2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan 5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınması hedefine ilişkin Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Hamdi Sürücü, İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Şu anda 5 yaşındaki çocuklara zorunlu eğitim getirilmesi konusu tartışılıyor, bu yaştaki çocuklara eğitimi zorunlu hale getirmek doğru mu?" konusuna Sürücü, “Eğitimin ne olduğuyla ilgili biraz düşünmek gerekir. Dünyada eğitim nasıl düşünülüyor ya da eğitimden ne kast ediliyor ve ne yapılmak isteniliyor. Bugün dünyada eğitimde yapmak istenen şey toplumları dönüştürmektir. Özellikle batıdaki sanayi devrinden bugüne gelen süreç içerisinde yönetimler siyasi düşünceler toplumları kendi istedikleri yere getirmek için sürekli eğitimi kullanmışlar.” şeklinde değindi.
“Zorunlu eğitimin 5 yaşına indirilmesi batılılaşma çalışmasının bir parçasıdır”
Bugün Türkiye’de de yapılan çalışmanın batıya özenmek olduğunu belirten Sürücü, şunları aktardı:
“2007 yılında imzalanan Avrupa Birliği Anlaşmasından sonra Türkiye’de sürekli fasıllar açıldı. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde birçok kanun değişti.Sayın Cumhurbaşkanının 2018 yılında söylediği bizim şimdiye kadar ‘Avrupa uyum çalışmalar çerçevesinde 2000 tane kanunu değiştirdik ve yeniledik’ bunu ifade etmiş bulunmaktalar. Bugün eğitimle yapılmak istenen de son 200 yılda yönümüzü değiştirmek ve döndürmek istedikleri batıya doğru gidişatımızı sağlamaya çalışmaktır. Bu kullanılan sürecin içerisinde artık 5 yaşındaki çocuklar hatta Sayın Milli Eğitim Bakanı 3 yaşındaki çocukların da anasınıflarına okul öncesine dahil edilmesini ve zorunlu hale getirilmesini konuşmaya başladı.”
“İlkokul insanlara ahlaki eğitim verilmesi gereken yerdir”
Eğitim sisteminin 3-5 yaşındaki çocuklara bir şey veremeyeceğini söyleyen Sürücü, “Şimdi burada 3-5 yaşındaki çocuk anneden kopartılıp okula gönderildiği zaman okul bu çocuğa ne verecek. Yani bugün okula gelen 18 milyon öğrenciye ne veriyor ki? 18 milyon öğrencinin üzerine birkaç milyon daha 3-5 yaş arasındaki çocukların zorunlu okula gönderdiğimiz zaman onlara ne verecek. Bunu düşünmek lazım. Aslında hep reklam şunun üzerine yapılıyor okul öncesi okula giden öğrenci ilkokulda daha başarılı olur. İlkokuldaki başarının ölçüsü nedir? Sınırı nedir? Bunlar düşünülmüyor. Bunların üzerinde durulmuyor. Rahmetli Nurettin Topçu’nun dediği gibi ‘ilkokul insanlara ahlaki eğitim verilmesi gereken yerdir akademik eğitim verilmesi yeri değil.’ O zaman biz önce ilkokulda akademik eğitimden vazgeçip ahlak ve insani eğitiminin temelinin atmasının çaresini bulmamız gerekir. Bunu formülleştirmemiz gerekir. Bunu düşündüğümüz zaman da 3 yaşındaki çocuğu annesinden koparmaya gerek kalmayacak.” ifadelerine yer verdi.
“Evde oturup çocuk yetiştirmek dünyanın en önemli işidir”
Sürücü, “Bugün yapılan iş anneyi evinden koparıp iş yerine mahkûm ederken ailesinden kopan annenin geride bıraktığı çocuğuna birileri bakması gerekir. Birilerinin bakması gereken işini de başkalarına bırakmak yerine devlet üstüne almaya çalışıyor. Bugün yapılmaya çalışılan çalışma bu. O zaman biz bırakalım anne evinde kalsın. Anne anneliğini yapsın. Şimdi bugün Türkiye’de ‘evde oturup da çocuk mu yetiştireceğiz’ deniyor. Evde oturup ta çocuk yetiştirmek dünyanın en önemli işidir aslında. Çünkü çocuk yetiştirmek toplumun geleceğini şekillendirmektir. Çocuk yetiştirmek toplumu geleceğini şekillendirmek olduğuna göre o toplumun geleceğini şekillendirecek anne toplumun ilk ve en önemli öğretmenidir. Okuldaki öğretmen değil asıl olan, evdeki öğretmendir asıl olan. Evde ki öğretmen de annedir. Bizim bir sözümüz var ‘ailenin direği babadır, ailenin ruhu annedir’. Anne ailenin ruhuysa aile de toplumun ruhudur. O zaman tolumun ruhu da annedir. Biz tolumun ruhu olan anneyi çocuğundan, eşinden ve evinden koparıp ta başkalarını hizmetine sunmak yerine eğer çok isteniyorsa ekonomik olarak o zaman evdeki anneleri de çalışan kabul edelim. Onları da ekonomik olarak rahatlatalım. Amaç evinde çocuğunu yetiştirmesini sağlayalım.” dedi.
“Bugün yapılmak istenen iş batılı siteme uymaktır”
Açıklamanın devamında Sürücü, “Yani bugün yapılması gereken şey annenin eğitimciliğinden faydalanmaktır. Annenin eğitimciliğinden faydalanmak ta annenin evinde kalıp çocuğuna eğitim vermesiyle gerçekleşir. Bugün yapılmak istenen iş toplumun geleceğine fayda sağlamak değil toplumu bizim yönümüzü döndürmek istedikleri batılı bakış açısına, batılı hayat sistemine, batılı kültür sitemine uydurmak için yapılan bir çalışmadan öte bir şey olduğunu düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Önce ahlaklı insan yetiştirmek gerekir”
Son olarak hem siyasilerin hem eğitimin yöneticileri en kısa zamanda bu düşünceden kurtulurlar ve vazgeçmeleri gerektiğini belirten Sürücü, “Çocuk ta anneyi evinde bırakıp annenin çocuğu yetiştirmesi için çareler ararlar. Sonra çocuk ilkokula başladığı zaman ilkokuldan itibariyle de çocuğun önce ahlaklı ve maneviyatlı yetiştirilmesi için temeller atılır. Onun üzerine ortaöğretime ve üniversiteye geldiğinde çocuk ilmi zaten öğrenir. Ama önce ahlaklı insan yetiştirmek gerekir. Bugün ki sistem bunu önemsemiyor maalesef. Bugün ki sitem çocuğu 3-5 yaşında okula getirirken de bunu düşünmüyor. Bizim isteğimiz bugün ki düşünce yapısını değiştirilmesi ve insanı insan olarak görüp insanı ahlaki bir varlık olarak görüp ahlaklı insan yetiştirmek için çalışma yapılmasıdır.” (İLKHA)