Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam ülkelerinin Ankara Büyükelçileriyle iftar sofrasında bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığının ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirilen iftar programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, davetlerine icabet ettikleri için Büyükelçilere teşekkür ederek, “Yüce Rabbimizin sonsuz rahmetinin, engin mağfiretinin ve affının tecelligâhı Ramazan-ı şerif’in bu güzel iftar vaktinde, dost ve kardeş ülkelerin temsilcileriyle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.” dedi.
Erbaş, Ramazanın iyiliğe, güzelliğe, bolluk ve berekete vesile olmasını dileyerek, “Bugün bir taraftan Ramazan ayının diriltici, iyileştirici ve arındırıcı yönüyle ruhlarımızı teskin ederken, diğer taraftan insanlığı çepeçevre saran devasa sorunlar karşısında irkiliyoruz. Bir yandan iyiliğin, infakın, zekât ve sadakanın birleştirici gücüyle toplumsal yaraları sarmaya çalışırken, diğer yandan dünyamızı kuşatan bencillik, cimrilik, haset ve kötülüğün yüreklerde açtığı yeni yaralara şahit oluyoruz.” diye konuştu.
“Bütün bu yaşananlar, tam anlamıyla adalet ve merhamet yoksunluğunun bir tezahürüdür”
Dünyanın, insanlar ve toplumlar arasında her açıdan devasa uçurumların bulunduğu zıtlıklar ve çelişkiler çağını yaşadığını belirten Erbaş, şöyle devam etti:
“Dünyanın bir kısmı sınırsız imkân ve zenginlik içinde müreffeh bir şekilde yaşarken diğer yanda en temel haklarından mahrum milyonlarca insan, açlık ve yoksulluk içerisinde bir hayata mahkûm edilmektedir. Milyonlarca insan, ülkesini terk etmek zorunda kalıp bambaşka dünyalarda mülteci olarak hayata tutunmaya çalışmaktadır. Oysa dünyadaki doğal kaynaklar, bugüne dek hiç olmadığı kadar yüksek düzeyde kullanılmakta ve her geçen gün yeni imkân ve potansiyeller keşfedilmektedir. Buna rağmen yeryüzünde yoksulluğun, açlığın ve çaresizliğin hâlâ bir sorun olarak gündemde olması, dünyanın adalet, hakkaniyet ve merhamet gibi temel insani değerlerden ne denli uzaklaştığının bir göstergesidir. Zira bütün bu yaşananlar, tam anlamıyla adalet ve merhamet yoksunluğunun bir tezahürüdür.”
“Müslümanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı ortadan kaldırmaya yönelik projeler üretildi”
Başkan Erbaş, bütün bu trajedilerden en fazla da İslam ülkeleri ve Müslümanların etkilendiğine vurgu yaparak, “Yaklaşık üç asırdır İslam Coğrafyası işgallerin, savaşların, terör saldırılarının hedefinde yer almaktadır. Bugün ümmet coğrafyamızın birçok yerinde acı, gözyaşı, hüzün ve matem görmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
İslam ülkelerinin ve Müslümanların içinde bulunduğu bu elim manzaranın ardındaki sebeplerin doğru okunması ve iyi analiz edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Elbette bunda, İslam dünyasına yönelik harici müdahalelerin önemli bir payı vardır. Malumunuz son birkaç asırdır Emperyalizmin sömürge ve istilâ politikalarına maruz kalan İslam dünyası, savaşlar ve işgaller altında zor ve sıkıntılı süreçler yaşamıştır. Müslüman coğrafya, acımasız saldırıların ve korkunç istilaların hedefi olmuştur. Emperyalist güçler, gerek dinî saiklerle, gerekse bölgesel ve kültürel farklılıklardan hareketle İslam dünyasında bir takım yapay sorunlar ihdas ederek Müslüman toplumları birbirleriyle anlamsız bir kavgaya sürüklemişlerdir. Ümmet şuurunu örselemeye, Müslümanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı ortadan kaldırmaya yönelik projeler üretmişlerdir. Diğer yandan içinde bulunduğumuz olumsuz tablonun önemli bir sebebinin ise Müslümanlar olarak bizlerin, yüce dinimiz İslam’ın mesaj ve ilkeleriyle aramıza koyduğumuz mesafe olduğunu düşünüyorum.”
“İslam düşmanları, bizim bu parçalanmış ve dağılmış görüntümüzden cesaret almaktadır”
Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de, “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.” buyurulduğunu hatırlatarak, “İslam kardeşliğinin bir gereği olarak da birbirimize karşı tavrımız konusunda bizleri şöyle uyarmaktadır: “Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuşkusuz Allah sabredenleri sever.” Yüce Rabbimiz, kurtuluş yolunun tevhit inancı merkezli vahdette olduğuna işaret ederek, “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; bölünüp parçalanmayın.” buyurmaktadır. Ne var ki, Kur’an’ı Kerim’de Yüce Rabbimiz Müminlerden birbirlerine kenetlenmelerini, vahdeti isterken İslam coğrafyası, yıllarca fitne, tefrika ve iç kavgalara sahne olmuştur. Bu da gücümüzün ve heybetimizin kaybolmasına sebep oldu. Nitekim İslam düşmanları, bizim bu parçalanmış ve dağılmış görüntümüzden cesaret almaktadır.” şeklinde konuştu.
“Bize düşen, birlikte çalışarak yeryüzünü, İslam’ın hayat veren ilkeleriyle yeniden buluşturmaktır”
“Bizler farklılıklarımızı zenginlik addeden bir inancın mensuplarıyız.” diyen Erbaş, şöyle devam etti:
“Bizlere düşen, bu inanç ekseninde birbirimize kenetlenmek; geçmişin acı tecrübelerinden ibret ve ders alarak daha güzel bir gelecek inşa etme kararlılığı ve cesareti göstermektir. Birlikte çalışarak yeryüzünü, İslam’ın hayat veren ilkeleriyle ve evrensel ahlakî değerleriyle yeniden buluşturmaktır. İşte bizleri aynı duygularla, aynı sofra etrafında ibadet bilinciyle buluşturan Ramazan-ı Şerif, bizlere böyle bir kardeşliğin imkânını göstermektedir. Birlik beraberliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirmek ve geleceğe taşımak için bizlere yeni bir başlangıç fırsatı vermektedir.”
“Bugünümüzü ve geleceğimizi kuşatan projeler üretmek mecburiyetindeyiz”
Müslümanların kapsamlı ve derinlikli işbirliği alanları oluşturmasının gerekliliğine işaret eden Başkan Erbaş, “İnanıyorum ki, gücümüzü ve potansiyelimizi kullandığımızda elde edeceğimiz sinerji, bütün insanlık için barış, adalet, huzur, refah ve onurlu bir hayatın kapılarını hepimize aralayacaktır. Bu yüzden bizler, ümmet bilinciyle hareket ederek her alanda ilişkilerimizi en güçlü seviyeye taşımak zorundayız. Bugünümüzü ve geleceğimizi kuşatan projeler üretmek mecburiyetindeyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizler, bu anlamda dost ve kardeş ülkelerin misyonlarıyla işbirliği içerisinde çalışmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Takdir edersiniz ki, dengelerin küresel boyutta değişime zorlandığı günümüzde aramızdaki işbirlikleri, istişareler ve tecrübe paylaşımları, son derece büyük bir önem arz etmektedir.” (İLKHA)