Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bünyesinde bulunan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, şimşek ve yıldırımlardan korunmak için neler yapılması gerektiğini açıkladı.
Doğa olayı olan şimşek ve yıldırım çakması durumlarında özellikle kırsalda bulunan çoban ve hayvanların nasıl korunması gerektiğiyle ilgili önemli bilgiler veren Çukurçayır, gök gürültüsü duyulduğu andan itibaren şimşek ve yıldırım çakma olasılığının yükseldiğinin altını çizdi.
“Şimşek ve bulut nasıl oluşuyor?”
Şimşek çakması ve yıldırım düşmesi ile ilgili bilgi veren Çukurçayır, “Şimşek buluttan buluta, yıldırım da topraktan buluta ya da buluttan toprağa doğru olan olaylardır. Düşen ya da oluşan yıldırımların yüzde 60-70'i topraktan buluta, yüzde 30'u 40'ı da buluttan toprağa doğru olan bir elektrik boşalması. Şimşek ve bulut nasıl oluşuyor? Şimşek ve yıldırım olayında aslında hem fizik hem termodinamik hem de elektrikle ilgili birçok bileşen var. Fizik ile ilgili olan; ısınan su buharlaşıyor, gökyüzüne yükseliyor. Gökyüzünde soğuk bir hava tabakasıyla karşılaştığı zaman yoğunlaşıp bulut oluyor ve o oluşan bulut içerisinde de kararsızlıktan dolayı da dikey faaliyet dediğimiz bir olay başlıyor. Bu oluşumda bulut içerisinde artı ve eksi parçacıklar oluşturuyor. Dolayısıyla bu oluşan parçacıklar elektrik yükünün toprak tarafından çekilmesi ya da topraktan buluta doğru bir elektrik akımının oluşmasıyla da bizim yıldırım dediğimiz olay oluşuyor. Şimşek dediğimiz olayda ise iki bulut arasındaki elektrik yüklerinin birbiriyle olan akımı ve akışı ile ilgili bir olay.” dedi.
“Sivri şekilde oluşan bütün uçlar yıldırımı çekebilecek noktalar oluyor”
Yıldırım düşme olayının nasıl gerçekleştiği ve korunma yollarıyla ilgili de konuşan Çukurçayır, “Sivri uçlar çekici noktalar oluşturuyor. Onun için büyük şehirlerde, camilerde gökdelenlerde paratoner dediğimiz yıldırımsavarlar oluşturuluyor. Dolayısıyla toprak yüzeyinde sivri şekilde oluşan bütün uçlar yıldırımı çekebilecek noktalar oluyor. Onun için insanlara yağmur yağarken 'ağaç altında, direk altında durmayın' deniliyor. Yani insanların sivri bir yapı oluşturup da bu yıldırım yükünü, elektrik yükünü çekecek olan alanlardan uzak durması gerekiyor ki bu tip olaylara maruz kalmasınlar. Özelikle ‘kararsız hava tipleri’ de dediğimiz ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde bu tip olayları biz çok sıklıkla görüyoruz ve göreceğiz de. Onun için insanlar özelikle bu mevsimlerde gök gürültüsünü duydukları andan itibaren sivri yapı oluşturan noktalardan uzak durmalıdırlar. Bunun başka çaresi yok.” şeklinde uyarıda bulundu.
“İnsanlar gök gürültüsünü duydukları andan itibaren tedbir almalı”
Özellikle kırsal kesimlerde bulunanların yıldırım düşmesine daha çok maruz kaldıklarını dile getiren Çukurçayır, “Hem insan hem de koyunlar ya da çobanların gütmüş olduğu hayvanlar bu riskin altına girmiş oluyorlar. Çünkü yıldırım hem topraktan buluta hem de buluttan toprağa olan bir akım olduğu için o sivri noktayı oluşturduğu andan itibaren riski yaşamış oluyorlar. Çobanlar, askerler ve açık alanda bulunan çiftçiler, başka sektördeki insanlar bu gibi olaylarda sivri nokta oluşturmamak adına açık alanda durmamalıdır. Ağaç altlarını da tercih etmesinler. Çünkü ağacın kendisi bir sivri nokta oluşturuyor. Yoksa insan ağacın altında sivri nokta oluşturmuyor. Ağaç o sivri noktayı oluşturduğu için de elektrik yükünü çeken bir nokta olmuş oluyor. Onun için çobanlar, yağışlı havalarda gök gürültüsünü duydukları andan itibaren hem sürülerini hem de kendilerini daha emniyetli ve daha kapalı alanlara taşımalıdırlar.” şeklinde belirtti.
“Paratoner yıldırıma karşı insanların şu andaki elindeki tek savunma sistemi”
Şehir merkezlerinde binaların üstüne takılan yıldırımsavarlarla ilgili de bilgi veren Çukurçayır, “Paratoner halk arasındaki tabiriyle yıldırımsavardır. Şehirlerde, yerleşim yerlerinde en sivri noktaları onlar oluşturduğu için buluttaki elektrik yükünü hem binaya hem de o binada yaşayan insanlara zarar vermeden direkt toprağa iletebilen bir sistem. Dolayısıyla paratonerler, yıldırıma karşı insanların şu anda elindeki tek savunma sistemi.” ifadelerini kullandı.
“CB bulutunun oluşturabileceği bütün olaylara hazır olmamız gerekiyor”
Son olarak CB bulutların oluşturabileceği riskler hakkında uyarılarda bulunan Çukurçayır, “Yıldırım ve şimşek bir doğa olayı ve kararsız havalarda bizim CB dediğimiz Cumulonimbus (Kümülonimbus) bulutlarının olduğu ortamlarda olur. Eğer bir gök gürültüsü duyarsanız havada mutlaka bir CB bulutu vardır. Çünkü gök görüntüsünü oluşturan başka bir bulut yok. Dolayısıyla CB bulutunun varlığını anlamanız için bu gök gürültüsünü duymuş olmanız gerekiyor. Onu duyduğunuz andan itibaren de onunla ilgili bütün olaylara hazır olmanız gerekiyor. Onunla ilgili bütün risklere karşı toplumun da bilinçli olması gerekiyor. Yani sadece şimşek ve yıldırımdan ibaret değil CB bulutları. Aşırı yağışlar ve özellikle dolu dediğimiz olay da bu buluttan olduğu için insanlarımızın bu gök gürültüsünü duydukları andan itibaren kendilerini emniyete almak için hem bu yıldırımdan korunma noktasında sivri birer uç oluşturmamak adına kapalı alanlara gitmeleri hem de açık alanlardaki insanların da yine ağaç altlarından ve direk altlarından uzak durmaları gerekiyor. Onun dışında bu doğa olayları yüzyıllardır var, bundan sonra da olacak. Ama insanlar da bunlardan nasıl korunacağı konusunda çok basit ipuçlarıyla kendi tedbirlerini almalıdırlar.” (İLKHA)