Psikolog Merve Alpaslan, kadın ve erkeğin aile içindeki sorumluluklarının neler olduğunu aktardı

Aile içerisinde kadın ve erkeğin birbirine karşı sorumluluklarının neler olduğuna dikkat çeken Aile Danışmanı Psikolog Merve Alpaslan, çiftlere bazı tavsiyelerde bulundu.

Ekleme: 08.03.2022 16:45:11 / Güncelleme: 08.03.2022 16:45:11 / Güncel / Ağrı Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Uzmanlar, aile yapısının korunması ve sağlıklı bir ilişkinin sürdürülmesi için aile içerisinde kadın ve erkeğin bazı sorumluluklarının olduğunu belirtiyor.

Bu sorumlulukların neler olduğunu İLKHA’ya aktaran Psikolog Merve Alpaslan, eşlerin evlerine ve birbirlerine karşı yükümlülüklerinin olduğunun altını çizdi. 

"Evdeki sıcak ortamın oluşması, iki tarafın da kendini değerli hissetmesine sebep olacaktır"

Evliliğin temelini saygı ve sevginin oluşturduğuna dikkat çeken Alpaslan, bu saygı ve sevginin sağlandığı takdirde aile içerisinde sıcak bir ortam oluşacağını belirtti. Alpaslan, "Öncelikle evlilik ve insan ilişkilerinin temeli biliyoruz ki sevgi, saygı ve güvene bağlıdır. Bu bağlar aynı zamanda evliliğin temel ihtiyacıdır, bu bir erkeğin eve güven ortamı oluşturması, eve ekmek getirmesinden belki de çok daha mühimdir. Evdeki sıcak ortamın oluşması, iki tarafın da kendini değerli hissetmesine sebep olacaktır. Değerli olma duygusu da yine bizim evlilikte temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Eşlerin evine ve eşine karşı olan sorumlulukları yükümlülük olarak görebiliriz. Erkek ve kadın olarak ayrılsa da temelde ortak paydada buluşan bir paylaşım olduğunu düşünüyoruz. Çalışan ve emek harcayan her iki taraf da olabilir. Biz burada para kazanmanın evlilik için, hayatı idame etmek için önemli bir nokta olduğunu düşünüyoruz, çünkü ilk sorumluluklarımızdan biridir. Eşler çoğunlukla maddi aksaklıklar ve sorunlar sebebiyle ayrılık kararı alabiliyorlar, bunun için bize gelebiliyorlar. Biz bu aşamada diyoruz ki aile kurumunda maddi tatmin önemli bir nokta, bu sorumluluğu her iki taraf da üstlenebileceği gibi, erkek ya da kadın ayrı ayrı da bu sorumluluğu alabilir. Karar ne olursa olsun sorumluluğu üstlenen tarafa manevi anlamda destek olması gerekiyor. Bu anlamda da evdeki iş bölümü, yine bu kararda da saygı önemli bir noktadır. Eşler gösterilen çaba karşısında birbirlerine karşı borçlu hissetmemelidir, bu önemli bir noktadır. Çünkü yapılanlar karşılıklı sorumluluk dâhilinde gerekli olduğu için biz bunun yerine getirilmesini bekliyoruz. " ifadelerini kullandı.  

"Sorumluluk duygusu evlilikte bize yardımcı olan noktalardan birisidir"

Evlilikte sorumluluk ve dayanışma duygularının ön planda olduğunu söyleyen Alpaslan, "Evlilikte yakınlık ve dayanışma duygusu da ön plandadır, önemli noktalardan birisidir. Örneğin sıkıntıya düştüğümde, hastalandığımda ya da güçsüz hissettiğim zamanlarda eşim yanımda olacak mı? duygusu. Kadınların yine güvende hissetmesi bizim evlilikteki önemli noktalarımızdan biridir. Bunun yanı sıra sorumluluk duygusu da evlilikte bize yardımcı olan noktalardan birisidir. Eğer eşlerden birisi sorumluluklarını yerine getirmezse bir diğerinin onu tamamlaması gerekiyor. Çünkü İhmaller her zaman bilerek veya isteyerek yapılmayabilir, burada yapılan ihmal telafi edilebilecek düzeydeyse şayet karşı taraftaki çiftimize şunu söylüyoruz, düzeltilmesi için gerekli zamanı ve saygıyı göstermemiz gerekiyor. Mutlaka bu zamanda eşlerin birbirleriyle konuşup çözüm için ortak paydada buluşmaları gerekiyor. Unutulmamalıdır ki biriktirilen her sorun ileride öfke ve anlık sinir patlamaları olarak geri dönecektir. Bu noktada iletişimi kurmakta, doğru kanalı bulmakta çekinmemeleri gerektiğini öneriyorum." şeklinde ifade etti.

"Evlilikte sadece aynı ortamı paylaşmak değil, aynı duyguyu da paylaşmak gerekir."

Evlilikte bireysellikten ziyade ortak hareket etmenin, ortak düşünmenin, ortak tepkinin öneminin olduğunun söyleyen Alpaslan, "Bir diğer noktaya bakarsak şayet, evlilikte bireysel tepki yerine ortak tepki gelişmeli, biz eşimle ne yapabiliriz mantığıyla hareket edilirse şayet biz olma kavramıyla alakalı problemler yaşanmamış olacaktır. Çiftler değerli olma, kendini güvende hissetme, paylaşımda bulunma ve sorumluluk gibi konularda hareket ettiğinde aslında temel ihtiyacının da farkına varmış olacaktır. Çünkü evlilikte sadece aynı ortamı paylaşmak değil, istediğimiz şey aynı duyguyu da paylaşmaları, burada şunu fark etmeliyiz ki eşlerden birinin zevk ve hayali farklı olabiliyorken diğerinin de farklı olabilir, burada evliliği evlilik yapan fiziksel olmaktan çok psikolojik beraberliktir. Peki, psikolojik beraberlik nedir? Psikolojik beraberlik, kişilerin birbirine değil aynı noktaya ve aynı hedefe bakıyor olmalarıdır. Eşlere bu bilinç yerleşirse zaten kaliteli ve uzun bir evlilik hayatı olmuş olacaktır. Kişilerin birbirine olan güveni yine evliliğin temelini oluşturduğu için güveni de karşılıklı sevgi ve saygı ile taçlandırmamız gerekiyor." ifadelerine yer verdi.

"Çiftlere verebileceğim dört tane önemli nokta var"

Evli çiftlere bazı tavsiyelerde bulunan Alpaslan, bu tavsiyelere uyulduğu takdirde problemlerin azalacağını belirtti. Alpaslan, "Şimdi evli çiftlere verebileceğim dört tane önemli nokta var,  bunlar gerçekten uygulanırsa problemlerin azalacağını düşünüyorum. Eşimize özen göstermeli, eşimizin dilini öğrenmeli, eşimizin zamanını ve iznini vermeliyiz. Bu noktalara da biraz değinmek istiyorum. Öncelikle eşinize izin verin. Evlendikten sonra yapılan hatalardan biri de aslında her iki tarafın da bireyselliğini kaybediyor oluşudur. Eşler kendi kimliğini ilişki esnasında eritip yok ediyorsa bunu sağlıklı bulmuyorum, bu durumda yapılması gereken, eşin de diğer tarafın da var olmasına, kendi gibi davranmasına alan tanıması gerektiğini vurgulamış oluyoruz. Bu anlamda da yapılması gerekenlerden biri eşinize kendi alanı için izin vermeniz gerekiyor. Bir diğer önemli noktaya gelirsek şayet, eşinize zaman vermelisiniz. Bu da eşlerin sınırlarını ve zamanlarını nasıl kullanması gerektiğiyle alakalıdır. Çiftlerin, her iki tarafın da belirledikleri ve yine her iki taraf için de geçerli olan, kendilerine ait özel zamanlarının olduğunu biliyor olmamız gerekiyor. Bir diğer önemli noktaya değinirsek, özen göstermemiz gerektiğidir. Eşler birbiriyle zaman geçirebilir, fakat geçirdikleri her zaman dilimi kaliteli olmayabilir. Bu noktada da kaliteli zaman dilimini yaratabilmemiz için sevdiğimizi, sevildiğimizi tam anlamıyla hissetmemiz önemli bir nokta. Bu anlamda da özen göstermemiz bu ilişki için doğru yaklaşımlardan biri olacaktır. Bir diğer ve en önemli noktalardan biri de ve sıkça danışanlardan aldığımız geri bildirimlerde anlaşılmadığını düşünme duygusu var. Aslında burada eşinizin dilini iyi öğrenin diyoruz biz. Bu noktada da yapılması gerekenlerden biri kadın ve erkeğin ifade ediş şekillerinin farklı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Biz işte bu noktada diyoruz ki birbirinizin kullandığı dili, iletişim kanalını yine bulmalısınız." dedi. (İLKHA)





Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar