NATO'ya üyelik başvurularını yapan ve Madrid'deki NATO Zirvesi'ne özel davetli ülke olarak katılacak İsveç ve Finlandiya'nın terörle mücadele konusunda Türkiye'nin kaygılarını gidermesi gerektiğine bir kez daha vurgu yapan Kalın, şu değerlendirmede bulundu:
"İsveç ve Finli muhataplarımıza beklentilerimizi, endişelerimizi ve taleplerimizi açık ve net bir şekilde, yapıcı bir tutum içerisinde ama çok kararlı bir şekilde ilettik. Özellikle terörle mücadele konusunda bu ülkelerde PKK/PYD/YPG veya FETÖ gibi yapılanmaların mevcudiyeti hakkındaki konumumuzu açık bir şekilde ifade ettik. Kendilerine bilgi ve belgelerle, bütün görselleriyle bu örgütlerin oradaki yapılanmasını paylaştık. Burada para toplayan, Türkiye aleyhine faaliyet yapan, eleman devşiren, terörist faaliyetleri organize eden kişi ve kuruluşlara karşı açık ve net tavır almaları gerektiğini ifade ettik. Bu yönde beklentimiz devam ediyor. Henüz karşı taraftan bu yönde bize gelmiş somut, bizim endişelerimizi tatmin edici bir geri dönüş olmadı. Görüşmeler devam ediyor. Türkiye’nin bu konudaki kaygılarını giderecek yönde somut adım atacaklarına dair net bir tablo ortaya çıktığında sürecin seyri ona göre ilerleyecektir. Türkiye’nin güvenlik kaygıları giderilmeden ilerleme olmaz."
İbrahim Kalın, "İsveç ve Finlandiya'nın üyelikleri NATO Zirvesi'nde netlik kazanır mı?" sorusunu şöyle yanıtladı: "NATO Zirvesi gibi bir zaman sınırlaması içinde kendimizi görmüyoruz. Zirve son derece önemli. Tabii ki bu yeni konjonktür içerisinde Ukrayna savaşı ve diğer gelişmeler çerçevesinde NATO Zirvesi'nin başarılı geçmesi, İttifak'ın kendi iş birliğini ve dayanışmasını güçlendirmesi son derece önemli. Tam da bundan dolayı Türkiye'nin dile getirdiği terörle ilgili kaygılarının dikkate alınması, önemsenmesi İttifak'ın gücünü tahkim etmesi açısından da son derece önemli. Çünkü NATO bir ekonomik iş birliği örgütü yahut bir turizm derneği değil. NATO bir güvenlik ittifakı. Dolayısıyla burada bir üye ülkenin güvenlik endişeleri dile getirildiğinde bunun mutlaka ciddiye alınması gerekir. Yeni bir üye veya üyeler alınacaksa da mutlaka bu üyelerin, bu endişelerini dile getiren ittifakın üyesi ülkenin kaygılarını da dikkate alması ve bu yönde somut adımlar atması gerekir. Dolayısıyla bu bir süreç, bunu illa 'NATO Zirvesi'ne kadar bitiririz, bitirelim' gibi bir zaman baskısı altında biz kendimizi hissetmiyoruz. Önemli olan burada İsveç ve Finlandiya’nın terörle mücadele konusunda ne tür adımlar atacağını açık, net, somut bir şekilde ortaya koymaları. Bu gerçekleştiğinde süreç buna göre ilerleyecektir."