Teknolojinin beraberinde getirdiği internet, sosyal medya ve internet oyunları, toplumda potansiyel bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. 2021 siber suçluların şu ana kadar en çok gelir elde ettikleri yıllardan biri oldu. Geride bıraktığımız yılın sadece ilk yarısında yaklaşık 19 milyar kayıt ifşa edildi.
Dijital Medya Uzmanı Yazar Gökhan İzgi, siber güvenlik hakkında İLKHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Siber güvenliğin kişilerin dijital platformları ve dijital bankacılık işlerini yaparken arkalarında bıraktıkları dijital ayak izlerini koruyabilecekleri bir ağ olduğunu belirten İzgi, "Siber güvenlik ağının oluşturulması şöyle oluyor; insanların kredi kartı, banka, sosyal medya ya da web site bilgilerini düzenli aralıklarla güncellenerek bunların sanal ortamda hosting dediğimiz firmalar tarafından yada domain sağlayıcıları tarafından veya bankaların 3D güvenlik sistemiyle koruma altına koruma sistemine siber güvenlik diyoruz." dedi.
"Minimum ayda bir, maksimum 2-3 ayda bir şifreleri düzenli olarak değiştirmek gerekiyor."
Siber güvenliği sağlanması için önerilerde bulunan İzgi, "Vatandaşlarımıza önerimiz, şifrelerini düzenli aralıklarla değiştirmeleridir. Minimum ayda bir, maksimum 2-3 ayda bir şifreleri düzenli olarak değiştirmek gerekiyor. Ardışık sayılar ya da tahmin edilebilir şifrelerin kullanılmaması gerekiyor. Örneğin; 'kişinin tuttuğu takım123', 'kişinin ismiyle123' gibi şifreler şifre bulucu programlar aracılığıyla ortalama 10-15 saat aralığında bulunabiliniyor. 1'den 8'e kadar şifre konuluyor, bunlar programlar aracılığıyla birkaç saat içinde çözülebiliyor. Banka şifrelerinde; doğum tarihi, takım tarihi gibi şifreler olmamalı daha karmaşık, hatırlanabilecek ama ardışık olamayan sayıların kullanılmasını öneriyoruz. Birilerinin size gönderdiği linkler tıkladığınızda sahte linkler ya da web sitelerine yönlendirmeler veya trojan virüs üzerinden gelen virüsleri mühendislik saldırısı olarak yorumluyoruz. Bunun bir türü hackleme yani hacking dediğimiz sistemdir. Gençler için tavsiye niteliğinde bir örnek veriyorum; bir oyun oynuyorsanız, oyununuzun şifrelerini elde edebilmek size 'oyunda şu kadar çip ya da coin kazandınız' gibi ifadelerle sizleri sahte profiller kurarak yönlendiriyorlar. Oyunun bir admini vardır, admin Youtube ya da Twitch uygulamaları üzerinden yayınlar açarak kendisini tanıtır, oyun hakkında bilgiler verir. Bu admin sahte hesaplar kurarak 'şu kadar ödül kazandınız, şu linke tıkla' dediği zaman oyun sitesinin birebir aynısı açılıyor. Bu örnek banka ya da sosyal medya hesapları da olabilir. Siz kullanıcı adı ve şifrenizi girdiğiniz anda aynı anda karşı tarafa da düşüyor. Karşı tarafa düştüğü zaman bütün hesap bilgilerinizi sıfırlayabiliyorlar. Size gelen doğruluğu ispat edilemeyen linklere tıklamayın. Bu linklere tıklatılması durumunda da kullanıcı adı ve bilgilerini girmeden önce sitenin SSL sertifikasını, güvenlik duvarlarını ve yukardaki linkleri kontrol etmelerini öneriyoruz. Ellerinden geldiği kadar güvenliğinden emin olmadıkları herhangi bir siteden alışveriş yapmamalarını tavsiye ediyoruz." şeklinde konuştu.
Siber güvenlik bilincinin artması için dijital medya okuryazarlığının artması gerektiğinin ifade eden İzgi, "Dijital medya okuryazarlığının altında siber güvenlik, sosyal medyadaki dijital ayak izleri, kalıcı olabilecek psikolojik hasarlardan, ebeveynlerin çocuklarını dijital yönlendirmelerinden bahsediyoruz. Artık çağımız dijital çağdır. Bundan biz şöyle örnekleme ile bahsedeyim; dijital medyayı bir bıçağa benzetebiliriz. Bir katilin elinde yaralayıcı, çok ciddi bir suç aletine dönüşürken; bir aşçının elinde harikalar oluşturabilecek, çok güzel yemekler yapılan bir enstrümana dönüşebilir. Kişilerin siber güvenliklerini, dijital eğitimlerini alabilmeleri için öncelikle Milli Eğitim politikamızın klasik dönemden çıkarak yeni çağa ayak uydurması, gençlerin sosyal medyayı eğitim olarak alması gerekir. Amerika'da bir dönem çocuklara; Facebook nasıl kullanılır, İnstagram nasıl kullanılır, Youtube nasıl kullanılır diye seçmeli ders verildi. Aslında bu derslerin konu başlığı medya okuryazarlığıydı. Bizim en büyük sıkıntımız bu; dijital medyada toplum psikolojisini, toplumun nasıl etkileneceğini bilmiyoruz. Pandemi döneminde de yaşadığımız en büyük sıkıntı; çocukların tablete, telefona, televizyona yönelmesi, çocukların çocukluklarını ekran başında yaşamasıydı. Bu durum aslında bizim geleceğimizi de tehdit ediyor. Nasıl bir tehditten bahsediyorum; çocukların algısal ve öngörüsel gelişimi tamamıyla bir ekranın onu yönlendirmesi ve bir insana karşı popülizme kapılmasıydı. Aslında bu da ailevi, hanesel olarak da siber güvenliğin sağlanması için çocukların dijital detoks yapması lazım. Kişilerin banka hesaplarına gelecek olursak, banka hesaplarıyla ilgili bilindiği üzere panellerle kapatıldı artık güvenlik önlemi getirildi ama yine de yetersiz." diye belirtti.
"İnsanların bu konuda yaşadıkları mağduriyetleri muhakkak hukuk yoluyla çözmeleri gerekir"
Dijital medya ve bankacılıkta dolandırılan, mağdur olan vatandaşların hukuki haklarını aramaları gerektiğini hatırlatan İzgi, " TCK'nın; 243,244 ve 245 numaralı yasaları siber güvenlikte 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezaları veriyor. Bunları ayırmışlar; diyor ki sosyal medya için olanı bu, internet için olanı bu, sahte hesaplarla veya bankacılıkla ilgili olanda şu şeklinde sınırlar koymuşlar. İnsanların bu konuda yaşadıkları mağduriyetleri muhakkak hukuk yoluyla çözmeleri gerekir. İnternete girdiklerinde çok rahatlıkla ulaşacaktırlar; mail adresleri, telefon numaraları mevcuttur. Siber saldırılarla ilgili başvuru hatları mevcuttur. Buralara başvurmalarını, 'ben buradan nasıl hak talep edebilirim?' değil, hak talep etmelerini rica ediyoruz. İnsanlarımız bu konuda ciddi manada bilinçsiz hem sosyal medyayı hem dijital bankacılık hizmetini hem de dijital ayak izlerini hesap etmeden bunları kullanıyoruz. Biz toplum olarak biraz gerisinden geliyoruz, sosyal medya yasası sosyal medya çıkalı kaç sene oldu ülkemizde daha yeni gündeme gelecek. İnsanların haklarını aramaları için gerekli hukuki zeminin oluştuğunu, en azından geçici bir süre dahi olsa bu maddelerin bulunduğunu söyleyelim. İnşallah bu maddeler daha da gelişecektir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)