Türkiye başta olmak üzere son 2 yıldır kuraklığın tüm dünyada etkisini sürdürdüğüne dikkat çeken Doğan, bu durumun buğday temininde ciddi sorun yaşanmasına neden olduğunu vurguladı.
Sadece Türkiye’de değil dünyada stokçuluğun yaşandığına, ülkelerin artık gıda hesabı içerisine girdiğine işaret eden Doğan, ileriki zamanlarda gıdanın çok önemli bir stratejik konuma geleceğinin altını çizdi.
İnsanların sağlıklı bir şekilde gıdaya ulaşma zincirinin halkasının kırılma noktasına geldiğini, kırılma durumunda ise ciddi bir açlığın ortaya çıkacağını belirten Doğan, milyarlarca insanı açlık tehlikesinin beklediğini kaydetti.
Türkiye’de 100 yılı aşkın bir süredir tarımda yaşanan sorunun ise halen devam ettiğini, tarımının öneminin çok fazla anlaşılmadığını dile getiren Doğan, tarıma gereken önemin ivedilikle verilmesi gerektiğini söyledi.
Üretimin ve çiftçilerin desteklenmemesi halinde Türkiye’nin çok büyük gıda riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunan Doğan, yetkilileri buna karşı önlem almaya çağırdı.
Ebubekir Doğan
“Yağışlarda ciddi bir eksiklik söz konusu”
Doğan, “Geçen sene de meteorolojik kuraklık yaşandığını ve ciddi bir kuraklık geldiğini, buna göre tedbirlerin alınması gerektiğini söylemiştik. Geçen sene kasım ayından günümüze kadar meteorolojik verilere baktığımızda yağışlarda ciddi bir eksiklik söz konusu. Özellikle yağmur ve kar yağışlarının eksikliğinden kaynaklı hem barajlarımızda hem de tarımsal alanda ciddi bir kuraklık yaşadık.” dedi.
“Kuraklığın sebebi küresel ısınmadır”
Kuraklık tehlikesinin devam ettiğine işaret eden Doğan, “Bu sene de meteoroloji verilerinin tahminlerine baktığımızda, öyle gösteriyor ki eğer tahminlerde son bir değişim olmazsa yine bizi ciddi kuraklığın beklediği görünüyor. Kuraklığın temel sebebi bütün dünyadaki küresel ısınmadır ve bu bilinen bir gerçektir. Yağışların olmaması peşinde kuraklığı getiriyor. Kuraklık maalesef insanın beslenmesindeki temel etkenlerin başında gelen bir doğal olay meydana getirdiğinden insanlık için çok önemlidir.” diye konuştu.
“Ülkeler buğday sıkıntısı yaşıyor”
Un, makarna ve bulgur fabrikalarının buğday temininde ciddi sorun yaşadığını belirten Doğan, şöyle devam etti:
“Sadece küresel ısınma değil son iki sene de bütün dünyayı etkisi altına alan kuraklık, ülkelerin buğday ithal ve ihracatında sıkıntı yaşamasına neden oluyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada bir stok olayı var ve herkes bir hesap peşindedir. Çünkü insanların beslenmesi son derece önemlidir.”
“Durumun rakamlara göre daha ciddi olduğunu düşünüyorum”
Türkiye’de kuraklığın en çok etkilediği bölgenin Doğu ve Güneydoğu Bölgesi olduğunu dile getiren Doğan, “Geçen yıl batı illerimizde kısmen yağışlar daha iyiydi. Kuraklığın Doğu ve Güneydoğu’daki etkisi yüzde 100’e varıp hiç verim alamayan yerler oldu. Resmi rakamlar, 2 milyon ton gibi bir ürün gerilemesinin olduğunu söylüyor ama durumun daha ciddi olduğunu düşünüyorum. Nitekim aralık ayı içerisindeyiz ve buğday sıkıntısında ciddi bir tedarik sıkıntısı var. Neredeyse bir panik havasına doğru gidiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Bir ton gübrenin değeri, bir dönüm araziyi geçti”
“Ekmeğe ve una son zamanlarda gelen zamlar nasıl bir endişe ile ortaya çıktığını görüyorsunuz” diyen Doğan, “Peki, bu noktada ne yapılması gerekiyor? İlk olarak bu işin lokomotifi olan çiftçilerin desteklenip yardım edilmesi lazım. Çünkü üretim yapan çiftçilerdir. Günümüzde baktığımızda bu böyle mi? Hayır, maalesef böyle değil. Bugün gübre fiyatları geçen seneye göre yüzde 300-400 oranında arttı. Bu çok ciddi bir artıştır. Artık bir ton gübrenin değeri, bir dönüm araziyi çoktan geçmiştir. Bu çok ciddi bir çelişkidir.” açıklamasında bulundu.
“Türkiye ciddi önlemler almalı”
Türkiye’nin tarımsal sorunlarını tamamıyla çözen bir ülke olmadığını vurgulayan Doğan, şunları söyledi:
“Türkiye 100 yıldır devam eden sorunu çözebilmiş değil ve halen bu sorun devam ediyor. Bugün bulunduğumuz sıkıntılı ortamda Türkiye’nin çok ciddi önlemler alması lazım. Bunlar ne olabilir; buğday stoklarında Toprak Mahsulleri Ofisinin buna göre önlem alması lazım. İthalatta yol bulması lazım. Çünkü Türkiye’nin ciddi ithalatçısı olduğu Ukrayna ve Rusya bile pandemi döneminde Türkiye’ye buğday satmadığını gördük.”
“Su kaynakları tasarruflu kullanılmalı”
Konuşmasının devamında Doğan, “Türkiye 82 milyon bir nüfusa sahip ve bu çok ciddi bir nüfustur. Bunun yanında Türkiye’ye her sene 40-50 milyon turist gelmektedir. Türkiye kendi nüfusunun yanında bu turistleri ve bunun yanında ülkede 4-5 milyon mülteciyi de besliyor. Türkiye bütün bunların tedbirini alması lazım. Ne yapılabilir? Yer altı ve yer üstü su kaynaklarını tasarruflu kullanır, çiftçisini destekler. Peki, çiftçisini nasıl destekler? Sulamadan dolayı elektrik enerjisine gelen ücretleri karşılaması lazım.” dedi.
“Ciddi bir açlık ortaya çıkacaktır”
Gıda temininde her geçen gün sıkıntıların arttığını kaydeden Doğan, “Aynı şekilde gübre, tohum ve hayvansal üretimde de, tarımsal üretime direk bağlı olan yem bitkisinde de ciddi bir sorun var. Bu fiyatlarda da çok büyük bir artış var. Bütün bunlar bir zincir halkası oluşturmaktadır. İnsanın sağlıklı gıdaya ulaşma zincirinin halkası kırılmaktadır. Kırılma durumunda ciddi bir açlık ortaya çıkacaktır.” şeklinde konuştu.
“Milyarlarca insan açlık tehlikesi ile karşı karşıya”
Bugün dünyada bir milyara yakın nüfusun açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Doğan, “Açlık tehlikesinin arkasından gelen ikinci etaptaki riskini oluşturan 3 milyar nüfus daha var. Dünyada yaşanan küresel ısınmadan dolayı Türkiye kuraklığın yaşandığı bir kuşaktadır. Dolayısıyla ciddi önlemler alması gereken ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.” diye konuştu.
“Böyle devam ederse çiftçi tohum, gübre bulamaz”
Tarımın önündeki engellerin ivedi şekilde kaldırılması gerektiğini belirten Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bakanlığın çiftçi borçlarını faizsiz olarak ertelemesi, hatta çiftçiden hiçbir şekilde faiz almaması lazım. BAĞKUR, elektrik ve bütün borçlarını yapılandırarak çiftçiye yardımcı olması lazım. Yoksa böyle devam ederse çiftçi gelecek sene tohum bulamaz, gübre bulamaz. Durum böyle olunca üretim olmaz, üretim olmayınca da Türkiye açlıkla karşı karşıya gelecektir. Çünkü şu anda Türkiye’de en önemli üretim tarım sektöründeki üretimdir. Tarım sektörü sağlığın önüne geçen bir öneme sahiptir.”(İLKHA)