Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin yanı sıra koruyucu ve önleyici hizmetler kapsamında toplumun her kesimine yönelik eğitim ve farkındalık çalışmalarını yürütülüyor.
Bu çerçevede ebeveynler için dijital dünyadaki riskli içeriklere karşı çocuklarını nasıl korumaları, nelere dikkat etmeleri ve hangi güvenlik önlemlerini almaları gerektiği, çocuklara nasıl “dijital mahremiyet bilinci” kazandırılabileceği konusunda, “Çocukların Dijital Risklerden Korunmasında Ebeveyn Rehberi” başlıklı rehber kitapçık hazırlandı.
Bilişim teknolojilerinin avantajların yanı sıra riskler de içerdiğine dikkat çekilen rehberde, çocuklara bu konuda ebeveynlerin rehberlik etmesinin önemi vurgulandı.
Son yıllarda “dijital ebeveynlik” kavramının ortaya çıktığı kaydedilen rehberde, ailelere çocuklarını internet ortamında yalnız bırakmamaları uyarısında bulunuldu.
Dijital ortamdaki riskli içerikler
Teknolojinin denetimsiz kullanımının çocukları pek çok tehlike karşısında savunmasız bıraktığına işaret edilen rehberde, çocukların “Yasa dışı içeriklerle, intihar, uyuşturucu kullanımı vb. durumlarla, olumsuz örnek olabilecek karakterlerle, bilinçaltı mesajlarla, çevrim içi istismar ve siber zorbalıklarla, kötü niyetli kişilerle” karşı karşıya kalabileceklerine işaret edildi.
Ayrıca dijital araçların kontrolsüz kullanımının çocuklarda psikolojik rahatsızlıklara, yeme-içme ve obezite problemlerine, uyku bozukluğuna ile kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarına ve bağımlılığa yol açabileceği belirtildi.
Çocukların okuldaki akademik başarılarının, sosyal ilişkilerinin, gerçek hayatta sağlıklı iletişim kurma becerilerinin olumsuz etkileneceğine işaret edilen rehberde, “Toplumdan kendini soyutlama, yalnızlık hissine kapılma, depresyon, kişilik bozuklukları, gerçek duygulardan uzaklaşma, ahlaki problemler, davranış bozuklukları” da çocukların yaşayabileceği sorunlar arasında sıralandı.
Rehberde ailelere, şu önerilerde ve uyarılarda bulunuldu:
“Çocuğunuzu internet kullanımında engelleyici ve yasaklayıcı tedbirlerden kaçının; bilinçlendirici, destekleyici tavır takının.
Çocuğunuzu dijital ortamda rahatsız edici bir durumla karşılaştığında, tanımadıkları kişilerden rahatsız edici mesaj aldığında onlara cevap vermemesi, bunu sizinle paylaşmaktan çekinmemesi gerektiği konusunda bilgilendirin.
Çocuğunuzun internette iletişim kurduğu kişileri ve sosyal medyadaki arkadaşlarını tanıyın, hangi sitelere girdiğini takip edin ve bunu gizli yapın.
Birçok internet sayfası ve sosyal medya platformu rahatsız edici kişileri şikâyet etme ve engelleme fırsatı sunmaktadır. Bunun nasıl yapılacağını çocuğunuza mutlaka öğretin.
Çocukların kullandığı bütün elektronik aletlerde (tablet, telefon, bilgisayar vs.) Güvenli İnternet Hizmeti kapsamında sunulan Çocuk Profili/Aile Profili kullanılabilir.
Özellikle 3 yaşına kadar çocuklar ekrana maruz bırakmayın. 0-3 yaş kritik bir dönemdir.”
Rehberde, çocuklara dijital mahremiyet kazandırılması için öneriler şöyle sıralandı:
“Çocuklara bilinmeyen kişilerden alınan e-postaların açılmaması, internette ve sosyal medyada yayımlanan her linke ve reklam olarak çıkan bağlantılara tıklanmaması, bilinmeyen program/dosyaların indirilmemesi, bilinmeyen sitelere kayıt ve üye olunmaması gerektiğini öğretin.
Profil sayfasında kendisi ile ilgili gereğinden fazla bilgiye, kendisine ve aileye ait resim ve videolara yer vermemesi gerektiğini vurgulayın.
Bir sosyal ağa katılmak isteyen çocuğunuzun öncelikle sizinle iletişim kurmasını isteyin ve yaş sınırı olup olmadığını kontrol edin.
Çocuklara kişisel sınırlara sahip olmaları, kişilerin sınırları ve mahremiyeti ihlal eden istekleri karşısında hayır demeleri gerektiğini öğretin.
Çocuğunuzdan, sosyal ağlarda başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunmamalarını ve başkalarının bilgilerinin gizliliğine özen göstermesini öğretin.”
Rehberde çocuk fotoğraf ve görsellerinin yoğun şekilde sosyal medyada paylaşıldığı vurgulanarak, şu uyarılara yer verildi:
“Çocukları koruma sorumluluğumuz sosyal medyada da devam etmektedir. Çocukların görüntüleri, görselleri kesinlikle herkesin görebileceği şekilde paylaşılmamalıdır. Herkese açık paylaşılan bir fotoğrafın kimler tarafından ve hangi amaçla kullanılabileceği kontrol edilemez. Çocukların kişisel bilgileri, iletişim bilgileri, çocuklara fizikken ya da sosyal medya araçlığıyla ulaşılabilecek bilgiler sosyal medyadan paylaşılmamalıdır. Sosyal ağlarda gizlilik ayarları mutlaka yapılmalı, düzenli kontrol edilmeli ve güncellenmelidir. Resimlerin ve videoların bilgisayar ve cep telefonu aracılığıyla sanal ortamlarda paylaşıldığı andan itibaren silinmesi neredeyse imkânsızdır. İnternette yapılan paylaşımların dijital ayak izi oluşturduğu unutulmamalıdır.
Çocukların özel bölgelerinin göründüğü, çıplak oldukları görseller ile tuvalet, banyo yapmak gibi kişiye ait özel fotoğrafları, hasta oldukları fotoğraf ve videolar, onların ağlarken, zor duruma düşmüş anları içerin videoları paylaşılmamalıdır. Çocukların görselleri paylaşılırken bunun ileride çocuğa ne hissettirebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Paylaşımın yıllar sonra oluşturabileceği etkileri üzerine düşünmek, başkalarıyla paylaşmanın uygun olmayacağı hassas, olumsuz, komik görünse de ileride küçük düşürücü olabilecek anların paylaşımlarından kaçınmak önemlidir. Fotoğraf paylaşırken sınırlara dikkat edilmelidir. Sürekli, abartılı şekilde, günlük yaşamının her anı fotoğraflanan ve paylaşın bir çocuğun mahremiyet bilince kazanmakta zorlanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sadece kendi çocuğumuzun değil başka çocuklara ait görseller de izin alınmadan ve herkese açık şekilde paylaşılmamalıdır.”
Dijital oyunlarda bağımlılık riski
Rehberde dijital oyun seçimi konusunda da önerilerde bulunuldu. Doğru seçilmiş bilgisayar oyunlarının çocuklarda değerlendirme yapma, bilgi işleme, mantıklı düşünme, seçenekleri göz önüne alma, plan yapma, yaratıcılık ve eleştirel düşünme, strateji kullanma gibi birtakım yetenek ve becerileri geliştirdiğinin araştırmalarla ortaya konduğu vurgulanan rehberde, şunlar kaydedildi:
“Oyun oynamanın olumlu etkileri olabileceği gibi olumsuz etkileri de vardır. En önemlisi de bağımlılık riskidir. Bu nedenle anne babalar çocuklarının sağlığı için oyun oynama sürelerine sınır koymalıdır. Oyunların çocukların yaşına, fiziksel ve ruhsal gelişimine uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Anne babalar çocuklarının bilgisayar oyunlarını oynamalarını engellemek yerine bilgisayarı verimli kullanmalarını sağlayacak tedbirler almalıdır. Oyun türleri ve hangi oyunların popüler olduğu araştırılmalıdır. Oyunlar ödül ve ceza aracı olarak kullanılmamalıdır. Aksi halde oyunlar çocuğun hayatında çok daha fazla önem taşımaya başlayabilir.” (İLKHA)