Berat gecesi nedir, nasıl geçirilmesi gerekir?

Berat gecesinin faziletine değinen ve nasıl idrak etmemiz gerektiği hakkında konuşan Doç. Dr. Abdullah Benli, "Rabbimiz bize rahmet elini, şefkat elini uzatıyor. Adeta bir kampanya başlatılmış gibi, İnşallah bu geceyi bir fırsat bilelim." dedi.

Ekleme: 17.03.2022 10:45:11 / Güncelleme: 17.03.2022 10:50:40 / Güncel / Kayseri Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Şaban ayının 15 gecesi olan Berat gecesi her yıl gibi bu yıl da heyecanla bekleniyor.  Heyecanla beklenen bu gecenin önemine binaen İLKHA'ya değerlendirmede bulunan Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Kur'an-ı Kerim hocalığı yapan Doç. Dr. Abdullah Benli, Peygamber efendimizin Sallallahu Aleyhi Vesellem bu gece ümmetin tamamının affedileceği müjdesini aldığını ve bir hadiste Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca müminleri affedeceğini söylediğini belirtti.

Halk arasında bilinen bazı yanlış anlayışların olduğunu da ifade eden Dr. Benli, Allah'a her zaman şükretmemiz gerektiğini, günahlardan her zaman uzak durmamız gerektiğini ve dile getirdi.

Tüm İslam aleminin Berat gecesini tebrik eden Benli, "Malumunuz üç aylara girmiştik Recep ayını geride bıraktık, Şaban ayının ortasına geldik Recep ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan gece Regaip Kandil'ini idrak etmiştik, 26'yı 27'sine bağlayan gece Miraç Kandil'ini idrak etmiştik ve nihayet Şaban ayına geldik, Şaban ayı Peygamberimizin ayı, Recep Allah'ın ayı ve Ramazan ayıda Müminlerin ayı. Rabbim şimdiden hepimize sağlık afiyet içinde Ramazan'ı şerife kavuşmayı nasip etsin."

"Peygamberimiz, Şaban ayının 15. Gecesinde ümmetinin tamamının affedildiği müjdesini almıştır"

 

Recep ayının kandillerinin üçüncüsü olduğunu ve Recep ayından sonra gelen Şabanın 14'nü 15'ine bağlayan gecenin Beraet Kandili olduğunu halk arasında da Berat Kandili olarak bilindiğini söyleyen Benli, "Bu kelimeye zaten alışığız biz, mahkemede ne oldu denildiğinde berat ettik yani artık suçsuzluğum kesinleşti, bana isnat edilen suçlar hâkim tarafından reddedildi, ben artık cezadan kurtuldum demektir. Biz de inşallah bu gece bütün günahlarımızdan, bütün suçlarımızdan kurtulmuş olmanın sevincini yaşayacağız inşallah bu gece.

Peygamber efendimizin Sallallahu Aleyhi Vesellem eşlerinin yanında nöbetleşe kaldığını ifade eden Benli, "Nöbet sırası Hz. Aişe validemize geldiğinde, peygamber efendimiz gecenin bir yarısında kalkmış odayı terk etmiş, Hz Aişe validemiz de uyanır uyanmaz Peygamberimizi göremeyince acaba nereye gitti diye telaşlanmış etrafa bakarken Baki Mezarlığın'da Peygamber efendimizi secde ederken bulmuş ve o gece, Peygamber efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem Cenâb-ı Hakka yalvardığında, kendisine ümmetinin üçte birinin affedildiği müjdesi verilmiş, peygamberimiz bununla yetinmemiş ya Rabbi ümmetimin tamamını affet duasını ayın 14'ünde de tekrarlamış orada da ümmetinin üçte ikisinin affedileceği müjdesi kendisine verilmiş, nihayet Berat Gecesi'nin tevafuk ettiği Şaban ayının 15. gecesinde ise ümmetinin tamamının affedildiği müjdesini almıştır. İşte biz bundan dolayı bu müjdeye sevindiğimiz için bu geceyi idrak ediyoruz, bu geceyi İhya etmeye çalışıyoruz ve Rabbimize teşekkür ediyoruz. Bununla ilgili bir hadis-i şerif de var 'Cenabı hak bu gece Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca müminlere affedecektir.' ifadesi burada aslında mecazi bir ifade var, çokluktan kinaye, yani düşünebiliyor musunuz, Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca. O günkü dönemde o kadar dünyada insan yok, bırakın Müslüman olmayı insan yok o kadar, işte tamamının affedildiğinin bir başka ifade şeklidir." dedi.

"Rabbimizin de rahmeti çok geniş olduğu için biz bu gece de affedileceğimize şüphe duymayacak şekilde inanıyoruz"

Benli, "Efendimiz'den Aleyhisselatu Vesselam rivayet edilen bir hadiste de Şaban ayının 15. gecesi olunca Cenâb-ı Hak dünya semasına tecelli eder, rahmetiyle tecelli ederek der ki: 'Ey kullarım yok mu benden af isteyen onları affedeyim, yok mu benden rızık isteyen rızık vereyim, yok mu benden şunu isteyen, yok mu benden bunu isteyen? Diye seher vaktine kadar Cenâb-ı Hak kullarına özel olarak tecelli eder. Kullar da eğer Rabbimizin bu nidasını manevi olarak duyar da yalvarır yakarır, Allah'tan bir şeyler İsterse kendisine verileceği müjdesi verilmektedir. İşte bunu bilen müminler ne yapıyoruz Berat gecesini İhya etmek için diğer gecelerden farklı olarak uyumamaya, daha çok ibadet etmeye gayret ediyoruz, Kur'an-ı Kerim okumaya gayret ediyoruz, sadaka vermeye gayret ediyoruz, günahlarımızın affedilmesi için özel olarak Rabbimize namaz kılıp arkasından gözyaşları içerisinde ona yalvarıyoruz, yakarıyoruz. Rabbimizin de rahmeti çok geniş olduğu için biz bu gece de affedileceğimize şüphe duymayacak şekilde inanıyoruz." diye belirtti.

Doç. Dr. Abdullah Benli

Beraat gecesinde 100 rekâtlık bir namazdan bahsedildiğini söyleyen Benli, "Bazı kitaplarda da işte 100 rekât namaz kılınacak, her rekatında şu okunacak vesaire diye bu namaz hakkında yapılan araştırmalarda kesin olarak şu ortaya çıkmıştır ki, Efendimiz'den Aleyhisselatu Vesselam ne böyle kendisini namaz kılmıştır, ne de öyle bir namaz kılınacağını dair kesin bir rivayet yoktur böyle bir konuda. Onun için sonradan ortaya çıkarılmış adeta bir bidaat olarak değerlendiriliyor, biz bu gece 100 rekâtlık namaz değil de önce kaza namazlarımız varsa kaza namazlarımızı bir an önce kılmalıyız. Ayrıca nafile olarak 2 mi kılarız, 4 mü kılarız, 6 mı kılarız ama içi dolu dolu gözyaşlarıyla huzurlu hüşûlu bir şekilde inşallah namazımızı kılıp namazın arkasından da güzel bir şekilde Allah'a yalvarır yakarırsak Allah'ımızın lütfu keremiyle o dualarımızın kabul edileceğine kesin olarak inanırız.

"Biz neyin beraatını istiyoruz, neyin istiğfarını istiyoruz?"

Bazı özel gecelerde insanların Allah ve Peygamberi hatırladıklarını diğer gün ve gecelerde ise hatırlarına getirmediklerini ifade eden Benli, "Şu hususun özellikle altını çizmek istiyorum, bazı kardeşlerimiz bu gecelerin dışında Allah, Peygamber, din, iman bu konularda hiç hassasiyetleri olmuyor. Ancak biriktiriyor biriktiriyor, gideriz bir Beraat Kandili'nde sildiririz, gideriz bir Kadir Gecesi'nde sildiririz, böyle bir anlayış kesinlikle caiz değildir. Cenâb-ı Hak bu tip insanları zaten affetmez, affedilmek için bizim günahlardan daha önceden uzaklaşmamız gerekiyor. Peki biz neyin beratını istiyoruz, neyin istiğfarını istiyoruz? Şu an itibariye hiç günah işlemesek yani nötr kalsak, pasif olsak, ağzımız kapalı bir şekilde dursak, biz şimdi Allah'ın bin bir çeşit nimetleriyle donatılmış olarak ihsan edilmiş olarak yaşıyoruz, bin bir çeşit nimetleriyle donatılmış olarak İhsan edilmiş olarak yaşıyoruz. Şu anda gözüm görüyor, kulağım duyuyor, damarlarından kan akıyor, kalbim çalışıyor, böbreğim çalışıyor ve dişim ağrımıyor, başım ağrımıyor, karnım ağrımıyor, yürüyebiliyorum, kalkabiliyorum, sağlık açısından hiçbir eksiğimiz yok. Şimdi ben desem ki Yarabbi gözümü gördürdüğün için Elhamdülillah teşekkür ederim, kulağımı duydurduğun için teşekkür ederim, damar tıkanıklığı olmadığı için teşekkür ederim, kalbim çalıştığı için teşekkür ederim, böbreklerim çalıştığı için teşekkür ederim Yarabbi desem, o derken de çalışıyor. Yetişemem yani ben teşekküre yetişemem, öyleyse hepimiz potansiyel suçluyuz zaten, şükür eksikliği suçu var. Şimdi bir de bile bile günah işlersek ve bu günahta da ısrar edersek o zaman alay etmiş oluruz." ifadelerine yer verdi.

"Rabbimiz günahından tevbe eden sanki hiç günah işlememiş gibi olur buyuruyor"

Hiçbir hatamız olmasa bile, pasif günahkâr olduğumuz için teşekkür borcu eksikliğimiz olduğunu söyleyen Benli, "Namazını kılmasan da olur, orucunu tutmasan da olur, zekatını vermesen de olur gibi böyle bir şeyler ya da yalan, gıybet, haset, fesat bu tür günahlara ayrıca dalarsak, Allah bizleri esirgesin affedilme şansımız zayıflar. Tabi ne kadar günahımız olursa olsun, denizlerin köpükleri kadar günahlarımız bile olsa eğer derin bir ah çekerek ve pişmanlık duyarak bütün günahlardan uzaklaşır ve yeni bir hayat çizmeye çalışırsak 'Rabbimiz günahından tevbe eden sanki hiç günah işlememiş gibi olur.' buyurur ve siler atar, Rabbimiz bu kadar geniş rahmete sahiptir." diye belirtti.

Beraat gününde gündüzü oruçlu geçirmeye çalışılması gerektiğini söyleyen Benli, "İslam'da geceler önce gelir, gündüz sonra gelir. Şimdi biz Şaban ayının gecesini İhya ederek ibadetle geçirerek o geceyi İhya etmiş olacağız, gündüzünü de oruçlu geçirmiş olacağız. Bu durumda perşembeyi Cuma'ya bağlayan gece, Berat Kandil'i gecesi, gündüzü Cuma'ya denk geliyor o zaman. Cuma günü de oruç tutmak bizim dinimizde çok hoş görülmez, öyle ne yapmamız lazım? Mesela bugün Çarşamba, yarın Perşembe, diğer gün Cuma diyelim. 3 gün beyaz günler demek hilalin gökyüzünde en parlak olduğu günlerdir, Arapçada beyaz günler yani dolunayın olduğu bir gün öncesi, bir gün sonrası, bir de dolunay gecesi. Buralarda oruç tutmak tavsiye edilir, kardeşlerimiz perşembe ve Cuma gününü ikisini birleştirecek oruç tutarlarsa inşallah oruçlu olarak Peygamber Efendimizin Sallallahu Aleyhi Vesellem 'Bu gündüzü oruçla gecesini de ibadetle geçirin.' emrine uymuş olurlar." dedi.

"Adeta bir kampanya başlatılmış gibi, İnşallah bu geceyi bir fırsat bilelim"

Rabbimizin bize rahmet elini, şefkat elini uzattığını belirten Benli, "Adeta bir kampanya başlatılmış gibi, İnşallah bu geceyi bir fırsat bilelim, bu gece de başta kendimiz olmak üzere Annemizin ve babalarımızın affedilmesi için kardeşlerimizin affedilmesi için dua edelim. Annelerimiz, babalarımız hayatta değilse onlara özel olarak dua edelim. Ümmeti Muhammed'e dua edelim. Ümmet-i Muhammed'in gözyaşları dursun ve özellikle ilk kıblemiz olan Mescidi Aksamız da Yahudilerin kirli çizmeleri altındaki sultasından kurtulsun diye dua ediyoruz. Ben bu vesileyle bütün kardeşlerimin Berat gecesine tebrik ediyorum, dua ediyorum dua bekliyorum, Rabbim affedilmedik hiçbir günahımızı bırakmasın, sevince çevirmediği hiçbir kaderimizi bırakmasın, ödetmediği hiçbir borcumuzu bırakmasın, maddi ve manevi sıkıntılarımızı bertaraf eylesin, hürmet ve muhabbetlerimle diyorum Allah'a emanet olun." şeklinde konuştu. (İLKHA)









Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar