'Artık aramıza başkalarını sokmayalım, ikimiz bütün görüşmelerimizi yapalım, üçüncü ülkeler aramızda olmasın.' demesine rağmen görüşmemizden iki üç hafta sonra Amerika'da gidip senatoda yaptığı açıklamalarla sanki biz bu görüşmeleri yapmamışız gibi orada maalesef Türkiye aleyhinde, Türkiye'nin menfaatleri aleyhinde konuşmalar yaptı. Ondan sonra geldi Davos'ta yine benzer şeyleri yaptı. Kusura bakmasınlar, biz şahsiyetli siyasetten yanayız, şahsiyet yoksunu siyasete Türkiye olarak evet demiyoruz." (İLKHA)