Resmi ziyaret kapsamında Pakistan'a giden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Lahor şehrinde Data Darbar külliyesinde Pencap Din İşleri ve Vakıflar Bakanı Seyid Said Hassan ve Pakistanlı âlimlerle bir araya geldi.
Külliyeye gelişinde kalabalık bir Pakistanlı topluluk tarafından Türkiye ve Pakistan bayraklarıyla karşılanan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin selamını getirdiğini söyledi.
"Kurtuluş Savaşı'nda verdiğiniz destekler yüreklerimizde destanlaşmıştır"
Pakistan'ın, İslam ümmetinin medarıiftiharı bir ülke olduğuna işaret eden Erbaş, "Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişki herhangi iki devlet arasındaki ilişkinin çok ötesinde kardeşlik ve dostluğa dayanan bir ilişkidir. Kardeşliğimiz ortak tarihi, kültürel ve dini bağlarımızdan kaynaklanmaktadır. Bu kardeşlik bağı geçmişten günümüze hep güçlenerek devam etmiştir. Bilhassa Kurtuluş Savaşı'nda Pakistan halkının milletimize verdiği destekler yüreklerimizde destanlaşmıştır." dedi.
"Bizler yedi kıtaya ilim, hikmet, sevgi, muhabbet taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız"
"Aynı inancın, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları olarak bizler yedi kıtaya ilim, hikmet, sevgi, muhabbet taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız." diyen Başkan Erbaş, "Bugün de inancımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilham ile bize güzel çalışmalar yapacağımıza ve daha güzel bir geleceği beraberce inşa edeceğimize inanıyorum. Bu manada bütün insanlığın aydınlık geleceği, müşterek huzuru ve sorunların ortak akıl ve işbirliği içerisinde çözümüne dair çabaları ve bu manada gerçekleştirilen bu ve benzeri çalışmaları oldukça önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Yine önemle ifade etmeliyim ki bir soruna çözüm üretmek için öncelikle sorunun sebep ve değişkenlerinin doğru anlaşılması ve iyi tahlil edilmesi gerekir." diye konuştu.
Erbaş, son iki asırlık süreçte dünyada yaşananların iyi analiz edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, sözlerine şöyle devam etti:
18'inci asırdan itibaren bilgi felsefesinde radikal tercihler yapılmış, varlığın aşkın boyutu adeta reddedilerek metafizik ötelenmiştir. Söz konusu süreçte böyle çıkan pozitivist anlayış, insanın varoluşsal meseleleri izah edemediği gibi ahlak, etik, estetik ve hukukla bütünleşen ortak insani değerleri de temellendirememiş ve nihayetinde yeryüzünü bireysel ve küresel buhranlara mahkûm etmiştir. Diğer yandan her fırsatta hak ve adalet söylemi dillendirilmesine karşılık güçlü olmayı hak sebebi sayan bir tavır öne çıkmış, zayıf coğrafyaların güç merkezleri tarafından işgal edildiği ve iktidar mücadelesi alanına çevrildiği bir politika egemen olmuştur. İnsanlığın iyiliğe ve geleceğe dair ümitlerini de azaltmıştır.
"Birlikte yaşamanın en güzel örneğini Müslümanlar göstermiştir"
İslam'ın, insanlığın dünya ve ahiret huzurunu temin edecek ilkeler getirdiğini belirten Erbaş, "Bütün peygamberler, tevhidin, adaletin güzel ahlakın yaşanması için mücadele etmiştir. Dolayısıyla Müslümanlar, ırkı, inancı, rengi, dili, coğrafyası, kültürü ne olursa olsun herkesin temel hak ve özgürlüklerini savunmayı, inançlarının gereği kabul etmiştir. Nitekim birlikte yaşamanın en güzel örneklerini de her daim Müslüman toplumlar göstermiştir. Bunun için insanlığın meselelerini hep beraber sahiplenmek ve daha iyi bir hayat ve gelecek için birlikte çözüm aramak zorundayız." ifadelerini kullandı.
"Bizler her zaman dost ve kardeş ülke Pakistan'ın yanındayız"
"Bizler aynı mazinin ve istikbalin mensuplarıyız" diyen Başkan Erbaş, "Bizler kardeşler topluluğuyuz. Dertlerimizi sahiplenmek, sevinçlerimizi paylaşmak zorundayız. Bu manada Keşmir meselesinde dost ve kardeş ülke Pakistan'ın yanında olduğumuzu her zaman dile getirdik ve bir daha bunu tekrar etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
Görüşmede Pakistan Din İşleri ve Uyum Bakanı Dr. Pir Nurul Hak Kadri, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Dr. Mustafa Bülent Dadaş da eşlik etti. (İLKHA)