Kentsel dönüşüm için 2.3 trilyon TL gerekiyor!

Türkiye’de 6 milyon 700 bin riskli konut bulunuyor. Bu konutların 1.5 milyonu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından dönüşüm kapsamına alındı. Dönüşüm için 2.3 trilyon TL kaynak gerekiyor. Kentsel ve yeşil dönüşümün şehirlerdeki sosyal dönüşümü de artırması bekleniyor.

Ekleme: 04.01.2022 09:16:50 / Güncelleme: 04.01.2022 09:34:52 / Ekonomi
Destek için 

Türkiye, deprem başta olmak üzere doğal afetlerin yol açtığı riskli binaların yanı sıra eski binaları da modern konutlara dönüştürmeye devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi ve sektör mensupları, kentsel dönüşümün finansmanı, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini değerlendirmek üzere bir araya geldi. Toplantının açılışında konuşan İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, İstanbul’un mimari yapısı hakkında şunları söyledi: “İstanbul’da kentleşme sorunu yıllardır hissediliyor. İstanbul’un kentsel dönüşüm ihtiyacını, 1999 depreminden sonra kötü tecrübelerle anladık. Bugün, 2000 öncesinden daha kaliteli, daha güvenilir, daha yaşanabilir binalar yapılıyor. İstanbul’da son zamanlarda artan dikey mimarinin insan yaşamına olumsuz yansıdığını düşünüyorum. Bu yüzden, yatay mimariyi artırmamız gerekiyor.”
 
DÖNGÜSEL EKONOMİYE
 
Moderatörlüğünü Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi Başkanı Süleyman Uluocak’ın yaptığı toplantıda, İstanbul Üniversitesi Finans Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen de bir sunum gerçekleştirdi. Yeşil ekonomik dönüşümde kentsel dönüşüm kavramının, sosyal dönüşüm olarak değiştirileceğini söyleyen Hepşen, şöyle devam etti: “Sürdürülebilir ve yeşil dönüşümde kentsel dönüşüm önemli bir avantaj yakalayacak. Çünkü artık lineer ekonomi sisteminden döngüsel ekonomiye geçiş yapacağız. Kentlerimizin sıfır emisyon ile dönüşümü hızlanacak. Yeşil ekonomiyle sosyal dönüşümün artmasını bekliyoruz.”
 
VERİ YETERSİZLİĞİ
 
Kentsel dönüşüm yasasının bugüne kadar 12 kez revize edildiğini hatırlatan Hepşen, bu sürecin olgunlaşmasının 8 yıl sürdüğünü söyledi. Hepşen, kentsel dönüşümde hedeflenen rakamlara gelinememesinin en önemli nedenlerinden birinin, dönüşüm verilerinin bilinmemesi olduğunu vurguladı.
 
ESKİ BİNALAR
 
İstanbul Anadolu Yakası’nda 18, Avrupa Yakası’nda 74 bölgenin kentsel dönüşüm ve riskli alan ilan edildiğini belirten Hepşen, ticaretin de çoğunlukla eski yapılarda sürdüğüne dikkat çekti. Prof. Hepşen, şöyle devam etti: “Türkiye’deki toplam konut stokunun yalnızca yüzde 8’i, 2001 yılından sonra inşa edildi ve toplam hane halklarının yaklaşık yüzde 22’si bu binalarda yaşıyor. Yüzde 78’i ise 2000 yılından önce yapılan konutlarda yaşamını sürdürüyor. Bu oran, riskli yapıların varlıklarının ne derece yüksek olduğunu bizlere gösteriyor. Ayrıca, İstanbul’da ticari hayat eski yerleşim yerlerinde devam ediyor. Bu yüzden nüfusun büyük bir bölümü de şehir merkezlerine yakın yaşamak istiyor. Merkez ve etrafındaki yapı stoku incelendiğinde ise genel olarak bu binalar, 1980 öncesinde inşa edilmiş.”
 

İstanbul’da 717 projede kentsel dönüşüm uygulaması yapılırken, bu projelerin sadece 36’sı riskli alan ilan edilen sınırlar içerisinde. 383 projenin inşaatı tamamlanırken, bu inşaatların toplam alanı 1.4 milyon metrekare.

EKONOMİK BOYUTU
 
Kentsel dönüşüm için öncelikli alanların belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Hepşen, kentsel dönüşümün ekonomik boyutu hakkında şu bilgileri verdi: “Hedef alanlar belirlendikten sonra finansman kaynaklarının düzgün kurgulanması da oldukça elzem. Çünkü bir binanın yenilenme maliyeti ortalama 355 bin TL. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göre, Türkiye’de 6 milyon 700 bin riskli konut bulunuyor. Bu dönüşüm için toplam 2.3 trilyon TL civarında kaynağa ihtiyaç olacak. Bu bütçenin tamamının devlet tarafından karşılanamayacağı belirtilmişti. Bu yüzden kentsel dönüşüme mülk sahiplerinin de katkı sağlaması, kendi kaynaklarını harekete geçirmesi gerekiyor.”
 
İHTİSAS MAHKEMESİ ÇÖZÜM OLUR
 
Toplantıda çözüm önerilerini belirten sektör temsilcileri, “Yeni oluşacak sosyal dönüşüm kavramına özgü ihtisas mahkemeleri kurulması gerekiyor. Buradaki süreçlerin hızlanması ve sosyal dönüşümün aksamaması için bu şart” diye konuştu.

Kaynak: İTO