TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Dünya Yetimler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, şu ifadelere yer verdi:
"Hayatımızı biraz yavaşlatıp, içimize biraz daha eğilebilme ve derinleşme imkânı bulduğumuz mübarek Ramazan ayının ortasındayız. Hadis-i Şerifte "Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş" olarak nitelenen bu değerli vakitte bütün bir yeryüzü sorumluluğumuzu yeniden hatırlıyor, kendimizden başlayarak halka halka büyüyen vicdanî ve insanî dikkatimizi merhametle büyütmenin, herkes için iyi olanı gerçekleştirmenin yollarını arıyoruz.
Dünya hassas kalpler için -hep olduğu gibi- tahammülü zor zamanlardan geçiyor. Evlerimizin içine kadar akan şiddet, vahşet, savaş, terör ve başka felaketlerin görüntüleri içinde zaman zaman nefes almakta zorlanıyoruz. Çelişkiler, tutarsızlıklar, değişik merkezli gerilim ve çatışmalar arasında yine de insan olarak kalmaya, elimizi güçsüzlere ve ihtiyacı olan herkese uzatmaya mecbur olduğumuzu biliyoruz.
Ortasını mağfiret kabul ettiğimiz Ramazan ayının 15'inci gününün "Dünya Yetimler Günü" olarak kabulü Müslümanlar kadar bütün insanlık için büyük önem arz ediyor. Yetimlerin bağışlanmaya vesile olması bakımından da ayrıca düşünülmesi gereken bu özel günü, bugün de yeniden idrak ediyor ve dikkatlerimizi dünyanın her yanına serpilmiş yetimlerimize çevirip, insanî ana gündemlerimizden biriyle daha yakından hemhâl olmaya çalışıyoruz.
Bireyler kadar toplumların da yalnızlaşıp yüzüstü bırakılabildiği bir çağda, UNİCEF rakamlarına göre muhtelif sebeplere bağlı olarak dünyada 140 milyon yetim çocuk bulunuyor. Gerçekte bu sayının daha yüksek olduğuna inanılıyor ve her yıl bu rakama 3 milyon yeni çocuk ekleniyor. Küresel olduğu ölçüde kırılganlığı da artan dünyamızda zincirleme reaksiyonlar zayıf ve güçsüz toplumları bir anda yıkım ve sosyal çalkantılarla yüz yüze bırakabiliyor. Böyle bir vasatta çoğu İslam coğrafyasında olan yetim yavrularımızın sorumluluğu, içimizde ağırlık noktası oluşturuyor.
Yetim kardeşlerimize karşı olan davranışlarımızı ilahi öğretiyle öğrendiğimiz gerçeğini ve alemlere rahmet Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in yetim olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu konudaki sorumluluk ve hassasiyetimiz bir kat daha artıyor.
Vakıf geleneğinin kesintisiz devam ettiği toplumumuzda, hâlihazırda sivil toplum kuruluşlarımız yüzlerce ülkede hiç bir ayırım yapmaksızın yetim çocuklarla ilgili çeşitli projeler yapıyor ve sponsorların desteğiyle kalıcı ve çözüm odaklı çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Sivil toplum kuruluşlarımızın gönüllülerini ve çalışanlarını bu özel ilgi ve çalışmaları için tebrik ve takdir ediyorum. Sistematik iyilik bilinci ve eylemi dünyayı bütünüyle kurtaramasa da yetim çocuklarımız için her zaman hayatî bir dokunuş olacaktır.
İyiliğin onarıcılığına sığınarak, Ramazan'da biraz daha yoğunlaşan ve incelen duygularımız toplumsal hayatın akışını etkileyip, başkalarını da düşünmenin köprülerini kuruyor. Bu gönül köprülerinde adımlarken yetimlerimizi, güçsüz insanlarımızı yeni bir bakışla selamlıyor, geçip gitmek yerine durup bakmanın ve bir şeyler yapmanın değerli bahçesine giriyoruz. Yetimlerimizle çiçekleniyor, dünyayı daha tahammül edilebilir bir yere dönüştürdüğümüzü hissediyoruz.
Yetimleri ihmal etmenin kalbimizi ihmal etmek ve çürümeye terk etmek olduğu inancıyla; yeryüzünde iyilik için çalışan bütün kardeşlerimizi en içten duygularımla selamlıyorum." (İLKHA)