Kolları Bacakları Kopmuş Bir Filistinlinin Dilinden… FİLİSTİN HALKI YARALI

Filistin'de, eski Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın 1968 yılındaki kararıyla 13 Mart, "Filistin yaralılar günü" olarak kabul ediliyor. Söz konusu günde, siyonist rejimin saldırılarından mağdur olan Filistinliler, çeşitli etkinliklerle seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyor. İşgal rejiminin saldırılarında iki bacağını ve bir kolunu kaybeden Ahmed es-Sawefiri de bu mağdurlardan biri… Gazetemize konuşan Sawefiri, asıl mağdurların işgal zindanlarındaki Filistinli yaralı esirler olduğuna dikkat çekti. İşgal zindanlarında 600’den fazla yaralı esirin olduğunu belirten Sawefiri, Türkiye halkından ve yönetiminden, esirlerin yanında durmaları çağrısında bulundu.

Ekleme: 13.03.2022 17:00:42 / Güncelleme: 13.03.2022 17:13:14 / Dünya
Destek için 

Abuzer Atasoy-Doğruhaber

Filistin'de, eski Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın 1968 yılındaki kararıyla 13 Mart, "Filistin yaralılar günü" olarak kabul ediliyor. Söz konusu günde, siyonist rejimin saldırılarından mağdur olan Filistinliler, çeşitli etkinliklerle seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyor.

İşgal rejiminin Filistinlilere yönelik bir saldırısında bir kolunu ve iki bacağını kaybeden Ahmed es-Sawefiri, konuyla ilgili gazetemize konuştu.

Filistinli yaralıların, Mescidi Aksa’yı özgürleştirmek için vücutlarını feda ederek büyük bir fedakarlık yaptığını kaydeden Sawefiri, “Doğrusu bugün bize düşen, başta Filistin’deki yaralı kahramanlar olmak üzere dünyada tedavi gören bütün yaralıları selamlamaktır.” Dedi.

“SİYONİST İŞGALCİLER, BARBARDIRLAR”

İşgal zindanlarındaki yaralı esirlerin büyük sıkıntılar çektiğine değinen Sawefiri, “Bu esirler, iki durumdan ötürü acı çekiyorlar; birincisi gardiyanların eziyetleri, ikincisi de zindana girmeden önce işgalcilerin kendilerinde oluşturdukları yaraların acıları. Bu yaraların oluşturduğu acıların daha fazlasını da işgal zindanlarında çekmeye devam ediyorlar. Siyonist işgalciler, gerçek manasıyla barbardırlar. İnsanlığın ne olduğunu bilmedikleri gibi bu yaralı ve hasta esirlere de hiçbir şekilde insancıl davranmıyorlar.” İfadelerini kullandı.

“İŞGAL ZİNDANLARINDA 600’DEN FAZLA HASTA ESİR VAR”

Sawefiri sözlerini şöyle sürdürdü: “İşgal zindanlarında 600’den fazla hasta esir var. 130’dan fazla esir, kronik hastalıkla mücadele ediyor. 22’den fazla hasta hem bedensel hem de ruhsal sakatlıkla mücadele ederken kısmi felçliği olan ve yardıma ihtiyaç duyan 5’ten fazla esir mevcut.”

UZMAN DOKTOR YOK

Yaralıların özel bakıma ihtiyaç duyduğunu belirten Sawefiri, “Ancak işgalciler, bu esirlere daima baskı yapıyor, ihtiyaç duydukları özel ilaçları yasaklamakla birlikte onları tedavi etmek bir yana sadece çok basit bazı ilaçları veriyor. Bunun dışında işgalciler, bu özel hastaların tedavisi için zindanda uzman doktorun bulunmasına izin vermiyorlar. Sadece zindandaki normal revir doktoru mevcut. İşgalciler zindanda, normal laboratuvarın ve en basit tedavilerin yerine getirilmesi için gerekli alet ve edevatların bulunmasına dahi izin vermiyorlar. Aslen cezaevlerinde bulunan bu revirlerde toz toprak dolu bir mezbahaneyi andırıyor.” Diye konuştu.

ESİR NAKLİNDE ZULÜM

Hasta ve yaralı esirlerin, mahkemelere taşınırken ciddi sıkıntılar yaşadığını bildiren Sawefiri, “İnsanların taşınmasına kesinlikle uygun olmayan ve hasta ve yaralar için hiçbir hazırlığın yapılmadığı nakil araçlarına bindirilen bu esirlerin yolculuk esnasında elleri kelepçelenmektedir. Bu yolculuk esnasında onlara eşlik edecek herhangi bir doktor veya sağlık çalışanı da yoktur.” Dedi.

DOKTORLARIN HASTALARLA TEMAS KURMASI YASAK!

Sawefiri ayrıca yaralı esirlere ilaç temin edilmediğine dikkat çekerek, “Tüm hastalara sadece Acamol adlı ağrı kesici ile müdahale edilmektedir. Sürekli olarak ilaç ihtiyacı olan hastalara ve kronik hastalıkları olan esirlere de sadece bu ilaç verilmekte ve ihtiyaçları olan tedavi uygulanmamaktadır.” Açıklamasında bulundu.

Sawefiri, esirlerin hastalıklarını teşhis için gelen doktorların hastalarla bire bir temas kuramadığını ve camın arkasından bakarak muayene ettiğini vurguladı.

HASTA ESİRLER TEDAVİDEN YOKSUN BIRAKILIYOR

İşgal rejiminin yaralı ve hasta esirleri tedaviden yoksun bırakma politikasını izlemeye devam ettiğini kaydeden Sawefiri, “Bu durumun son örneklerinden biri de İsra el-Ceabis idi. Bu esir bayan, vücudunun yüzde 65’ten fazlasını yanıklar sebebiyle kullanamaz hale gelmiş ve ellerinin de 8 parmağını kaybetmiştir. İsra el-Ceabis’in şu ana kadar 8 büyük ameliyat geçirmesi gerekirken, işgal rejimi bunu ağırdan almakta ve bu ameliyatlar ihtiyaç duyulduğunu bilmiyormuş gibi hareket etmektedir.” Açıklamasında bulundu.

‘MÜDAHALE ETMEZLERSE HASTA ESİRLER HAYATINI KAYBEDECEK’

Esir Nasır Ebu Humeyd’in 3 aydan beri yoğun bakımda tutulduğunu ve tamamıyla bilincini kaybettiğini bildiren Sawefiri, “Bu konuda sivil toplum örgütleri ve uluslararası toplumlar bir müdahalede bulunup bu konuda işgalciyi yargılamazlar ise işgal zindanlarındaki bu ve buna benzer yaralı ve hasta esirlerimizin hayatını kaybetmesini izlemiş olacağız.” Diye konuştu.

TÜRKİYE’YE ÇAĞRI

Uluslararası toplumun hasta ve yaralı esirler olmak üzere esirler konusundaki sorumluluklarının arkasında durmaları çağrısında bulunan Sawefiri, “Ayrıca Türkiye halkı ve hükümetinin, birinci derece insanlık meselesi olan özellikle sağlıkları açısından sürekli olarak ilaca ve ilgiye muhtaç olan yaralı ve hasta esirler meselesinde, esirlerin yanında durmalarını talep ediyoruz.” İfadesini kullandı.