Hüsn-i Hat sanatı geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) insanlığın Kültür Miras Temsili Listesine alındı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Hattat Efdaluddin Kılıç, UNESCO'nun bu kararını ve hattatlığın önemi hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
"Bugünlere İslam medeniyetinin çok değerli bir sanatı olarak gelmiş bulunuyor."
Hat sanatının tarihi gelişimi içerisinde hatırlanması gereken kısmının Kur'an-ı Kerim'le alakalı bir sanat olduğunu vurgulayan Kılıç, "Kur'an-ı Kerim sayesinde, İslam dünyasında zamanla gelişmiş, bugünlere İslam medeniyetinin çok değerli bir sanatı olarak gelmiş bulunuyor. Tarih içerisinde çok sayıda hoca-talebe münasebetiyle devirden devire hem teknik hem de ahlaki bir serüveni, eğitim metodu var. Günümüzde de aynı kriterler devam ettirilerek 'meşk usulü' dediğimiz usulle geleneksel standartlar devam ettirilerek ileriki nesillere aktarılması hususunda arkadaşlarımız çeşitli çalışmalar yapıyorlar." dedi.
UNESCO'nun hat sanatının Kültür Miras Listesine almasının hat sanatının kendisini ilgilendiren bir şey olmadığını belirten Kılıç, "Bir şey değerliyse, ki ben gerçekten değerli bir sanat olarak görüyorum, bunu herhangi bir kurumun takdir etmesi ve fark etmesi aslında ona bir şey katmıyor. Özünde onu geliştirici bir şey değildir. Takdir eden kurumların böyle bir şeyi keşfetmiş olmaları ve günün sonunda fark ederek değerini vermiş olmaları onlar adına güzel bir şey ama bu haber değeri de taşıdığı için belki daha popüler bir seviyede hattatlığın yeniden fark edilmesine ve insanların ilgisine yeniden sunulmasına güzel bir vesile sayılabilir. Türkiye'deki hattat arkadaşlarımızın beğenisiyle karşılanmış bir durum ama tanıdığım bazı kişileri de fikir olarak hatırlatmak istersem, bazıları da benim gibi gereksiz gördüler. UNESCO'nun veya herhangi bir kurumun aşağı yukarı 1500 yıllık bir sanatı özellikle takdir ediyor olması hat sanatına değil belki takdir edenlere değer kazandıracak diye değerlendiriyorum." şeklinde konuştu.
"Bir şey güzelse zaten güzeldir, mükemmeli biraz daha geliştirmek söz konusu değildir."
Efdaluddin Kılıç
Hat sanatının İslam medeniyetinin çok önemli bir değeri olduğunu dile getiren Kılıç, "İslam medeniyetinin temel sanatı olduğu için ilgilileri tarafından zaten el üstünde tutulan değeri takdir edilen ve üzerinde neredeyse 1500 yıllık bir emeğin bulunduğu güzel bir sanat, bunun takdir edilmesi de güzel bir şey ona da bir itirazımız yok ama hat sanatını daha yüce hale getirmiş bir şey değildir. Bir şey güzelde zaten güzeldir, mükemmeli biraz daha geliştirmek söz konusu değildir. Arap bir atasözü, 'Kemal seviyesinde olan bir şeye, bir şeyler daha ekleyerek güzelleştirme çabası onu noksanlaştırır.' demiştir. Bunu UNESCO ve ilgililerini böyle bir şeyle itham etmek için söylemiyorum çok değerli bir kurum ve yaptıkları iş değerli ama en azından benim nazarımdan hattatlığı daha şaşaalı hale getirdiği gibi bir şey düşünmüyorum. UNESCO'nun kültür mirası olacak şeyleri keşfederek kurumlar, ülkeler, milletler adına tescil etmesi kesinlikle faydası var ona itirazımız yok ama özünde UNESCO hat sanatını tescil etti diye hat sanatına bir artı katılmış olmuyor. Sanatsal büyük akımların böyle bir iki hareketle olmadığını biliyoruz, zamana yayılan ve vakti geldiğinde de değişiklik olacaksa doğal seyri içerisinde olan bir durumu vardır. Bunu sadece takdir etmeye bağlamak doğru değildir. Hattatlıkta icazetname geleneği vardır, icazeti verdiğiniz zaman hoca ile talebesi arasındaki bir ilişkidir. Onun üstüne bir daha bir damga vurmak, onaylı bir sertifika daha vermek diye bir şey yoktur. Hiçbir üst kurumun onayına ihtiyaç duymadan hocasının talebesine vermiş olduğu icazet yeterli ve o kişinin yetkinliğinin ifade eden onursal bir rütbe olmuş oluyor." diye konuştu.
"Politik bakış açılarının bir kenara bırakılmasıyla sanatsal, estetik ve tarihi değerinin öne çıkması dolayısıyla yeniden canlanma durumunu yaşıyoruz."
Hat sanatına gösterilen ilgiye ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıç şu ifadeleri kullandı;
"Hat sanatına gösterilen ilgi güzel… Türkiye'nin siyasi geçmişine de baktığımız zaman Osmanlı'nın en zirvedeki sanatının parlak sayılmayacak bazı dönemleri de geçirdiğini biliyoruz. Değişen politika doğrultusunda biraz gözden düştüğü, ihmal edildiği dönemler yaşamışız fakat sonrasında politik bakış açılarının bir kenara bırakılmasıyla sanatsal, estetik ve tarihi değerinin öne çıkmasıyla yeniden canlanma, hatırlanma, tekrar popüler hale gelme durumunu yaşıyoruz. Özellikle 20-25 yıldır devletin de desteğiyle çok sayıda sergiler açıldı. Koleksiyonerlerin bu değerli eserlere ilgi duyması ve yeni hattatların cesaret kazanması sayesinde hat sanatının daha iyi bir destekle karşılandığı bir dönemi yaşıyoruz. Belediyelerimizin yakın zamana kadar meslek edinme kurslarının bünyesinde genel olarak kursların Klasik İslam Sanatları başlığında toplayacağımız birtakım branşlar yetkili hocalarıyla halkımıza ulaştırılıyordu. Çok ciddi bir seviye yakalandı. Şimdi biraz durağanlaştı ama tekrar canlanacağı, destek göreceği kanaatini taşıyorum. Hocalarımız, gençlik dönemlerini anlattıkları hatıralarında epey ümitsiz olduklarını bildirmişlerdi. 30-40 sene önce diyelim, malzeme yok, ilgilenen yok, yapsak neden yapacağız diye ama onların direnmeleri, idealist çabaları o imkânsızlıklara veya hiç popüler olmamasına rağmen devam ettirme çabaları bugün hat sanatıyla alakalı güzel bir gündemi yaşıyor olmamızın sonucunu doğurmuş oldu. Üniversitelerde de ayrıca akademik bir çalışma sahası olarak hat sanatı özelinde epeyce yayın var, araştırmalar yapılıyor. Arşivlere dayalı veya koleksiyonlardaki eserlerin değerlendirilmesi noktasında sadece yazmak değil bu yazıların, çizilerin bilimsel olarak da değerlendirildiği bir dönemi yaşıyoruz."
"Sınırsız erişim, hattatlık adına birtakım devrimlerden bahsedeceksek güzel bir devrimdir"
Hat sanatının kendi gelişim seyri içerisinde geçmişten bugüne geldiğini, hattatların günümüzde yeni bir uygulama alanı olarak kolaylık sağlayan medya üzerinden ve bilgi teknoloji serüveni yaşadığını belirten Kılıç, "Bunun tabi çok olumlu, faydalı tarafları olduğunu görüyoruz çünkü çok kalitesiz bir siyah beyaz fotokopi bile eski bir üstadın yazsını görmek bizi çok heyecanlandırıyordu. Yani eski dönemlerde hakikaten bulamıyorduk. Günümüzde herkesin elindeki cihazlar sayesinde dünyanın neresinde olursa olsun, hangi koleksiyonda olursa olsun güzel bir esere ulaşmak, kavuşmak, ondan istifade etmek mümkündür. Her fenalıkta bir iyilik mutlaka çıkıyor, pandemi döneminde birçok üniversite, kütüphane, özel koleksiyoner kendi koleksiyonundaki normalde görmekte çok zorlanacağınız eserleri evlerinde kapalı kalmak zorunda olan insanların hizmetine açtılar." şeklinde konuştu.
İlerleyen süreçlerde güzel sonuçlar alınacağını ifade eden Kılıç, "Sınırsız erişim, hattatlık adına birtakım devrimlerden bahsedeceksek güzel bir devrimdir. Hem araştırmacılar için hem de İslam medeniyetinin, estetiğinin ortaya koymuş olduğu güzel eserleri çok kaliteli boyutlarda seyrine imkân tanıyan bir fırsat oldu. İlerleyen süreçlerde bu gelişmelerden güzel sonuçlar alınacağı kanaatindeyim. Bir tek endişem şudur; biz hattatlığı her ne koşulda olursa olsun, medeniyet ne kadar ilerlemiş olursa olsun kendi klasik malzemeleriyle götürmenin değerine inanan kişileriz. Basit bir kamış, belli bir kıvamda mürekkep ve kâğıt. Gerisi sizin aldığınız eğitime uygun şekilde yapmış olduğunuz kompozisyonlar, çalışmalar ve Kur'an'ı Kerim'e hizmet etme duygusudur. Bu günümüzde biraz daha sanat tarafını ve insanların kendilerinin nefsi taraflarını da öne çıkaracak şekilde zamanla başka bir tarafa eviriliyor. Bilgisayardaki bazı çalışmalar hem geleneğe yakınlık imkânı sunuyor hem de gelenekten fersah fersah uzaklaşmayı ifade edebiliyor. Yeterince hazmedilmemiş bilgilerle eski ustaların çalışmalarından yeni kolaj kompozisyonlar yapmak gibi bir durum yaşanıyor bu aslında çok doğru bir şey değildir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)