Tokat'ta son bir haftada vücutlarına yapışan keneyi kendileri çıkardıktan sonra rahatsızlanan 4 kişi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümüne başvurdu.
KKKA tanısıyla hastanede tedavi altına alınan hastaların genel sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Tokat'ta geçen nisan ayının sonundan bugüne kadar 24 hasta serviste tedavi gördü.
Bir kişi hayatını kaybetti!
KKKA hastalığı şüphesiyle bir süre önce Reşadiye ilçesinden TOGÜ Hastanesine başvuran 58 yaşındaki C.Ç.'nin, geçen günlerde sevk edildiği Ankara'da hayatını kaybettiği öğrenildi.
KKKA nedir? Nasıl korunulur?
Türkiye, ilk kez keneyle bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla 2002 yılında karşılaştı. 2002-2003 yıllarının ilkbahar ve yaz aylarında Tokat, Yozgat ve Sivas illerinde kene ısırması nedeniyle KKKA hastalığı görülmeye başladı. Ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelen KKKA için o tarihten bugüne Sağlık Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, zehirli kenelere karşı etkin bir mücadele başlattı. Peki, nedir bu KKKA? Nasıl bulaşır ve nasıl tedbir alınır? İşte size Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığıyla ilgili hayat kurtaran bilgiler...
Hastalığa ne sebep oluyor?
Her yıl yaşanılan ölümlerle gündeme gelen kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, kenelerde bulunan ‘Nairovirus’ adında bir virüs nedeniyle ortaya çıkıyor. Bu virüs, keneler arasında enfeksiyon yaparak yayılıyor. Dünyada 850'den fazla kene bulunuyor ama bunların 7 veya 8'inde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı virüsü tespit edilmiş. Bu virüsü taşıyanlardan en tehlikelisi ''hyalomma marginatum marginatum''. KKKA da insanlara esas olarak Hyalomma soyuna ait kenelerin tutunması ile bulaşıyor.
İlk kez Sovyet askerlerinde görüldü
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ilk kez 1944 ve 1945 yıllarında Sovyet askerleri arasında görüldü. Yaz aylarında görülmeye başlayan hastalığa ise Kırım Hemorajik Ateşi adı verildi. 1956 yılında ise Zaire’de ateşli bir hastada Kongo virüsü tespit edildi ve 1969 yılında her iki virüsün aynı virüs olduğu belirlenmesi üzerine, Kırım Kongo Hemorajik Ateşi (KKKA) olarak hastalık, yeniden adlandırıldı.
Haziran ve temmuz en tehlikeli aylar
Türkiye ise ölümle sonuçlanan bu hastalık ile ilk kez 2002 yılında görüldü ve 2003 yılında da KKKA olduğu tanımlandı. Her yıl nisan-ekim ayları arasında görülmeye başlayan hastalık, zehirli kenelerin daha aktif hale geldiği haziran-temmuz aylarında ise pik yapıyor. Türkiye’de ilk kez Tokat yöresinde ortaya çıkan hastalık, ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesinin kuzeyi, Karadeniz Bölgesinin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeyinde görülüyor.
Nasıl bulaşıyor?
KKKA virüsünün insanlara başlıca bulaş yolları ise şöyle:
-Enfekte kene tutunması
-Enfekte kenelerin çıplak el ile ezilmesi
-Hasta hayvanların kan, doku ve sekresyonları ile temas
-KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas
-Kan içeren damlacık yoluyla da bulaşabiliyor
Hastalığın belirtileri nelerdir?
KKKA hastalığı; ateş, yaygın vücut ağrısı, vakaların az bir kısmında ise deri, mukoza ve iç organlarda kanamalar ile seyreden kene kaynaklı viral bir enfeksiyon. Belirtileri arasında ise şu bulgular yer alıyor:
“Yüksek ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı, bazen kusma, karın ağrısı veya ishal, yüzde kızarıklık, ilerleyen safhada vücudun değişik yerlerinde kanamalar, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülebiliyor.”
Kimler risk altındadır?
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, kasaplar, çobanlar, mezbaha çalışanları, veterinerler, sağlık çalışanları, kamp ve piknik yapanlar, korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunan kişiler, hastalığı kapma anlamında risk altındalar.
Tedbirler hayat kurtarıyor!
Kenelerin daha çok sık otların ve çalıların bulunduğu yerlerde ve hayvan barınma alanlarında görüldükleri için insanların kendilerini korumak için bazı tedbirler almaları. KKKA’dan korunmak için öncelikle hastalığa neden olan virüsü taşıyan kenelerden uzak durmak gerekiyor. Kene yönünden şüpheli ve tehlikeli olan bölgelere gidilmemesi en önemli tedbirlerden biri. Özellikle bu mevsimlerde hayvanlarla gereksiz temaslardan kaçınılmalı. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda, çıplak ayakla dolaşılmamalı, kısa giysiler giyilmemeli, mümkünse açık renkli, uzun kollu ve uzun paçalı giysiler giyilmelidir. Vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli, vücuda yapışan keneler kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalı.
Kene nasıl çıkarılmalı?
Her kene hastalık yaymasa da bu ısırmaların hepsinin dikkate alınması gerektiğini belirten uzmanlar, vücuda yapışan kenenin çıkarılmasında şu kriterlere dikkat etmek gerekiyor.
- Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır.
- Kenenin tutunduğu yerden çıkarılması işlemi sırasında asla çıplak elle temas edilmemeli, eldiven giyilmelidir.
- Vücuda tutunmuş kene vücuda tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle (eğri uçlu pens, cımbız ve eldiven gibi) tutularak çıkarılmalıdır. Çıkarılma işlemi sırasında kenenin başının içeride kalması KKKA Hastalığı açısından bir risk oluşturmamaktadır.
- Kene çıkarıldıktan sonra tendürdiyot gibi antiseptik bir solüsyon uygulanmalıdır.
- Çıkarılan kene, içinde çamasır suyu, alkol veya insektisit vb. bulunan ağzı kapaklı bir şişe içine atılarak öldürülmelidir.
- Eğer kene incelenmek üzere laboratuvara gönderilecekse cam bir tüp veya küçük kavanoz içinde kapatılarak saklanmalıdır.
- Vücuda tutunan kenelerin uzaklaştırılması işlemini kişiler kendileri yapabilirler.
- Eğer kişi keneyi kendi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşunda çıkarılması sağlanmalıdır.
- Hasta için kullanılan materyaller sızdırmayan bir torbaya veya kutuya atılmalıdır.
- Eldivenler çıkartılıp uygun şekilde atılmalı, eller sabunla yıkanmalıdır.
- Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.
- Keneyi çıkartmak için kıvrılma veya katlanma şeklinde hareketler yapılmamalıdır.
- Çıplak elle kene çıkartılmaya çalışılmamalıdır.
KKKA hastalığında aşı umudu
Günümüzde bu hastalığın etkin bir tedavisi bulunmuyor. Tanı koyulan kişilere uygulanan destek tedavilerle hastalığın önüne geçilmeye çalışılıyor. Son yıllarda KKKA için geliştirilen aşılar ise bu hastalık için yeni bir tedavi umudu taşıyor. Türk bilim insanlarının yürüttüğü aşı çalışmasında ise sona yaklaşıldığı belirtiliyor. Tamamlanmak üzere olduğu belirtilen aşı, tamamen Türk bilim adamları tarafından hazırlanıyor
AA