Sawefiri: İşgal rejimi, Filistinli esirlerin insanca yaşamalarına engel oluyor

​Filistinli engelli Ahmed es-Sawefiri, işgal zindanlarında 600'den fazla Filistinli hasta esirin bulunduğunu belirterek, Siyonist işgal rejiminin, bu hastalara başta sağlık olmak üzere hiçbir insani hakkı tanımadığına dikkat çekti.

Ekleme: 13.03.2022 18:05:12 / Güncelleme: 13.03.2022 18:05:12 / Güncel / İstanbul Haberleri
Destek için 

Filistinli engelli Ahmed es-Sawefiri, 13 Mart Filistinli Esirler Günü dolayısıyla İLKHA'ya yaptığı açıklamada, başta hasta olanlar olmak üzere işgal zindanlarındaki Filistinli esirlerin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Filistinli Esirler Günü'nde, Filistin’i ve Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek için kanlarını ve uzuvlarını feda eden Filistinli yaralıların fedakarlığının anıldığını belirten Sawefiri, bu gün vesilesiyle işgalcilerin zindanlarında tutulan ve zorla alıkonulan yaralı esirleri selamladığını söyledi.

Bu esirlerin, ömürlerini ve gençliğini baharını işgal zindanlarında feda ettiklerini söyleyen Sawefiri, "Tüm bunlara rağmen bu esirler, iki durumdan ötürü sıkıntı çekiyorlar; birincisi gardiyanların eziyetler; ikincisi de zindana girmeden önce işgalcilerin kendilerinde oluşturdukları yaraların eziyetini çekiyorlar. Bu yaraların oluşturduğu eziyetlerin daha fazlasını da işgal zindanlarında vücutlarıyla çekmeye devam ediyorlar." dedi.

Siyonist işgalcilerin, gerçek manasıyla barbar olduğunu vurgulayan Sawefiri, işgalci rejimin; insanlığın ne olduğunu bilmedikleri gibi bu yaralı ve hasta esirlere de hiçbir şekilde insancıl davranmadığını söyledi.

Sawefiri, "Kendi dostlarının yanında bulunan yaralı esirler bu eziyetlerden ve hastalıklardan sıkıntı çekiyorken, işgal zindanlarında bulunan yaralı ve hasta esirlerin durumunu da siz düşünün." ifadesini kullandı.

"İşgal zindanlarında 600’den fazla hasta esir var"

Sawefiri, işgal zindanlarında bulunan esirlerin durumuna ilişkin şu bilgileri verdi:

İşgal zindanlarında 600’den fazla hasta esir var. 130’dan fazla esir kronik hastalıklarla mücadele ediyor. 22’den fazla hasta, hem bedensel hem de ruhsal sakatlıkla mücadele ederken kısmi felçliği olan ve yardıma ihtiyaç duyan 5’ten fazla esir mevcut. Bu yaralı ve hasta esirler, hayatlarını devam ettirebilmek ve sağlıklarını korumak için hem periyodik hem de daimi özel bakıma, tıbbi gözetime ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak durum tam da bunu aksine işliyor; işgalci, bugün zindanda tuttuğu bu esirlere daima baskı yapıyor, ihtiyaç duydukları özel ilaçları yasaklamakla birlikte onları tedavi etmek bir yana sadece çok basit bazı ilaçları veriyor.

Bunun yanında işgalciler, bu özel hastaların tedavisi için zindanda uzman doktorun bulunmasına ve girmesi izin vermiyorlar, sadece zindandaki normal revir doktoru mevcut. İşgalciler zindanda, normal laboratuvarın ve en basit tedavilerin yerine getirilmesi için gerekli alet ve edevatların bulunmasına izin vermiyorlar. Aslen cezaevlerinde bulunan bu revirler de toz toprak dolu bir mezbahaneyi andırıyor. İşgal zindanlarında bulunan yaralı ve hasta esirler, işgalcilerin küstahça siyasetlerinden dolayı bu büyük sıkıntıları çekiyorlar. Esirlerin durumuna uygun insanca yaşamalarına engel oluyorlar.

Kendisinin de yaralarının bulunduğunu, uzuvlarının kesildiğini ve tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu hatırlatan Sawefiri, bu nedenle işgal zindanlarındaki hasta esirleri daha iyi anladığını ifade etti.

Ahmed es-Sawefiri, "Ben burada, işgal zindanlarında sıkıntı çeken yaralı ve hasta esir kardeşlerimin yaşadığı sıkıntıları bir nebze de olsa yakından hissediyorum. Onlar orada, hem zindanın sıkıntılarıyla, gardiyanların zulmüyle cebelleşiyorlar hem de yaralarının ve hastalıklarının verdiği sıkıntıyla mücadele ediyorlar." diye konuştu.

"Zindanda uzuvlarını kaybeden, görme yetisini yitiren onlarca esir mevcut"

Siyonist barbarların, 1949 Cenevre Sözleşmeleri başta olmak üzere hiçbir uluslararası kanunu tanımadığını söyleyen Sawefiri, "İşgalciler, bu anlaşmaları tanımamakla birlikte, yaralıları ne tedavi ediyor ne yardım ediyor ne de ilaç almalarına izin veriyor. Yüzlerce yaralı esirlerimizin en başında İsra el Cağbis isimli kadın esir, Cemal Ebul Heca ve Muhammed el-Ebraş gibileri geliyor. Zindanda uzuvlarını kaybeden, görme yetisini yitiren onlarca esir de mevcut." şeklinde konuştu.

Sawefiri, "İşgalci rejim yaralı ve hasta esirleri tedaviden yoksun bırakma politikasını izlemeye devam etmektedir. Bu durumun son örneklerinden biri de İsra el Cağbis idi. Bu kadın esirimizin vücudunun yüzde 65’ten fazlası yanıklar sebebiyle işlevsiz hale gelmiş ve ellerinin de 8 parmağını kaybetmiştir. Yaralı olan esir İsra el Cağbis'in şu ana kadar 8 büyük ameliyat geçirmesi gerekirken işgal rejimi bunu ağırdan almakta ve bu ameliyatlara ihtiyaç duyulduğunu bilmiyormuş gibi hareket etmektedir." ifadelerini kullandı.

Buna benzer sürekli müşahede altında tutulmaya ve devamlı ilaç kullanması gereken hasta ve yaralı olan çok sayıda esirin bulunduğunu aktaran Sawefiri, özellikle kronik hastalıklar ile mücadele etmek zorunda olan hasta esirlerin, acil bir şekilde ve sürekli olarak bir tedavi sürecine ihtiyaç duyduğunu belirtti.

"Türkiye halkı, yönetimi ve hükümetinden esirlerin yanında durmalarını talep ediyoruz"

Uluslararası topluma seslenen Sawefiri, "Bizler uluslararası topluma, özellikle hasta ve yaralı esirler başta olmak üzere  esirler konusundaki sorumluluklarının arkasında durmaları çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca Türkiye halkı, yönetimi ve hükümetinden, birinci derece insanlık meselesi olan özellikle sağlıkları açısından sürekli olarak ilaç ve gerçek bir ilgiye muhtaç olan yaralı ve hasta olan esirler meselesinde esirlerin yanında durmalarını talep ediyoruz." dedi.

İşgal zindanlarındaki hasta ve yaralı esirlerin, tutuldukları hücrelerden mahkemelere veya başka bir yere nakledildikleri vakit, ciddi sorun ve sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken Sawefiri, "İnsanların binmelerine kesinlikle uygun olmayan ve hasta ve yaralar için hiçbir hazırlığın yapılmadığı nakil araçlarına bindirilen bu esirlerin elleri yolculuk esnasında kelepçelenmektedir. Bu yolculuk esnasında onlara eşlik edecek herhangi bir doktor veya sağlık çalışanı da olmadan nakledilmektedirler." ifadelerini kullandı.

İşgal zindanlarında tutulan esirlerin hastalıklarını tedavi edecek ilaçların temin edilmediğini, tüm hastalıklara sadece ağrı kesici ile müdahale edildiğini anlatan Sawefiri, "Ayıca işgal zindanlarında hasta esirlerin hastalıklarını teşhis için gelen doktorlar da hastalar ile kesinlikle bire bir temas kurmamakta ve sadece camın arkasından bakarak muayene etmektedir. Nitekim bu doktorlar da bu konular ile uzman doktor olmayıp genel sıradan doktor olmaktadır." şeklinde konuştu.

"İşgalciler işlediği suçlarından ötürü yargılanmaz esirlerimizin şehadet haberleri izleyeceğiz"

Sawefiri, "Rabbim, esirlerimize yardım etsin çünkü onlar esaret altında tutulmaları ve işgalcinin bu zulmüne maruz kalmalarına rağmen içlerinden bazıları aynı zamanda yaralı ve ciddi hastalıklar ile da boğuşmak zorunda kalmaktadır. İşgal zindanlarında aynı anda iki büyük zorluğu bir arada yaşamaktadırlar. Ve sivil toplum örgütleri ve dünya yetkilileri bu duruma müdahale etmez ve işgalci rejimi, zindanlarda ve dışardaki yaralı ve esirlere yönelik işlediği suçlarından ötürü yargılamaz ise bir süre sonra bu yaralı ve hasta esirlerimizin ölüm ve şehadet aşamasına geçişlerini izleyeceğiz." diye konuştu.  (İLKHA)