HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Sakın çiftçiyi toprağını ekmekten korkar hale getirmeyin!

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Aksaray İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında; STK temsilcileri, kanaat önderleri ve halkla bir araya geldi.

Ekleme: 12.04.2022 23:09:23 / Güncelleme: 12.04.2022 23:13:00 / Güncel / Aksaray Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Memleket gezileri kapsamında Aksaray'a giden HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, partisinin Aksaray İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı.

İftarın ardından programa katılım gösteren STK temsilcileri, kanaat önderleri ve halka hitap eden Yapıcıoğlu, ülkenin gündemine ilişkin önemli konulara değindi.

Türkiye'nin her tarafını gezip vatandaşlarla bir araya geldiklerini belirten Yapıcıoğlu, halkın sorun ve sıkıntılarını dinlediklerini söyledi.

 

"Ramazan öncesinden başladığımız memleket turuna Ramazan dolayısıyla iftar programları şeklinde bir yeni bir formatla kaldığı yerden devam ediyoruz." diyen Yapıcıoğlu, dün Adana'da, bugün Aksaray'da, yarın Ankara'da, sonra Bursa ve İstanbul'da bu gezilerin devam edeceğini söyledi.

Yapıcıoğlu, "Memleketin genelinde karşılaştığımız bazı sorunlar var. Bugün de karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi 'Ankara'da siyasetin gündemi nedir?' diye hemen her yerde aynı soru soruluyor. Biz de çoğunlukla şu tespitlerimizi paylaşıyoruz. Ankara'da siyasetin gündemi ile Aksaray'da, Kırşehir'de, Adana'da, Diyarbakır'da, Van'da, Trabzon'da, Tekirdağ'da, Bursa'da ya da Balıkesir'de vatandaşın gündemi farklı." ifadelerini kullandı.

"Memleketin en önemli gündemi ekonomi"

Siyasetin gündeminde parlamenter sistem geri gelecek mi, gelmeyecek mi? Seçimler zamanında yapılacak mı, yapılmayacak mı? Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? sorularının yer aldığını belirten Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:

Emin olun vatandaşın gündeminde daha çok bu fiyat artışları nerede duracak? Çiftçi toprağını ekebilecek mi? Gübre fiyatları, mazot fiyatı fiyatları ne olacak? Elektrik faturaları kabarmaya devam edecek mi? Yani birinci sırada hayat pahalılığı var. Bir de memleketin gündeminde; ahlaki yozlaşma, gençlerin sürüklendiği manevi boşluk, eğitim sistemindeki çarpıklıklar, gençler arasında uyuşturucunun yaygınlaşması, televizyonlardaki ahlaksız aileyi çökertici programlar ve benzeri şeyler. Ama en birinci sırada, en çok konuşulan şey ekonomi. Şimdi yolların kavşak noktası Aksaray'dayız. Aynı zamanda dümdüz tarım arazilerine sahip, pek çok yönden memlekete ürün yetiştiren, vatandaşın karnını doyuran memleketteyiz. Ziraat Odası Başkanımız aramızda. Tarımsal girdilerin çiftçinin canını yakması nedeniyle korktuğumuz şuydu: Girdilerin, mazot ve gübre fiyatlarının bu kadar yüksek olmasından dolayı acaba masrafımı çıkarır mıyım korkusuyla çiftçi, toprağını boş bırakır mı diye korkuyordu. Bu tür haberler de doğrusu gelmeye başladı. Zira bazı yerlerde bazı araziler ekilmemiş. Bugün Aksaray'da sordum, hamdolsun en azından bu anlamda bir tehlike yok! Yani çiftçi toprağını ekmiş ama inşallah toprağını eken çiftçi mağdur edilmeyecek diye bir temennide bulunmak istiyoruz.

"Sakın çiftçiyi toprağını ekmekten korkar hale getirmeyin"

Girdi fiyatlarının yükselmesi nedeniyle çiftçilerin toprağını ekmekten korkar hale geldiğine vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Bu vesile ile buradan, daha önce defalarca yapmış olduğumuz bir çağrıyı bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Hükümete çağrımızdır, diyoruz ki özellikle bu pandemi döneminde çok net bir şekilde anlaşıldı ki gıda sektörü, gıda üretimi çok stratejiktir. Sakın çiftçiyi, toprağını ekmekten korkar hale getirmeyin. Bu hale gelmesine izin vermeyin. Girdi fiyatları yükseldi diye çiftçi toprağını ekmekten korkmasın. Gerekirse bütün ürünleri çiftçiden satın alma garantisiyle çiftçiyi bir karış bile toprağını boş bırakmamaya davet edelim dedik. Son günlerde, 'Toprağınızı ekin, bir karış bile boş bırakmayın' diye çağrılar var. Ama işin bir diğer kısmı yarım kaldı, eksik kaldı. Çiftçinin ürününün asla elinde kalmayacağı ve çiftçinin zarar etmeyeceği de açıklanmalıdır. Hayat pahalılığından şikâyet edilince özellikle hükümet cenahının sıkça dile getirdiği bir şey var: Stokçular ve fırsatçılar... Evet, gerçekten tarladaki ürün tezgâha, manav tezgahına ya da markete ulaşıncaya kadar fiyatı katlanıyor. Hem de birkaç kat katlanıyor. Evet, bu zincirde bir bozukluk var. Evet, birileri stokçuluk yapmak suretiyle fahiş bir kâr elde etmeye çalışıyor. Ama bunları durdurmak da yine idareyi elinde bulunduranların görevidir ve mutlaka bunun önüne geçilmelidir. Fakat bu, fiyat artışını tek başına açıklamaya yetmiyor. Bu, işin bir diğer tarafı. Bir de bizim şuna kafa yormamız lazım. Şuna biraz zihnimizi yormamız lazım. Bu kadar çok fırsatçının arttığını da kendi kendimize sormamız lazım. Eğer siz, biz, hepimiz; sadece midelerimizi doyurmayı yeterli görür, kendimizin ve gelecek nesillerimizin ruhunu, kalbini ve aklını da doyurmayı bir vazife olarak telakki etmezsek, sadece maddi kalkınmayı ya da maddi yönden doymayı yeterli görürsek, o zaman içinde bulunduğumuz halden çok da şikâyet etme hakkımız olmaz." ifadelerini kullandı.

"Siyaset birbirine kara çalmak değildir"

Şu anda ahlaki yönden bir geriye gidiş olduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, maddi kalkınmayla birlikte aynı anda manevi bir kalkınmanın da gerekli olduğunu defaatle dile getirdiklerini kaydederek bunun için de herkese büyük bir sorumluluk düştüğünü hatırlattı.

Memleketin gündemindeki bir diğer başlığında siyasetin kullandığı dil olduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Dolaştığımız yerlerde şu tespiti yaptık ki, vatandaş gerçekten siyasetin genel anlamda kullanmış olduğu üsluptan şikayetçidir. Üslup çok sert, kavgacı bir dil var. Bu sert üslup vatandaşı da geriyor. Eğer tepede üslup sertleşir ise aşağıda Allah muhafaza daha kötü sonuçlara yol açabilir. Bu uyarıları yaptık, yapıyoruz. Zira, siyasetçi bu üslubun prim yaptığını gördüğü müddetçe bu üsluba devam edecektir. Buradaki bütün kardeşlerimden hangi partiye oy verirse versin önemli değil, hepsinden, hepinizden istirhamım şudur: Lütfen bu üsluba prim vermeyin. Prim verenleri gördüğünüzde de uyarın. Siyaset kavga demek değildir. Siyaset birbirine kara çalmak değildir. Siyaset böyle yapılmak zorunda değildir. Siyaset, memleketin sorunlarına çözüm üretmek, çözüm önerileri getirmektir. Şu veya bu partiden bahsetmiyorum, genel anlamda konuşuyorum. Bizi takip edenler bilirler. Biz daha çok ilkeler üzerinden konuşuyoruz ve bir ilke siyaseti ortaya koymaya çalışıyoruz. Şu veya bu siyasi rakibini kara çalan, iftira eden ya da onun kavgaya davet eden, öyle bir üslup bulunan siyasileri gördüğünüzde, eğer siz onları alkışlamazsanız emin olun onlar da bir gün bu üsluplarından vazgeçerler. Bunu durdurmak sizin elinizde. " şeklinde konuştu.

"HÜDA PAR'ın üslubunda kavga etmek ve siyasi rakibine iftira atmak yoktur"

Siyaset kurumunun, vatandaşı bu şekildeki bir siyaset anlayışına götürdüğüne dikkat çeken Yapıcıoğlu, konuşmasına devamla davetlilere HÜDA PAR'ın misyonunu anlattı.

Yapıcıoğlu, "Birkaç kelime ile de bizim siyaset anlayışımız nedir? HÜDA PAR kimdir? Ne yapmaya çalışır? Çok kısa bir şekilde, birkaç cümleyle ona da değindikten sonra inşallah akşam namazlarımızı eda etmek üzere sizlerden izin isteyeceğiz. Siyasetin üslubundan şikâyet ettik. Burada bu konuya kısmen değindim. Ama bizim üslubumuzda kavga etmek yoktur. Bizim kitabımızda siyasi rakibine iftira atmak yoktur. Bizim muhalefet anlayışımızda, iktidarın doğrularına da muhalefet etmek yoktur. Doğru kimden gelirse gelsin ona sahip çıkarız, ona destek çıkarız. Yanlışı da kim yaparsa yapsın o yanlışa karşı çıkarız. Biz şu veya bu partinin karşısında değil, biz yanlışın, biz eğrinin, biz haksızlığın, biz adaletsizliğin karşısındayız. Biz şu veya bu partinin, şu veya bu kişinin yanında değiliz. Ama; biz adaletin, biz doğrunun, biz kardeşliğin, biz aydınlığın, biz beraberliğin yanındayız ve kim doğruları yaparsa bizi kendisini destekler bulur. O, doğrusunu desteklediğimizi görecektir. Bizim içimizden birisi yanlış yaparsa bizim vazifemiz onu düzeltmeye çalışmaktır. Biz HÜDA PAR olarak sadece iç meselelerde değil, dış meselelerde de adaletin merkezde olması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

"Adaleti yeniden tesis etmek birinci önceliğimizdir"

Şahsiyetli bir dış politikada, küçük bir çıkar uğruna zulme taraf olunmaması gerektiğinin altını çizen Yapıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz 'Önce İnsan Öncelik Adalet' diyoruz. Adaleti yeniden tesis etmek bizim birinci öncelikli hedefimizdir. Ve merkezinde insan vardır, merkezde millet vardır. İnsanın canını, malını, dinini, aklını, neslini korumak için gerekli bütün tedbirler yetkililer tarafından alınmalıdır, diyoruz. Ortaya konan bütün kurallar, bütün kanunlar, bütün emirler, bütün yasaklar da özünde bunları gerçekleştirmek içindir. İnsan hayatını korumak için cinayet işlemek suçtur. Aynı zamanda büyük bir günahtır. İnsanın malını korumak için hırsızlık, gasp, dolandırıcılık suçtur, yasaktır. Yeni insan içindir. Diğer bütün yasaklar da emirler de bunun içindir. Eğer biz merkeze insanı almayı ve adaleti gerçekleştirmeyi de yine birinci hedef olarak seçmeyi hakkıyla, layıkıyla anlar ve yerine getirmeye çalışırsak inşallah gelecek çok güzel olacak, aydınlık olacaktır.

"Allah bizden adaletli olmamızı istiyor"

Yapıcıoğlu, son olarak, "Şu anda sıkıntılarımız olabilir ama asla ümitsizliğe, yılgınlığa kapılmak yoktur. Mümin Allah'ın rahmetinden asla ümidini kesmez. Memleketin farklı köşelerinden dedelerimiz, babalarımız buraya gelmiş olabilir. Ama neticede ortak noktamız bizim inancımız ve bu inancımız bizden ümitvar olmamızı, bizden adaletli olmamızı, bizden dosdoğru olmamızı istiyor. İnşallah herkes kendinden başlayarak bunu başarırsa, kendi gelecek nesillerine bunu aktarırsa inşallah çok güzel bir gelecek hepimizi bekliyor. Ben bu o geleceğin çok uzaklarda olmadığı duası ve temennisiyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum." dedi. (İLKHA)

Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar İlgili Galeriler