Midyat merkez Hacı İsmail Nas Cami İmam-Hatibi ve Müderris Molla Mehmet Deniz’in tedrisatında 5 yıllık ilmi tedrisatlarını tamamlayarak icazet almaya hak kazanan 5 kişiye, düzenlenen merasim ile icazetleri verilerek hediyeler takdim edildi.
Hacı Kasım Altunkaya Camii'nde düzenlenen törene Midyat ilçe Müftüsü Ergün Bulunmaz, talebelerin aileleri, imam-hatipler ve vatandaşlar katıldı.
Kur’an-ı kerim tilavetiyle başlayan tören, Müderris Molla Mehmet Deniz’in teşekkür ve tebrik konuşmasıyla devam etti.
Ardından icazet alan talebeler öğrendiklerinin örnek sunumunu yaptı.
Programda bir konuşma yapan Müftü Ergün Bulunmaz, ilim öğrenmenin yanında amel etmek ve öğretmenin önemine vurgu yaptı.
“Gıpta edilecek kişi Allah’ın kendisine ilim verdiği kimsedir”
Bulunmaz, “Efendimiz’in (Sallallahü aleyhi vesellem) “İki kişiye gıpta edilir…” buyurduğu kişilerin birincisi; Allah’ın (celle celalühü) kendisine imkân verdiği, mal verdiği, ömür verdiği kişinin bu var olan, malını mülkünü Allah yolunda infak eden kimsedir. Bu kimseye gıpta edilir. Allah sayılarını artırsın. İkinci gıpta edilecek kişi kimdir? Bir taraftan maldan mülkten bahsettik ve değer atfettik. İkincisi, Allah’ın kendisine ilim verdiğidir. İlim öğrenmek bir nasip işidir. İlim öğrenmek öyle herkese nasip olacak bir şey değildir. Bu yol dikenli bir yoldur. Bunun gecesi vardır gündüzü vardır. Yokluğu vardır. Bazen karnınıza taş basmanız gerekir. Yokluk içerisindedir yani bu işler. İkinci grup gıpta edilecek kişi Allah’ın kendisine ilim verdiği, ama ilmin ışığında da amel eden kimselerdir. Yüce Rabbim, bugün icazet alacak olan kardeşlerimiz başta olmak üzere, şu anda bu ilim meclisinde aramızda bulunan Seydalarımız hocalarımız ve talebelerimize ilim öğrenebilmeyi, öğrenmekle kalmayıp hayatına bu ilmi tatbik edebilmeyi nasib-i müyesser eylesin inşallah.” ifadelerini kullandı.
“Rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir”
İlmiyle amil olmanın önemine dikkat çeken Bulunmaz, “Sohbetlerimizde bazen ifade ediyoruz. Bizim evlerimizin tamamı, odalarımızın istisnasız bütün duvarlarının Kur’an-ı kerim ile kaplanmış olması, Kur’an-ı Kerim'in evimizin tamamında var olması bizim için bir anlam ifade etmez, ta ki amel olmayınca. Kur’an-ı Kerim, insan hayatına dokunmadığı müddetçe; eğer bir tacirin ticaretine şekil vermiyorsa, bir ilim erbabının hayatına şekil vermiyorsa, bir işverenin hayatına şekil vermiyorsa, herhangi bir meslek grubunun hayatına şekil vermiyor ise, Kur’an-ı Kerim'i siz hıfz edip sadece beyninizde taşırsanız, bunun sadece taşıyıcısı olursunuz. Amele dönüşmeyen bir ibadetin Allah’ın katındaki değerini hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz. Âlemlere rahmet olarak gönderilen, kendisinden sonra hiçbir peygamberin gelmeyeceği bütün insanların rehberi ve önderi olan Aleyhisselatu vesselam Efendimiz hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor; “Rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir.” Bu sebeple, rütbelerin en yücesi olan ilim rütbesi ile teçhiz olmuş olan, süslenmiş olan bu kardeşlerimize Yüce Rabbim inşallah, öğrenmiş olduklarıyla amil olabilmeyi nasip eylesin. Yüce Rabbim, uzaktan yakından buraya teşrif etmiş olan siz aziz cemaatimizden razı olsun. Dualarımız inşallah müstecab olsun. Yüce Rabbim gönlünüzden geçen hayır muratlarınızı sizlere de bizlere de nasip eylesin.” şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardından salavatlar eşliğinde mücaz’lar( Mahmut Kaksa, Şerif Öner, Furkan Gevcan, Şirin Tekin ve Mübarek Oral) icazetleri ve çeşitli ödüller takdim edildi. Program yapılan dua ile sona erdi. Ardından katılımcılara mevlid yemeği verildi.
Duygularını İLKHA muhabiriyle paylaşan icazet alan talebeler ve velileri, çok mutlu ve heyecanlı olduklarını ifade ettiler.
“En güzel hediye icazetimizdir”
İcazet alan talebelerden Şerif Öner, “Şu an bugünkü mutluluğumuzu kimse bilemez. Şu an zaten önümüze dünyaları serseniz bile bu icazetten başka bir şeye bakamayacağız. Yani şu an bugün çok hevesliyiz. Mutlu ve heyecanlıyız. Yani ilim bir deryadır, ne kadar alırsan dalarsan bile bitmez o derya. Biz icazeti aldık diye ilim bitmiş olmuyor. Ne kadar okusan bile ilim bitmez. Şu an zaten bunu aldıktan sonra, bizde bunu öğretmekle mükellefiz. İnşallah bunun devamını getireceğiz, aynı Seyda’mızın bu icazetleri verdiği gibi bizde İslam’a yakışır talebeler yetiştireceğiz inşallah. Şu an zaten gramer ve Arapça derslerinden aldık. Ben 2 buçuk sene tahsilimi Antep’te tamamladım, diğer yılları burada Seyda’mızın yanında tamamladım işte. Zaten sarf, nahiv, belagat ve mantık ilimlerinden oluşuyor bizim ilmimiz. Yani arkadaşlarıma tabi ki tavsiye ediyoruz. Zaten bu icazetini aldıktan sonra, teşvik etsinler diye onlara da tabi ki öneririz. Zaten dünyanın her şeyinden güzel. Dedim ya ilk başta, şu anki heyecanımız mutluluğunuz her şeye bedel. Ne kadar hediye verilse de, en güzel hediyemiz budur.”
Şerif Öner’in Babası Cihangir Öner, oğlunun ilim tahsil etmesinden dolayı büyük bir gurur duyduğunu ifade ederek, onları yetiştiren hocalarına teşekkür etti.
“Biz de öğrenci yetiştirmek istiyoruz”
Dargeçit Karabayır köyünden ilim tahsili için geldiğini belirten Mübarek Oral, “Seyda’nın yanında ilim tahsil ettim. Tahsilimi bitirdim sonunda. Yani Allah da nasip etti. Bugün çok mutluyuz. Allah Seyda’mızdan razı olsun ve bütün yardım edenlere, bizi bugüne kadar okutanlardan Allah razı olsun. İlim tahsil etmek aslında çok güzel bir duygu. İlk başta ne kadar zor gelse de, sonradan insan mutlu oluyor. İlk başta biz başladığımızda çok zorluklar çektik. Bugün icazetimizi aldık. Rabbim bize nasip etti ve çok mutluyuz. Allah herkesten razı olsun. Buraya gelen giden, yardımı dokunan herkesten Allah razı olsun, Seyda’mızdan Allah razı olsun inşallah. Biz de Seyda’mızın yolundan gidip ilim tahsil etmek, öğrenci yetiştirmek istiyoruz Allah nasip ederse.” diye konuştu.
Mübarek Oral’ın Babası, “Onlara yardım eden emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Özellikle Mehmet Hocamızdan Allah razı olsun. Gerçekten bugün çok mutluyuz Allah-u Teâla ne kadara hamd etsek azdır. Çünkü çocuğumuzu bu dereceye getirdi. Bugün elhamdülillah icazetini aldı. Allah muvaffak etsin, Allah yardımcısı olsun yolu ve bahtı açık olsun.” dedi. (İLKHA)