Mustafa Karakaş
Rivayet olunur ki Nurculuk hareketinin Ege’yi etkilediği yıllardı.
1966 yılında kısmi seçimler için İsmet İnönü Ege illerini dolaşıyordu.
Tek rakipleri DP darbe ile etkisizleştirilmişti fakat buna rağmen halkın CHP’ye teveccühü yoktu.
İsmet’in kurmayları “Paşam Nurculuk her tarafı etkiledi. Tüm partiler dinden imandan bahsediyorlar Siz de mitingleriniz de Allah’tan bahsediverseniz bari bu şekilde CHP hakkındaki dinsizlik propagandasından kurtulsak" diye teklif sunarlar.
İsmet İnönü teklifi reddetmez. Miting günü gelir İsmet Paşa uzun uzun konuşur ve kürsüden iner
Kurmayları hemen etrafını sarar ve "paşam hani Allah’tan bahsedecektiniz" diye hayal kırıklıklarını dile getirir. İsmet "bahsettim ya" der.
Etrafındakiler şaşkındır.
İnönü devam eder: konuşmamı bitirirken “Allaha ısmarladık dedim ya”
CHPliler bu fıkra gibi olayı anlatırken sonuna “işte böyle! Paşa din istismarına karşıydı” derler.
1966 yılından bugüne gelelim,
Enes Kara’nın intiharından sonra dün ve önceki gün sol ve Kemalist taban CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı.
Onlar sosyal medyada #TarikatlarKapatılsın diye yırtınırken Kemal Bey eleştirel bir twit bile atmamıştı.
Kemal Beyin twitter sayfasındaki yorumlara bakılırsa Kemal Bey’in ahlaki gerekçelere dayandırdığı intihar meselesinde konuşmama prensibi tabanı çıldırtmıştı.
CHP seçmenine göre Kemal Bey sırf tarikatçıların oyunu almak için susuyordu.
Kemal Bey’in ortakları arasında olan Saadet, Gelecek ve Deva seçmeni ürkütülmesin diye susulmuştu.
İddiaları buydu.
Dindarlık artıyor mu azalıyor mu?
Şimdi asıl meselemize gelelim Türkiye dindarlaşıyor mu sorusuna yanıt arayalım.
Eğer dindarlık artmıyorsa, dindarlar güç kazanmadıysa Tekke ve Zaviyeleri kapatmakla övünen, Kuran öğretilmesini yasaklayan, başörtü yasakçılığının yılmaz savunucusu bir parti neden evrim geçirdi?
Neden Kur’an okuyan sağcı adaylarla belediye seçimlerine girdi?
Dindarlık artmıyorsa sağcı, dindar muhafazakar bireyleri neden parti listelerinde aday yaptı.
Sonra dindarlık artmıyorsa HDP neden Altan Tan’dan Ayhan Bilgen’e Hüda Kaya’dan Gergerlioğlu’na kadar vitrinini yeşilimsi renge boyadı?
Malumunuz HDP çizgisinin rengi Marksist kırmızısı idi. Niye vitrini yeşilimsi boyadılar?
Neredeyse tüm partiler neden “en dindar benim, iktidar sahte dindar” diyor?
Bundan 20 yıl önce faiz karşıtlığı yok gibi iken doların yükselmesi sürecinde uygulanan kur sistemine sol partiler bile “bu faizin ta kendisidir” dediler.
Toparlamak gerekirse din, sosyal hayatta -ideolojik yobazlar hariç- neredeyse her bireyi etkiledi.
İsmail Saymaz gibi yobazları ürküten şey de dinin etki gücünün her tarafta yayılması. Türkiyeli Müslümanlar çok politize oldukları için tüm meseleleri siyasal okuyorlar oysa sosyal doku olarak bir rahmet pınarı gibi gelmekte olan bir nesil var.
Hiç şüphe yok dindarlar kalite sorunu yaşıyorlar, özellikle büyükler dünyevileşme imtihanında ciddi problemler yaşıyorlar ama dipten gelen bir dalga da var. Din merkezli yaşamamız gereken diyen bir dalga ve bu dalga İsmail gibileri ürkütüyor.
Ondan dolayı 4-6 yaş arası çocukları bile hedef alabiliyorlar
Şüphe yok dindarlar bundan 30 yıl önceki gibi değiller. Eskiden nitelikli insan yetişir ama nicelik sorunu yaşanırdı ama son yıllarda ciddi bir kalite/nitelik sorunu yaşansa da Türkiye Müslümanları sosyal ve siyasal hayatta görünürlüğünü arttırmış durumda. Nicelik yani sayımız ve etki alanımız artmış durumda.
Şu an yapılması gereken tek şey. Çocuklara ek gıda takviyesi yapar gibi yeni nesle nitelik takviyesi yapmaktır.