Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısı nedeniyle dünyada yaşanan gıda tedarik sorununa değinen Bahçeli şunları söyledi;
BM gıda ve tarım örgütünün yaptığı son açıklamalarda temel gıda emtiyalarının iki büyük ihracatçısı olan Rusya ve Ukrayna'nın tarımsal faaliyetlerindeki muhtemel aksaklıkların dünyadaki açlık sorununu kamçılayacağı iddia edilmektedir, yaşanan da budur.
Gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti, açıklamaları, Tarım Bakanlığımızın adımları milletimizi rahatlatmaktadır. MHP, tarım sektörünü, Türkiye'nin var oluş mücadelesinin temel taşı olarak değerlendiriyor. Hem doyacağız, hem doyuracağız, hem kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Ekilebilir terim arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarım sektörünün yüksel verimlilikle, kaliteli ürün üreten, teknolojik kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek, büyümeye katkı sağlayabilen bir yapıya kavuşturulması esastır. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesine, tarımsal işletmelerin rekabet işlerinin artırılmasına ve pazarlama ağlarının geliştirilmesine ağırlık verilmelidir. Çiftçilere sağlanacak devlet desteği, ürünün arz ve talebini dikkate alan, üreticinin yoksulluğunu ortadan kaldıran, refah artışı sağlayan, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten bir anlayışla yapılandırılmalı. Yüksek verim ve kalitede, tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan geliştirilmesi ve üretimi desteklenmeli ve dış bağımlılığa son verilmelidir. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, kalitenin yükseltilmesi, istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı temel yapılanma oluşturulmalıdır.
Bazı mal ve hizmetlerin, bir kısım gıda ve diğer ürünlerin fiyatlarında görülen hormonlu artışlara karşı etkili önlemlerin alınması önemlidir. Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan tırmanışların gerçekçi bir temel olmadığı gibi piyasa şartlarının esasını da yansıtmadığı açıktır. Şekerin kg fiyatının iki haftada 7 liradan 19 liraya çıkması, bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi, pis bir kumpasın, bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir. Şu an şeker eksiği değil fazlası mevcuttur. Telaşa gerek yoktur. Karaborsadan nemalanan, dini imanı para olan çıkarcılardan mutlaka hesap sorulmalı, yırtık yakalarından tutulmalıdır. Bizim önerimiz Türk Şeker'in fiyatları maliyetlere göre yeniden belirlenmesi, pancar ekim kotasının aşamalı şekilde kaldırılmasıdır.
Mesele ne ayçiçek ne de şekerdeki fiyat artışlarıdır. Dün domates soğan patates patlıcan diyerek ortalığı karıştırmaya çalışanlar bugün farklı ürünlere bel bağlamışlardır. 2023'e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek anlaşılan.
Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığının geldiği noktadan biz de rahatsızız fakat zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de iyi niyetli göremeyiz.