Birleşmiş Milletler Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, Bosna Hersek’in “savaş sonrası dönemin en büyük varoluşsal tehdidini” oluşturan etnik bir bölünme sonucu parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Schmidt, Birleşmiş Milletler'e (BM) sunduğu raporda, Sırp ayrılıkçıların, ulusal silahlı kuvvetleri ikiye bölerek kendi ordularını yeniden oluşturmaları halinde ülkenin yeni bir savaşa kaymasını engellemek için daha fazla uluslararası barış gücüne ihtiyaç duyulacağını söyledi.
Ağustos ayında şu andaki görevine başlayan eski Alman bakan Schmidt, raporda, "daha fazla bölünme ve çatışma ihtimalinin çok gerçek olduğunu" yazdı.
Sovyet Birliğinin dağılması, Berlin Duvarı'nın yıkılması sonrasında Batı ülkelerinin Balkanlardaki çalışmaları, bu bölgede patlayan savaşlarda oldukça etkili oldu.
Hırvatistan'ın Yugoslavya’dan ayrıldığını ilan etmesinden sonra çok geçmeden Bosna Hersek de aynı yolu izledi.
29 Şubat-1 Mart 1992'de Bosnalı Hırvatlar ve Bosnalı Müslümanlar bir bağımsızlık referandumu düzenlediler ve sonuç yüzde 99.7 ile Yugoslavya’dan bağımsızlık ilanı yönünde oldu.
Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu himayesinde bulunan Bosna Hersek, kozmopolit bir yapıda olmasına rağmen o dönemin şartlarında milliyetçilik duygusunu öne çıkaramadı. Ancak yine de Sırpların ilk etnik düşüncelere dayanan faaliyetleri, o dönemde güneye inmek isteyen Rusya’nın Ortodoks ve Slav kimliğiyle Sırpları etkilemesiyle başlamıştı.
Bölge, 1908 yılından itibaren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmişti. Daha o dönemde sınırları belli olan bir bölge haline gelmiş ve etnisite yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı.
Sırbistan, Hırvatistan, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ ve Slovenya’nın oluşturduğu Yugoslavya devletinin ortaya çıkışı ise Birinci Dünya Savaşı sonrası gerçekleşmişti. İki dünya savaşı arasındaki süreçte ise Boşnakların çoğunlukta olduğu bu bölgede henüz gerilimi başlatan nedenler görülmemekteydi. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası, Sırplaştırma politikaları baş gösterdi.
Doğu Bloğu ülkelerinin 1990’lı yıllara yaklaşırken komünizmi terk ederek bağımsızlık istemeleri etnik ve dini farkların ortaya çıkışını tetikledi. Sırbistan yönetiminin ve Başkan Miloseviç’in benimsediği 'Büyük Sırbistan' hayali, Bosna’da başlayacak çatışmanın en büyük nedeni oldu. Hırvatistan ve Slovenya’nın bağımsızlığı sonrası Bosna Hersek’te de yankı uyandırdı. İlk ayrılık Bosnalı Sırpların Yugoslavya içerisinde kalmak isterken, Boşnak ve Hırvatların bağımsızlık istemeleri sonucunda yaşandı. Referandum yapılmasına karar verilmiş ve çıkan sonuç bağımsızlık yönünde olmuştu. Daha sonra da Bosna Hersek parlamentosu bağımsız bir 'Bosna Hersek Devleti' kurulduğunu ilan etmiştir. Buna karşılık Bosna Hersek içerisinde kendi parlamentolarını kurarak Yugoslavya’ya bağlı kaldıklarını duyuran Sırplar, büyük bir savaşın temellerini orada atmış oldular.
Sırpların, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da tanık olunmayan bir ölçekte toplu katliamlar işlediği 1992-95 Bosna Savaşında 100 binden fazla insan hayatını kaybetmişti.
Savaş, 1995 yılına kadar sürmüş ve NATO müdahalesi ile çatışma durduruldu. BM’nin ve ABD’nin önderliğinde 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Antlaşması ile savaş sona ermişti. (İLKHA)