Mustafa Karakaş/Doğruhaber
Cesur gazeteci...
Korkusuz gazeteci....
Yüzyılın en yürekli, en gözünü budaktan sakınmayan gazetecisi kimdir dense, Kemalist mahallede 70 yaş üstü nineler ve dedeler, gözlerinin kenarından yaşlar süzülerek "Uğur Dündaaarr" diye bağırır.
O, yılların Uğur abisidir.
Misal İstanbul’da özeli bir ilkokulda namaz kılan çocukların haberini o yapmıştır.
İnanılmaz ama gerçek, çocuklar cuma namazına gitmiştir bu korkunç suçu ortaya çıkaran ve yayınlayan Uğur Dündar'dır.
Öyle koca bir yürek yani!!!
İşte bu korkusuz savaşçı pardon gazeteci, 28 Şubat cunta darbesini yapanlar ile destekçilerinin (bir kısmı) operasyonla derdest edilirken, yani evvel zamandaki cürümlerinin hesabı sorulurken hemencecik hükümetin en sert kalemini aramış ve şefaat istemiş!
Hayır bizim anladığımız anlamda bir şefaat değil!
Dünyevi şefaat; yani yardım.
Peki kimden yardım istemiş
Rasim Ozan Kütahyalı'dan..
Kaynak Kütahyalı'nın kendisi.
Bir youtube kanalına konuk olan Kütahyalı öyle şeyler söyledi ki!!!
Buyrun:
"28 Şubat'ta tutuklanmaktan korkuyordu Uğur Dündar. Beni aradı. Bir laf var piyasada dedi, sen Uğur Dündar'ı bitireceğim diyormuşsun. Güldüm, öyle bir şey demiyorum, korkuyordu. Öyle bir şey yok dedim.
Bizim yayına bağlandı. Ben yayınlarımla en çok SHP'ye (Sosyal demokrat Halkçı Parti) zarar verdim dedi. 1994'te Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan seçilmesine ben yol açtım dedi. Ya bunlar bu. Uğur Dündar şimdi Fenerbahçe'ye girdi, ben göreceğim onu."
Şimdi bu yazıyı okuduktan sonra youtube'ye Uğur Dündar namaz yazın.
Cuma namazına giden çocukları nasıl klavye terörü ile hedef aldıklarına bakın!
Cumayı kıldıktan sonra okula koşturan çocukları camiden çıkan çocuklar için “kameraları fark eden çocuklar okula kaçıyor" cümlesini kurabilecek kadar utanmaz olan bu insanlar, yargının ucu kendisine dokununca nasıl da titrek bir halde bir şemsiye(sığınak) aramışlar.
Kameranın önünde aslan yavrusu gibi kükreyen Dündar, kayıt bitip hesap kitap işi başlayınca viyaklamış.
Biz demiyoruz, Rasim Ozan Kütahyalı diyor.