Çin Doğu Türkistan'ın petrol ve gazını sömürmeye devam ediyor

​Doğu Türkistan'da sistematik işgal ve asimilasyon siyasetini uygulayan Çin, bölgede 88 milyon ton petrol ve 29 milyar metreküplük yeni keşif gerçekleştirerek verimli tarım arazilerini ve zengin yeraltı varlıklarını kendi tekeline almayı sürdürüyor.

Ekleme: 26.01.2022 15:45:15 / Güncelleme: 26.01.2022 16:34:25 / Dünya
Destek için 

Çin, Sincan (Xinjiang) olarak tanımladığı Doğu Türkistan'da, Uygur Müslümanlarına yönelik sistematik işkence ve baskılarının yanı sıra Müslümanların yer altı ve yer üstü zenginliklerini de sömürmeye devam ediyor.

Yeni rezervler bulundu

Çinli petrol ve gaz şirketi Sinopec, Doğu Türkistan sınırlarındaki Shunbei petrol ve gaz sahasında yeni bir keşif daha gerçekleştirdi.

Şirket, yeni keşfedilen rezervlerin yaklaşık 88 milyon ton petrol ve 29 milyar metreküp gaz olduğunu bildirdi.

Shunbei sahasında şu ana kadar iki arama kuyusu açıldı. Şu anda günlük üretimleri günde yaklaşık 2 bin ton hidrokarbondur.

Shunbei petrol ve gaz sahası, Doğu Türkistan'ın Aksu ve Korla ilçelerinin sınırındaki Tarim petrol ve gaz havzasının orta kesiminde yer alıyor. Buradaki kaynakların derinliği yaklaşık 8 bin metredir. 2021 itibariyle, Shunbei sahasındaki kanıtlanmış petrol rezervlerinin hacmi 130 milyon tonun üzerindeydi.

Sinopec, Çin'in en büyük petrol ve petrokimya ürünleri tedarikçisi ve ikinci büyük petrol ve gaz üreticisi, ayrıca dünyanın en büyük petrol rafinerisi ve üçüncü büyük kimya şirketidir. Toplam akaryakıt istasyonu sayısı açısından, şirket dünyada ikinci sırada yer alıyor.

Çin'in sistematik baskıları

İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (İNSAMER) Temmuz 2020 raporuna göre Doğu Türkistan, Çin yönetimi için stratejik bir hesap taşıyor. Jeopolitik konumunu güçlendirerek bölgede başat rol oynamak isteyen Çin, Sincan (Xinjiang) olarak tanımladığı bölgeyi yeraltı kaynaklarının zenginliği açısından da vazgeçilmez olarak görmekte.

1949 yılına kadar bağımsızlığını koruyan Doğu Türkistan, bu tarihten itibaren Çin Komünist Partisi'ne bağlı kuvvetlerin işgaline uğradı. Bu işgalle birlikte Çin, bir yandan bölgenin verimli tarım arazilerini ve zengin yeraltı varlıklarını kendi tekeline alırken sistematik işgal ve Çinlileştirme siyasetini de uygulamayı ihmal etmedi. Kurulan geniş istihbarat ağı ve güvenlik tedbirleriyle Doğu Türkistanlıların süreç içerisinde dünya ile bağlantıları kopartılmış, temel insan haklarının ihlal edilmesine yönelik uygulamalara da start verilmiştir.

Doğal kaynakları var mı?

Zengin doğal kaynaklara sahip Doğu Türkistan'da bugüne kadar 138 farklı çeşitte maden türü tespit edilmiştir. Bölgedeki madenler, tüm Çin'deki maden çeşitliliğinin yüzde 78'ini oluşturuyor. Doğu Türkistan'da aktif olarak işletilen madenler ise Çin'deki tüm madenlerin yüzde 85'ine denk . Bunlar içinde krom, tuz, demir, taş pamuğu, mangan, bakır, silisyum, kurşun, pırlanta, altın, gümüş, kömür ve uranyum en öne çıkan madenler. 2015 verilerine göre, Doğu Türkistan'daki dört büyük petrol havzasından bir yılda çıkarılan toplam 27 milyon 880 bin 000 ton ham petrol, Çin'in iç bölgelerine taşındı. 2020 yılı sonuna kadar Çinliler bu miktarı petrolde yıllık 29 milyon tona, doğal gazda ise 36 milyar metreküpe çıkarmayı planlamaktaydılar. Çin'in yıllık petrol üretiminin yüzde 60'ından fazlası Doğu Türkistan'dan çıkartılmaktadır. Jeologların tahminine göre 60 milyar ton petrol rezervi bulunmakta.

Bu petroller ve her yıl 30 milyar metreküp doğal gaz, toplam 7 bin 378 kilometre uzunluğundaki üç büyük boru hattıyla Şangay, Fujian ve Guangzhou bölgelerine taşınmaktadır. Çinliler bu boru hatlarının sayısını beşe yükseltmeyi planlamaktadır. Ayrıca dünyanın en büyük pamuk üreticisi konumundaki Çin, ürettiği pamuğun yüzde 84’ünü Doğu Türkistan’dan sağlamaktadır. (İLKHA)