Dijital platformlar ve kanallar kontrolsüz! ÇOCUKLAR TEHDİT ALTINDA 

İnternetin ve teknolojinin gelişmesiyle beraber çocukların tehdit altında olduğunu belirten Eğitimci-Yazar Korkut Daban, ebeveynlere önemli tavsiyelerde bulundu. Daban, "Çocuklarda 0-6 yaş grubu için, psikolojide sürekli kullandığımız bir kavram var; ‘Çocukluğuna inmek.’ Çocuklarda yirmili, otuzlu hatta kırklı yaşlarındaki birçok travmatik olayın temelinde, aslında bunun yattığını görüyoruz. Yani çocuk 3 yaşındayken şiddet, sapkınlık ve cinsellik içeren bir filmi izlediğinde ne var diyoruz. Hayır çok önemli. Çünkü cinsel şiddet dediğimiz veya fiziksel şiddet dediğimiz olaylar bilinçaltının bir eseri olarak tezahür ediyor.” ifadelerini kullandı.

Ekleme: 22.04.2022 04:43:49 / Güncelleme: 22.04.2022 04:44:02 / Güncel
Destek için 

Yusuf Özbay

Özelikle çocuklara yönelik yayın yapan bazı kanal ve dijital platformların cinsel sapkınlığı aşıladığını belirten Eğitimci-Yazar Daban, bu durum karşısında anne-babanın nasıl davranmasıyla ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Görsel iletişim araçlarında, çocukların görmemesi gereken sahnelerin ve münasebetlerin bilinçaltına yerleştirildiğini söyleyen Daban, "Bu noktada bizim en çok dikkat etmemiz gereken husus şudur; Özellikle 0-6 yaş grubu çocuklarımızın; kısa videoların paylaşıldığı- aslında ismine video diyoruz ama bunlar bir video değil, yani sanatsal hiçbir yönü, zenginliği ve içerik olarak bir özelliği yok- platformlardan uzak tutmak gerekiyor. Ancak, sekülerleşmeyle beraber, toplumu tüketime teşvik eden, tırnak içerisinde sanat camiası, bu tür cezbedici malzemeler üzerinden insanların dikkatini çekmeye çalışıyor. Bu tarz yayın yapan kanalların mutlaka kontrol altında olması gerekiyor." dedi.

"ÇOCUKLAR, ANNE VE BABA KONTROLÜNDE KENDİNİ DİSİPLİNE EDEBİLİR"

Dijital platformların yaygınlaşmasıyla mahremiyet unsurunun evlerin dışına taştığını dile getiren Daban, "Yani bireyin tercihi ile izlemesi gereken kanallar olmalı. Bunun yanı sıra evlerimizin gerçekten korunması gerekiyor. Kullanılan cep telefonlarının her biri dünyanın her bir tarafı için bir uydu anteni görevi görüyor. Bu noktada birinci derecede kendimizi korumamız lazım. Teknolojinin; bu bilgisayardır, internettir… Bunların tümünün belli çerçeve altında disiplin altında kullanılması gerekir. Ancak bu takdirde, 'anne ve babanın kontrol etmesi ile beraber' çocukların da kendi kendini disipline edeceğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.

"ŞU AN TEKNOLOJİK ALETLER EMZİK VE BİBERON GÖREVİ GÖRÜYOR"

Ebeveynler ve çocuklar arasındaki çatışmanın ve gerginliğin genel olarak çocukların isteklerinin karşılanmaması durumunda oluştuğunu ifade eden Daban, şunları kaydetti: “Bu tür durumlarda anne ve babaya en büyük tavsiyemiz şu; Önce iletişimi doğru kanaldan kurmak, yani empati kurabilmek… Empati kurmak sadece anlamak anlamında değildir, kendini onun yerine koymaktır. Eğer 0-6 yaş grubunda bir genç kardeşimizin önüne alternatif bir oyun, eğitim aracı koymazsanız çocuk doğal olarak -ben susturucu ifadesi kullanıyorum veya uzmanlar zaman zaman 'emzik, biberon' diyor- teknolojik aletlere yöneliyor. Şu an teknolojik aletler gerçekten bir emzik ve biberon görevi görüyor. Eğer biz çocuklarımızı emzikten güvende, ondan bağımsız yetiştirebilirsek aynı şekilde bu teknolojiden uzak tutabiliriz. Peki, ne yapacağız? En basit tavsiye şudur: Anne babanın öncelikle kendini disipline etmesi. Özellikle kitle iletişim araçlarını teknolojik anlamda kullanmalı. Yani asıl amacının dışına çıkmaması gerekiyor. Şu örneği hep veriyoruz: Bugün sigara elinde içen bir anne veya babanın, çocuğundan sigara içmemesini beklemesi çok makul bir davranış değildir, çocuk da bu davranışa doğru bir tepki vermez. Dolayısıyla bizim öncelikle kendimizi bu konuda disipline etmemiz gerekiyor.”

Aile içerisinde iletişime özel zamanların, çocuklarla sohbet, dertleşme ve duygusal paylaşımın gerekliliğine vurgu yapan Daban, teknolojik imkanların çocukların duygu ve manevi dünyasını beslemediğini belirtti.

"ÇOCUĞUN ANNE VEYA BABAYLA GEÇİRECEĞİ ÖZEL BİR ZAMAN OLMALI"

Daban, "Yani biraz daha açık konuşacak olursak, maneviyattan mahrum bir ortamda, doğal olarak iletişimin sağlıklı olmasını bekleyemezsiniz. Çocuğun inanç ve itikadi değerleri ortada yok çünkü anne baba çocuğa yaklaşırken o da aynı dille onlara yaklaşıyor. Çocuğun, mutlaka anne veya babayla geçireceği özel bir zaman ve bu zaman içerisinde geleneksel oyunlar veya birtakım uygulamalar olmalıdır. Bakın bugün en çok sorun eğitimli ailelerde karşımıza çıkıyor. Maalesef anne ve babanın eğitimli olması bu sorunun aşılması için yeterli gelmiyor. Bu nedenle dedelerimizin, ninelerimizin kullanmış olduğu teknikleri tekrar kullanmamızın, sandıkları açıp geleneksel birtakım uygulamalara yönelmemizin gerektiğini, özellikle belirtmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

"İNSANI YIPRATABİLMENİN BİRİNCİ KURALI BİLİNÇALTIDIR"

Çocuk gelişiminde anne faktörünün önemine değinen Daban, "Çocukların nitelikli, kaliteli olmasını istiyorsanız, öncelik annenin inşası ve ihyası olmalıdır. Annenin maneviyatı çok önemlidir yani. Deyim yerindeyse, itikatlı bir annenin çocuğuna verebileceği şeyler daha fazladır." dedi. Daban, "İnsanı konuşurken 'eşref-i mahlûkat' diyoruz. Evet, yaratılanların en şereflisi, böyle spesifik bir varlığın, bilinçaltının ne kadar güçlü olduğunu hayal bile edemeyiz. Günümüzde teknoloji bu kadar gelişmiş olmasına rağmen, insana eşdeğer bir varlık yapılamıyor. Bugün robot olarak veya cyborg olarak canlandırdıkları, değerlendirdikleri varlıklar insanın yanından, yakınından bile geçemeyecek. Ancak şöyle bir gerçek var, insanı yıpratabilmenin birinci kuralı bilinçaltıdır, çünkü bahsetmiş olduğum bu mükemmel bilgisayar, yani insanoğlunun hiçbir şekilde taklit edemediği beyin, kayıt altına alıyor yani birey görmüş olduğu hiçbir görseli unutmuyor." dedi.

"BİRÇOK TRAVMATİK OLAYIN TEMELİNDE, ŞİDDET, SAPKINLIK VE CİNSELLİK İÇEREN GÖRÜNTÜLER VARDIR"

Ailece izlenebilecek filmlerin az olduğunu, sansürlenmeden izletilmiş sahnelerin çocuklarda bilinçaltına yerleştiğini söyleyen Daban, "Çocuklarda 0-6 yaş grubu için, psikolojide sürekli kullandığımız bir kavram var: Çocukluğuna inmek. Çocuklarda yirmili, otuzlu hatta kırklı yaşlarındaki birçok travmatik olayın temelinde, aslında bunun yattığını görüyoruz. Yani çocuk 3 yaşındayken şiddet, sapkınlık ve cinsellik içeren bir filmi izlediğinde ne var diyoruz. Hayır çok önemli. Çünkü cinsel şiddet dediğimiz veya fiziksel şiddet dediğimiz olaylar bilinçaltının bir eseri olarak tezahür ediyor. İlerleyen yaşlarda bu sorunlardan dolayı psikiyatriste götürdüğünüzde bu çocukların, şiddet ile ilgisinden mütevellit, birkaç seansta, genç kardeşlerimizin, geçmişten gelen olumsuz bir mirasa sahip olduğu ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu. Ebeveynlere, okul öncesi çocukların evde tek başına veya yetişkin bir bakıcıya değil, mutlaka akranı olan çocukların olduğu ortamlara bırakılmasını tavsiye eden Daban, çocuğun oyuncak bir ata binmesinin onu duygusal anlamda daha fazla tatmin edeceğini, sosyal medya kanalındaki videoların ise çocuk için keskin bir bıçağın iki elle tutması gibi olduğunu dile getirdi. (İLKHA)