Eğitim Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Değer: Herhangi bir dilin inkârı Allah'ın ayetlerinin inkârıdır

Seçmeli ders süresinin 7 Şubat'a kadar uzatılmasıyla ilgili İLKHA'ya konuşan Eğitim Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Eyüp Değer, dillerin Allah’ın ayetleri olduğunu ve seçmeli dil derslerinin lise düzeyine de getirilmesi gerektiğini söyledi.

Ekleme: 27.01.2022 15:10:04 / Güncelleme: 27.01.2022 15:27:59 / Güncel / Mardin Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Seçmeli ders tercih süreleri 22 Ocaktan 7 Şubat'a uzatılması eğitimciler tarafından olumlu karşılandı.

Öğrencilerin hayatının büyük kısmının okullarda geçmesi ve kimi değerlerinden mahrum kalması başta veli ve eğitimciler olmak üzere herkesi harekete geçirdi.

Seçmeli derslerin bu uzun sürede öğrencilerin eksik kaldığı din ve dil eğitimlerinin devamı açısından önemine değinen Mardin Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Eyüp Değer, çocuk ve gençlerin topluma değer katan insanlar olabilmesi açısından seçmeli din ve dil derslerinin önemine vurgu yaptı.

 

Değer, maneviyatla yoğrulan gençlerin toplumun geleceği açısından önemine dikkat çekerken, seçmeli dil derslerinin sadece ortaokulda olmasının bir anlamı olmadığını ve en az lise düzeyine de taşınması gerektiğine değindi.

"Hz. Peygamberimizin hayatı bizim için örnektir. O'nun hayatı da Kur'an'dır"

Seçmeli Din Derslerinin önemine değinen Değer, Hz. Peygamberin (sav) hayatını öğrenirken O'nu anlamanın en kolay yolunun Kur'an-ı Kerim'de anlatıldığına vurgu yaptı. Değer, "Toplumun genel beklentilerinin eksikleri noktasında bazı durumlar var. Mesele din eğitimi. Siz dininizi gerçek anlamda okullardan öğrenmelisiniz çünkü okullar bu anlamda objektif yaklaşabilir ve yaklaşımları daha sağlıklı olabilir. Çünkü devlet bütün görüşlerin, mezheplerin ve cemaatlerin üstünde bir yaklaşımla en azından tarafsız bir noktada din eğitimlerinde daha düzgün verebileceğine inanıyorum. Seçmeli derslerde bunun en güzel örneklerini sergileyebiliriz. Kur'an-ı Kerimin doğru telaffuzunu en iyi öğretebilecek yerlerden biridir okul, Hz. Peygamberimizin hayatı bizim için örnektir çünkü kâinatın örnek aldığı bir şahsiyettir. O'nun hayatı da Kur'an'dır. Eğer gerçekten biz Kur'an'ı hayata tatbik edilen bir Kur'an olarak düşünüyorsak onun en güzel örneği olarak da Hz. Peygamberin hayatına odaklanacağız. Bunu da çocuk ve gençlerimizin erken yaşlardan itibaren öğrenmesi lazım. Ahlakı, dürüstlüğü, yalan söylememeyi, insanları sevmeyi ve El Emin olma gibi kavramları eğer ki biz doğru şahsiyetlerden öğrenirsek, toplumumuzun şu an yaşadığı problemlerin çoğu aşılır." dedi.

Çocukların vakitlerinin çoğunun okullarda geçmesiyle bu tür eğitimlerinde okullarda alınması gerektiğini söyleyen Değer şunları söyledi:

Bunları öğrenebileceğimiz tek yer olaraksa okullar kalıyor. Farklı yerlerden bunları öğrenmeye çalışırsak birilerine göre olabilir. Birilerine göre bir din anlayışı öğrenebilirsin. Ama belki Diyanet’in komisyonlar kararıyla birçok âlimin oturup beraberce kitaplar oluşturduğu kitaplar üzerinden öğrenilirse daha objektif olabileceğini düşünüyorum. Bu anlamda bu toplumun ileriye dönük daha iyi olabilmesi için seçmeli derslerimizin özellikle tercihler noktasında öncelenmesi taraftarıyız. Bizler eğitimci olarak bunları tavsiye edebiliriz. Halkın beklenti ve talepleri çok önemli bizde bu taleplerini oluşturabilmek adına kendilerine tavsiyede bulunuyoruz.

"Her dil Allah'ın ayetlerinden bir tanesidir. Herhangi bir dilin inkârı Allah'ın ayetlerinin inkârıdır"

Eğitim Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Eyüp Değer

Seçmeli din derslerinin yanında öğrencilere varlıklarının nişanesi olan dillerinin de öğretilmesi gerektiğine değinen Değer, "Yine bölgemizde özellikle dil mefhumu bulunmakta. Tabi ülkemizin hangi yerinde ne diller varsa yaşaması lazım. Çünkü her bir dil Allah'ın ayetlerinden bir tanesidir. Eğer herhangi bir dili inkâr edersek ayeti inkâr etmiş oluruz. Bu bölgede Kürtçe var, yakın bölgelerimizde Zazaca var, farklı bölgelerimizde ayrı lehçe ve diller var. Bu dillerin öğrenilmesi noktasında mutlaka gençlerimiz ve çocuklarımızın bunları seçmeleri noktasında da tavsiyemiz var. Eğer biz dillerimizi öğrenemezsek ağlamalarımız, gülmelerimiz olayları kavrayışımız bunların hepsi insanların özünden gelen diliyle elde edilen şeylerdir. Bu kavramları sonradan öğrenince pek anlamlandıramayabiliyoruz. Mesela bazı esprilere aynı anda gülemiyoruz. Çünkü yaşantımızda onunla ilgili bir altyapı yok. Dillerin iç içe yaşandığı bir şehirdeyiz. Bilindiği üzere Mardin dillerin ve dinlerin şehridir. Ve Mardin bu konuda yaşayan en güzel örnek. Diller burada kardeşçe yaşıyor ve bu kardeşliğin devam etmesi adına dillerinde yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Öyle bir kent ki taşın bile anlamı var. Bu taşların ayakta kalabilmesi içinde elbirliğiyle onu restore ediyoruz. Bir şeye bu kadar değer veriyorsak insanlarla tekamülünü sağlayan dillerinde kaybolmaması gerekiyor. Sadece Kürtçe veya Zazaca değil bütün diller için bu geçerli. Dünyada hayvan türlerini bile yaşatmak adına büyük mücadeleler veriliyor ama insana ait bir değerin yaşatılması için maalesef bu hassasiyetleri gösteremiyoruz." ifadelerini kullandı.

"Diller lise seviyesinde de seçmeli dersler statüsüne girmeli. Dillerin yaşayabilmesi için gençlerimize her dönemde sağlıklı bir şekilde öğretmeliyiz"

Dil denilen mefhumun sadece bir süre içerisine sıkıştırılmaması gerektiğini söyleyen Değer, lise düzeyinde de Seçmeli Dil Derslerinin getirilmesi gerektiğini söyledi. Değer, "Bu anlamda seçmeli derslerde tavsiyemiz öncelikle dinimizi ayrıntılarıyla hayatımıza tatbik edebilmemiz ve özellikle gençlerimizin bunu sağlıklı bir şekilde öğrenmesini sağlamamız gerekiyor. Daha sonra da dinin insanlara aktarımı noktasında da gençlerimize de dilin yolunun açılması lazım. Bir diğer konuysa seçmeli dil dersinin sadece ortaokullarda mevcut olması. Bunun lise seviyesinde de seçmeli dersler statüsüne girmesi gerekiyor. Dillerin yaşayabilmesi için gençlerimize her dönemde sağlıklı bir şekilde öğretmemiz gerekiyor. Şunu da vurgulamak isterim ki diller kimsenin tekelinde değildir. Sanki birileri bu dilin temsilcisiymiş gibi bir algı var. Bu dil bütün toplumun dilidir. Bu tüm Türkiye'nin, bütün coğrafyanın dilidir. Sadece birileri dillendirdiği için onlara ait değildir. Türkçe nasıl bizimse Kürtçe de, Arapça da, Zazaca da bizimdir. Dediğim gibi bütün diller Allah'ın ayetlerinden bir tanesidir. Bu dillerin yaşaması için ne gerekiyorsa elbirliğiyle çalışmaları yapmamız gerekiyor." tavsiyelerinde bulundu. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar