Piyasada 1000'e yakın ilacın bulunmadığı bu son günlerde insanlar ne yapacaklarını bilemez durumdalar. En basit ilaçtan tutun da en önemli ilaca kadar birçok ilacı bulmak artık çok zor.
Eczacılar bu konuda sıkıntılar yaşadıklarını belirtirken insanların suçlu olarak eczacıları görmemesi gerektiğine değindiler.
Her sene ocak ve şubat aylarında bu sorunun oluştuğunu çünkü yıllık fiyat artışının yılın bu zamanlarında belirlendiğini söyleyen eczacılar döviz ve ekonomik sorunların bu durumu daha da zorlaştırdığına dikkat çektiler.
Fiyat artışının yılda bir defa yerine yılda 3-4 defa yapılmasının bu durum için çözüm olduğunu belirten Eczacı Esra Yıldırım, bu sorun yüzünden insanlarla sürekli karşı karşıya geldiklerini söyledi.
"Biz depolardan ilaç alamıyoruz, depolar üretici firmadan ilaç tedarik edemiyor"
Eczacıların depolardan, depocularınsa üreticiden ilaç alamadığını ifade eden Yıldırım, en küçük ilaçta bile sıkıntı olduğunu söyledi. Yıldırım, "Oluşan durum ne yazık ki iyi değil. Bu yüzden eczacılık farklı bir yöne doğru gidiyor. Türkiye'de yaklaşık olarak 27 bin adet eczane bulunmakta ve bu eczaneler birinci derece sağlık kuruluşu olarak hizmet veriyor. Hastalara en yakın sağlık çalışanları da yine biz eczacılarız. Her türlü konuda uzman olarak insanlara danışmanlık yapıyoruz. Aralık ayından itibaren yaşanan bu 3 aylık süreçte ilaç konusunda ciddi olarak çok fazla sorun yaşadık. Biz depolardan ilaç alamıyoruz, depolar üretici firmadan ilaç tedarik edemiyor ve bu şekilde kısır bir döngü içerisindeyiz. İlaç sıkıntısına örnek vermek gerekirse; soğuk algınlığında kullandığımız şuruplar, ateş düşürücüler, bazı antibiyotik grupları, kadın doğumda kullanılan tabletler, anti depresanlar hatta ve hatta kronik rahatsızlıkları olan hipertansiyon ve şeker gibi hastalıklarda kullanılan ilaçlarda bile sıkıntı var. Bir diyabet hastasının bir hafta boyunca insülin kullanmadığını düşünün ya da hipertansiyon hastasısınız tansiyonunuzun sürekli normal seviyelerde tutulması gerekiyor ve tansiyon ilacını kullanamıyorsunuz. Bu büyük bir sıkıntı yani aynı zamanda hayati bir risk taşıyor." dedi.
Esra Yıldırım
Yıldırım ilaç sıkıntısının nedenlerini şöyle sıraladı:
Bu ilaç sıkıntısının nedenlerine baktığımızda temel nedeni tabi ki de ekonomik kriz yani döviz artışları. Döviz artışlarıyla beraber kur farkı meydana geliyor ve böylece üretici firma, ilacın üretimini yapıp piyasaya sürmek istemiyor. Sağlık Bakanlığı, yılda bir kere şubat ayında yaptığı fiyat güncellemesini yılda birkaç kez yaparsa bunun üstesinden gelinebilir. Fiyatlandırmayı Sağlık Bakanlığı yapıyor, bu konuda dışa bağımlı olduğumuz ve hammaddeler ithal geldiği için fiyatlandırmayı sürekli güncel tutmak gerekiyor. Tabi ki güncel tutulduktan sonraysa üretici firmaya üretimi zorunlu hale getirmek gerekiyor.
"Bu sene neredeyse 1000'e yakın ilaçta sıkıntı var"
İlaç sıkıntısının her sene bu zamanlarda olduğunu ama bu sene sorunun çok daha büyük olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Normalde her sene Ocak-Şubat aylarında ilaç sıkıntısı oluyor. Ama bu kadar ciddi bir şekilde olmuyordu. Her ilaçta ve her grupta sıkıntılar oluşmuyordu. Bu sene neredeyse 1000'e yakın ilaçta sıkıntı var. Bu da ekonomik kriz ve fiyatlandırma politikasının getirdiği bir durum. Döviz artışı çok fazla gerçekleşti ve fiyatlandırma da yılda bir defa olduğu için bunların birleşmesi bu durumun büyümesine yol açtı." ifadelerini kullandı.
Bu konuda eczacıların veya doktorların suçlu olmadığına değinen Yıldırım, "Günde yaklaşık 40-50 civarı hasta geliyor ve ilaç soruyor. Bu ateş düşürücü şurup veya fitil olabilir. Bir kulak damlasından tutun burun spreyine kadar birçok ilaç sayılabilir. Elimizde bulunmayınca mecburen hastaya "yok" diyor ve başka eczaneye yönlendiriyoruz. Gönderdiğimiz eczane de başka eczaneye yönlendiriyor ve böylece hastalar mağdur oluyor. Ya da bu durumu önceden görüp bildiğimiz için "doktorla irtibata geçelim ve ilacın farklı bir grubunu yazmasını tavsiye edelim" diyoruz. Bu sefer de tedavide aksaklıklar meydana geliyor. İstediği bir tedavi uygulanmadığı için başka bir tedaviye geçmek durumunda kalıyor. Bu yüzden aslında suçlu olanlar eczacılar değil. Saat sabah 08.00'den saat akşam 17.30'a kadar mesai yapıyoruz ve bu durumda da sürekli olarak depolar ve firmalarla irtibattayız ama bu elimizde olan bir şey değil. O yüzden Sağlık Bakanlığı ve üretici firmaların bir çözüm bulması gerekiyor. Yani suçlu ne eczacı ne hasta nede doktor. Bilinen bir gerçek var oda Türkiye'de kriz olduğu ve sonucunun ilaca da yansıdığıdır." söyledi.
"Gün içerisinde 70-80 adet ilaç eksik çıkıyor"
İlhan Aktimur
22 yıldır bu işle uğraştığını ve bu sorunun hiç bu kadar büyüdüğünü görmediğini söyleyen Eczacı Teknisyeni İlhan Aktimur da şunları söyledi:
"Hastalarla büyük bir problem yaşıyoruz. Hastalar gelip ilaç soruyor. Yan eczaneye yolluyoruz onlarda başkasına yolluyor. Yani insanlar gün içerisinde normal işlerini bırakıp bir ilaç tedarik edebilmek için günde 4-5 saat harcıyorlar. Bu da hastada psikolojik bir durum oluşturuyor ve sıkıntılar günbegün daha çok büyüyor. Gün içerisinde 70-80 adet ilaç eksik çıkıyor ve bu ilaçlardan sadece 4-5 adeti depolarda bulunuyor. Depolarla sürekli irtibat halinde oluyoruz ama bizlere ilaç olmadığını söylüyorlar. Bu konuda eczacılar kesinlikle zor durumdalar. İnsanlara ve hastalara bu durumu anlatmakta çok zorlanıyoruz." (İLKHA)