Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Analiz
Öfkeyle bağırıp çağıranlar olduğu gibi, hükümete karşı direnişten söz edenler de var. “Protesto için yasak vakitlerde içelim” çağrılarından inadına içeceğim açıklamalarına kadar çok farklı şeyler bulabiliyorsunuz.
Bu anlamda örnek olarak iki açıklamayı yorumlayalım istiyorum.
Birinci örnek, Hürriyet Gazetesi eski yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök… Yaptığı açıklamalar akıllara ziyan.
Ertuğrul Özkök, ibadetin kişi ile Allah arasında olduğunu iddia ediyor. Kendinden örnek veriyor: “Ben Allah’a inanıyorum. Benimle Allah arasında… Oruç tutmuyorum, şarap içiyorum. Ama bu konuda tek başıma değilim. Benim gibi milyonlarca insan var. O zaman doldurun hepimizi torbaya, atın denize, kendi aranızda istediğiniz gibi yaşayın.”
Oruç ve namaz Allah’ın emri ve Özkök, bu emri dinlemiyor.
“Emri dinleme!” vesvesesini veren şeytanı dinliyor ünlü gazeteci.
Kendisi gibi Allah’ın emrine asi olan milyonlarca insanın olduğundan söz ediyor.
Özkök devam ediyor açıklamalarına.
Amerika’da ve İran’da içki yasaklarının tüketimi arttırdığını iddia çekiyor Özkök. Türkiye’de de benzerinin olacağını ve insanların inadına içeceğini öne süren Özkök, “Bu yasakları getirenlerin inadına içki içilecek ve ben de onu yapacağım.” şeklinde konuşuyor.
İçki içmek, İslam’ın yasakladığı ve büyük günahlardan saydığı bir şey.
“İnadına içeceğim” diyor Özkök.
Allah’ın emrettiklerini yapmıyor, yasakladıklarını ise inatla yapmaya devam edeceğini söylüyor.
Ha bu arada Allah’a da inanıyormuş. Kendisi öyle diyor.
Bizim inandığımız Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Ve ‘çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.” (Âl-i İmran:135)
Rabbimiz cenneti isteyen müminleri ‘yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenler’ olarak tanımlıyor.
Peki, “büyük günah”lardan olan içki için “inadına içeceğim” diyen şahıs neye güveniyor?
“İnadına günah” diyen şahsa, cehennemi bilerek ve isteyerek tercih ettiği için üzülmüyoruz.
Kendine zarar veriyor.
Derler ya şeker hastası adam karısına kızıp bir tas pekmez içince gözlerini kaybetmiş.
Yine Rabbimizin sözlerine bakalım:
“Onlar hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!” (Bakara:175)
Gelelim ikinci örneğimize…
Gazeteci Ali Bayramoğlu, bir programda şu açıklamaları yaptı: “İktidar, alkol ve alkolizm arasındaki ilişkiyi ters kurdu. Sadece genç nesilleri korumakla kalmıyorsunuz, geleneği, varoluşu da kazıyorsunuz. Muhafazakâr bir siyasi iktidarın kendi değerlerini biraz fazla devreye soktuğunu ve kendisine oy vermiş laik ve seküler vatandaşı hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyorum. Ölçü kaçmış durumda! Eğer inançlı olmak içki içmemeyi gerektiriyorsa çıkan yasa inançlılara değil bize yönelik bir yasadır. Kaldı ki ben inançlıyım ama içki de içiyorum!”
Ali Bayramoğlu, halen hükümeti destekleyen liberal kanattan.
Hükümete yakın olan Yeni Şafak Gazetesi’nde yazıyor.
Bayramoğlu da “her şeye eyvallah, ama alkole ilişme” diyenlerden.
Hükümete tepkisini dile getirirken “saçmalama hakkı”nı da kullanıyor.
Adam, hem inançlı hem de içki içiyormuş!
Bu arada bir de laikmiş!
“Laik” ve “içki”nin yan yana gelmesinde bir sakınca yok. Hatta birbirlerinden uzaklaşmaları problem olabilir.
Ama onların yanına “inanç” gelmez!
Yani “inanç” “içki”nin yanına gelirse ortaya “günahkâr mümin” portresi çıkar da “dini olmayan” anlamına gelen “laik”in yanına gelince nasıl bir tanım ortaya çıkar, bilemiyorum.
Dini olmayan dindar ya da hadi bazılarının dediği gibi evrensel tanımdan yola çıkarak söyleyelim, dinlere eşit mesafede olan dindar!
Bu denklem çözülmez!
Matematikte denklem çözümlerinde bilinmeyeni bulmak için “yerine koyma metodu” ya da “yok etme metodu” kullanılır.
Burada çözüm için hangisi yok edilir sizce?
Zor bir soru öyle değil mi?
İşte bu memlekette ne zaman alkole dokunulmaya kalkışılırsa böyle içinden çıkılmaz denklemler oluşur.
Liberal tanımlamaların dünyasına adım attığınız andan itibaren kontrol onların eline geçer.
Onlar da saçmalama haklarını sonuna kadar kullanırlar.
Sonra da “inadına cehennem” anlamına gelebilecek garip laflar ederler.