EBS Malatya Şube Başkanı Söylemez: Haydar Hoca olayı karma eğitimin getirdiği dayatmanın sonucudur

Bursa'da Okul Müdürü Haydar Akın'ın görevden alınmasına tepki gösteren Eğitim Bir-Sen Malatya 1 No.lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, verilen kararın eski Türkiye'yi yaşatma mücadelesindeki marjinal grupların ekmeğine yağ sürmek olduğunu söyledi.

Ekleme: 27.03.2022 09:45:10 / Güncelleme: 27.03.2022 09:45:10 / Güncel / Malatya Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Bursa'nın Osmangazi ilçesinde bulunan Mithatpaşa Ortaokulu Müdürü Haydar Akın, velilerin talepleri doğrultusunda sınıf ortamında kız ve erkeklerin karma şekilde oturmaması için yaptığı uygulama nedeniyle hakkında soruşturma açılmış ve görevden uzaklaştırılmıştı.

Okul müdürü Akın'ın görevden alınmasına hemen hemen toplumun her kesiminden tepkiler sürerken bir tepkide Malatya'dan geldi.

Eğitim Bir-Sen Malatya 1 No.lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, Haydar Akın'ın görevden alınmasının nedeni, karma eğitimin doğurduğu sonuçlar, zararları ve kız-erkek öğrencilerin ayrı olduğu okulların başarıları ile ilgili İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulundu.

Bu kadar başarılı olan ve ödül alan Haydar hocanın, velilerin talepleri doğrultusunda yaptığı uygulama nedeniyle görevinden alınmasının kabul edilemez olduğunu belirten Söylemez, verilen kararın eski Türkiye'yi yaşatma mücadelesindeki marjinal grupların ekmeğine yağ sürmenin olduğunu söyledi.

Japonya'da bile yaklaşık 800 üniversitenin 80'ni sadece kadınlara ait olduğuna dikkat çeken Söylemez, Haydar Hocanın görevden alınmasının karma eğitimin dayatmasının bir sonucu olduğunu ve insanların inancı doğrultusunda taleplerine kulak verilmesi gerektiğini söyledi.

Öğretmenlerin mutsuz, huzursuz ve güvensiz bir ortamda olduklarına vurgu yapan Söylemez, gerçek düşüncelerini açıklamaktan zaman zaman imtina ettiklerini belirtti.

Gençliğin heba edildiğine dikkat çeken Söylemez, bu neslin bu hale getirilmesinden dolayı başta anne-babalar olmak üzere sistemin ve bürokrasinin de kendisini sorgulaması gerektiğini kaydetti.

Yeni Türkiye'de eski Türkiye'nin yaşandığını ve birilerini sevindirmek için birilerine zulüm etmenin kimsenin hakkı olmadığına vurgu yapan Söylemez, Haydar Hoca görevine dönülmediği takdirde memlekette güzel işler yapmak isteyen herkesin ümidini kırılacağını kaybedileceğine dikkat çekti.

"Bu kadar başarılı olan ve ödül alan Haydar hocanın, velilerin taleplerini de dikkate alınarak görevinin başına dönmesini bekliyoruz"

Velilerin tercihlerinin esas olduğunu ve Bursa'da yaşanan olayın da velilerin tercihleri doğrultusunda okul müdürüne yapılan önerileri doğrultusunda tercihlerinin dikkate alınarak yapılan bir uygulama olduğunu kaydeden Söylemez, "Burada karma eğitimden ziyade erkek-kız öğrencilerinin ayrı ayrı oturtulması noktasında ki talepleri yerine getirmek için uygulamaya geçen okul müdürünü linç etmek, görevden almak demokratik ülkelere de yakışmaz, inanç özgürlüğüne de yakışmaz. Bu kadar ödül alan ve başarılı bir müdürü bir dakika içerisinde harcamayı gerektirmez. Bu konuda yapılan yanlıştan bir an önce dönülmesini ve Haydar hocanın velilerin taleplerini de dikkate alınarak görevinin başına dönmesini bekliyoruz." diye çağrıda bulundu.

"Maalesef şu anda marjinal grupların, sözde yeni Türkiye dediğimiz bir yerde eski Türkiye'yi yaşatma mücadelesine prim vermektir"

Ankara'da öğrencinin öğretmenle dalga geçtiği olaya da değinen Söylemez, "Öğretmeninin karşısına dans edip el kol hareketleriyle öğretmeniyle dalga geçen bir öğrencinin basına yansıyan görüntüleri hakikaten utanç verici! Disiplinsizliğin had safhaya ulaştığı, öğretmenin; öğrenciyle veliyle, bürokrasiyle çoğu zaman bocaladığı ve sahipsiz olduğu bir dönemde bu öğrenci disiplinsizliğine bir çözüm bulmak varken pedagojik olarak da önemli olan velilerin talepleri doğrultusunda bir şeyler üretmeye çalışan bir okul müdürünün üzerine gitmekte. Maalesef şu anda marjinal grupların, sözde yeni Türkiye dediğimiz bir yerde eski Türkiye'yi yaşatma mücadelesinde prim vermektir ki bunu yakıştıramıyoruz." diye kaydetti.

"Japonya'da yaklaşık 800 üniversitenin 80'ni sadece kadınlara ait. Bunun artı ve eksilerini biraz bilimsel olarak inceleyelim ve insanların inancı doğrultusunda taleplerine kulak verelim"

Hüseyin Söylemez

Karma eğitiminin zararlarına değinen Söylemez, "Bugün Japonya'da 800'e yakın Üniversitede 80'nine yakın sadece kadınların gittiği üniversitelerden oluşurken ve bu Batı ülkelerinde ve ülkemizde tartışılırken hala bu tüp kısır tartışmalara girmenin bir anlamının olmadığını düşünüyorum. Kız-erkek öğrencilerin ayrı olduğu okullardaki çalışmayla diğer okullardaki çalışmayı kıyasladığımızda bir takım sıkıntılı disiplin bozucu olayların az olduğu kesin. Bunun artı ve eksilerini biraz bilimsel olarak inceleyelim ve insanların inancı doğrultusunda taleplerine kulak verelim." çağrısında bulundu.

"Farklı düşünsek bile birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız"

Herkesin düşüncesini özgür bir şekilde yaşaması gerektiğine vurgu yapan Söylemez, "Bu konuda kimseye baskının olmaması lazım ancak inanç, ideal ve bazı gerçekler noktasında yapılan çalışmaları hemen siyasete yorup birtakım düşmanca tavırlara da girmenin bir anlamı yok. Bu memlekette hepimiz farklı düşünsek bile birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız. Hangi dönem olursa olsun bunu öğrenmediğimiz sürece sırasıyla heba edileceğiz ve harcanacağız." dedi.

"Öğretmenlerimiz mutsuz, huzursuz ve güvensiz bir ortamdalar"

Öğretmenlerin yaşadıkları sıkıntılara da değinen Söylemez, şöyle devam etti: öğretmenlerimiz mutsuz, huzursuz ve güvensiz bir ortamdalar. Gerçek düşüncelerini açıklamaktan zaman zaman imtina ediyorlar. Çünkü hakikaten güvensiz bir ortam var. Bu güvensiz ortamın kaynağı hepimiziz. Sadece bir kişi sorumlu değil, siyasetiyle, bürokrasisiyle, çalışanlarıyla, sivil toplumuyla hepimiz sorumluyuz. Toplum olarak ciddi manada dejenere olduk, kabuğumuza çekildik ve bireyselleştik. Bir olmayı, beraber olmayı ve beraber üretmeyi bir türlü beceremedik. Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değil, böyle bir talep doğru bir talep değil ve bu talebin sonucu da pek iyi değil. Bizim farklı düşüncelerimiz, farklı inançta olmamız ciddi manada ülkeye zenginlik katarken inancımız ve düşüncelerimiz üzerinden bunları siyasallaştırarak birbirimize düşman olmamızın bir anlamı yok."

"Heba edilen gençlik hepimizin, İnşallah bir an önce özümüze döneriz"

Söylemez, "Heba edilen gençlik hepimizin gençliği. Emin olun öğretmenine saygısızlık yapan o öğrencinin yanına bu marjinal grupların dahi kız çocukları o öğrencinin yanına oturtulduğunda kesinlikle rıza göstermeyeceklerdir. O zaman yaşantımızla, düşüncemizle, mantığımızla ve uygulamalarımız bir olsun. Sırf bir düşünceyi, bir inancı siyasete alet edeceğiz düşüncesiyle inancın üzerine gitmek adına bu tip pedagojik olmayan yanlış uygulamaları savunmak, marjinal grupların art niyetli olduğunu gösteriyor. Bu giden gençlik hepimizin gençliği. Hangi akımda hangi düşüncede olursa olsun, bugün babalar nesillerinden endişeli. Tabi ki biz bu nesli suçlamak yerine, bu nesli bu hale getiren biz anne babaların, sistemin ve bürokrasinin kendisini sorgulaması gerekiyor. Umarım bir an önce özümüze döneriz ve inancımızı kaybetmeden kardeşçe yaşamayı öğreniriz." temennisinde bulundu.

"Bu karma eğitimin getirdiği dayatmanın sonucudur"

Haydar Hoca olayının karma eğitiminin dayatmasının bir sonucu olduğuna dikkat çeken Söylemez, "Karma eğitimin getirdiği dayatmanın sonucu budur. Velilerin talepleri doğrultusunda kız-erkek öğrencilerinin yan yana oturtulmasının kanaatini sorgulayıp bu kadar linç etmenin art niyetli bir düşünce olduğu kanaatindeyim. Meselenin Pedagojik olarak ele alındığında, insan olarak kız ve erkek öğrenci fıtratı meyilleri bu tip şeyler bilimsel olarak incelendiğinde aslında aklın yolu birdir. Nerede, neyin zararlı olduğunu göreceğiz ama bizim ülkemizde bir araya gelip bunları tartışmak yerine, kimin düşüncesi, anlayışı nedir, hangi siyasi partiye yakın diye düşüncülerin üzerinden gidip uzlaşmak yerine körüklemek, çaktırmadan bir inanca saldırmaktan ve ortadan kaldırmaktan başka bir şey değildir. İnsanca medenice bu konuları konuşursak, bu nesli sağcısıyla, solcusuyla, İslamcısıyla herkesin bu neslin kurtulması adına ne yapılması gerektiği noktasında ortak bir zeminde buluşulacağına inanıyorum ama bir araya gelmesini bilmiyoruz. Birilerimiz birilerine, diğerleri diğerlerinin ekmeğine yağ sürmek adına sadece düşman üretmek ve birbirimizin açığını bulup saldırmaktan öteye geçmiyoruz." diye belirtti.

"Yeni Türkiye'de eski Türkiye'yi yaşıyoruz. Birilerini sevindireceğiz diye birilerine zulüm etme hakkımız yok."

En yakın zamanda yapılan yanlıştan dönülmesi temennisinde bulunan Söylemez, "Yeni Türkiye diyoruz, eski Türkiye geride kaldı diyoruz ama kalmadı. Yeni Türkiye'de eski Türkiye'yi yaşıyoruz. Ve eğer bu şekilde yaşama da devam edecek olursak dönemlerin hiçbir anlamı kalmayacak. Bu konuda Allah rızası için herkesin kendisine bir çeki düzen vermesini ümit ediyorum. Bunun önünü bu şekilde açarsanız, bu uygulamadan dolayı Haydar hocayı görevinden alırsanız bu memlekette güzel işler yapmak isteyen herkesin ümidini kırarsınız ve kaybedersiniz. Onun için birilerini sevindireceğiz diye birilerine zulüm etme hakkımız yok. İnşallah yapılan yanlıştan önümüzdeki hafta içerisinde hemen dönülmüş olur ve Haydar Hoca görevinin başına döner diye ümit ediyorum." dedi. (İLKHA)





Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar