Bitlis’te 40’ın üzerinde olan ve bugün 3 kişinin yaptığı demircilik mesleğine 1970 yılında çırak olarak başladığını belirten Sabri Bakır, 17 metrekarelik işyerinde ürettiği balta, kazma, çapa, orak ve soba kovası ile çocuklarını okuttuğunu söyledi.
Mesleğin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu da belirten Bakır, çırak bulmakta zorlandıklarını, kalan 3 ustanın da yaşlarının 60’ın üzerinde olduğunu ifade etti.
Bunların da en fazla 5 yıl daha bu işi sürdüreceklerini sözlerine eleyen Bakır, şunları söyledi:
“1970'ten bu yana yani 52 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yaklaşık 10 yıl çıraklık ve kalfalık yaptım. Sanatkarın yanına bir eleman alalım diyoruz. Asgari ücret talep ediyorlar. Bir elemanın asgari ücret ve sigortasıyla birlikte 6 bin TL tutuyor. Bir sanatkârın dükkânına aylık bu kadar para girmiyor. Bundan dolayı çırak da yetiştiremiyoruz." dedi.
Yetişen yeni nesil sanatı sevmiyor
Yetişen yeni neslin sanatı sevmediğini dile getiren Bakır, "Bir doktor 30 yıllık okumanın ardından ancak uzman olabiliyor. Bir sanatkar da 30 yıllık çalışmanın ardından ancak sanatkâr olabilir. Bizler daha önce çırak olarak sanatkârların yanına gittiğimizde ücret talep etmiyorduk. O zamanda hafta sonları babamız bize harçlık verirdi. Yetişen yeni nesil sanatı sevmiyor. ‘Bir hafta burada çalışırsam sağlığım bozulur.’ diyor. 52 yıldır bu mesleği yapıyorum, 65 yaşındayım hâlâ sağlığım iyidir.” diye konuştu.
“Hakim, doktor ve mühendis yetiştirdim ama çırak yetiştiremedim”
17 metrekarelik dükkanda alın teriyle çocuklarını okuttuklarını belirten Bakır, demircilik mesleği ile 6 çocuk yetiştirdiğini, bunlardan birinin doktor, birinin mimar, diğerinin ise hakim olduğunu belirterek, 3 çocuğunun da eğitimlerinin devam ettiğini söyledi.
Bakır, “Bu meslekte 6 çocuk yetiştirdim. Çocuklar çok iyi yetiştiler. Bu küçük yerde çalışarak çocuklarımı yetiştirdim. Doktor, hakim, mimar olan çocuklarım var, 3 tanede okuyor. Genellikle tarım üzerine ekipman yapıyoruz. Kazma, balta, nacak, orak, çapa. Sonbaharda da sac soba ve kovalarının imalatını yapıyoruz. Bitlis dağlık bir arazi. Birçok yere kepçe giremiyor. Mezar kazımak için de kazma lazım. Bunu da sanatkârlar yapar." ifadesini kullandı.
El emeği sanatlar teknolojiye direniyor
Teknolojiye direnmeye çalıştıklarını vurgulayan Bakır, şunları söyledi:
"El emeği ile fabrikasyon olarak yapılanlar bir olamaz. Hazır yapılanlar günde 100 adet imal edilirken, el emeğiyle 10 tane ancak yapılır. Dolayısıyla fiyatlar da birbirini tutmuyor. Kullanım için el emeğiyle yapılan daha iyidir. Her hafta çocuklarım artık bu mesleği bırakmamı ve çalışmamamı söylüyorlar. Fakat çalışmaya alışmışım, kahve köşelerinde oturamıyorum. Rabbim güç kuvvet verdikçe bu mesleğimi yapacağım. Bitlis'te 40 sanatkârın ismini söyleyebilirim. Şu an 3 kişi kaldık.” (İLKHA)