Haber Merkezi
Her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi alkole bağlı hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Öte yandan alkol kullanımı her ne kadar kişisel bir iş gibi görünse de sonuçları bakımından hiç de öyle olmadığı verilerle ortada. Trafik kazalarının önemli bir kısmı, cinayetler, taciz-tecavüz vs. birçok suçun arka planında alkolün olduğu kayıtlara geçiyor. Yapılan bir araştırmada, eşine şiddet uygulayanların yüzde 70’inin, mala yönelik suç işleyenlerin yüzde 77’sinin, intihar edenlerin yüzde 90’ının, akıl hastalarının ise yüzde 60’ının alkol kullandığı saptandı. Dolayısıyla alkole karşı verilecek mücadele ve alkol etkisi altında işlenen suçlara verilecek caydırıcı cezalar, hem toplumu koruyacak, hem de yeni suçların önüne geçecektir. Alkol, uyuşturucu ve bütün bağımlılıklarla mücadele eden Bağlantısız Hayat Derneği Başkanı Sedat Suakar, gazetemize yaptığı açıklamada, alkolün toplumsal ve kişisel zararlarına değindi.
ALKOLÜN TOPLUMSAL SONUÇLARI
Alkolün kullanan kişi de suç işleme eğilimi meydana getirdiğini belirten Suakar, “Kontrol kaybına bağlı olarak, alkol bağımlıları suç işleme eğilimi gösterirler; hırsızlık yapabilir, kavga çıkarabilir, öldürme ve yaralama gibi davranışları gösterebilir. Karıştıkları kavga ya da benzer durumlar yüzünden adli problemlerle karşılaşabilirler. Ülkemizde işlenen suçların ve gerçekleşen kazaların çok ciddi bir oranı alkolden kaynaklanmaktadır. Elimizdeki verilere göre, cinayetlerin yüzde 85’i, trafik kazalarının yüzde 65’i, tecavüz vakalarının yüzde 50’si, aile içi şiddet vakalarının yüzde 70’i ve genel şiddet olaylarının yüzde 50’si alkol nedeniyle gerçekleşmektedir.” şeklinde konuştu.
SUÇ ORANLARINDA ALKOLÜN BÜYÜK ETKİSİ
Cinayet ve tecavüz suçlarının çoğunun alkollü iken işlendiğine değinen Suakar, “Dünya Sağlık Örgütü’nün geçtiğimiz yıllarda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 30 ülkede yaptığı, alkolün suçlar üzerindeki etkisi araştırmasında çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Alkol bağımlılarında suç işleme oranı yüzde 68 iken, alkol bağımlısı olmayanlarda bu oranın yüzde 37 olduğu saptanmıştı. Bu araştırmaya göre, cinayetlerin yüzde 85’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 60’ı ile hırsızlık ve yankesiciliğin yüzde 71’i alkollü iken yapıldı.” ifadelerini kullandı.
İNTİHAR EDENLERİN YÜZDE 90’I ALKOLİK
Araştırmalara göre, alkol ve bağımlılık oluşturan zararlı maddelerin kullanımının günümüzde daha da arttığını dile getiren Başkan Suakar, şöyle devam etti: “DSÖ’nün yaptığı araştırmada, intihar edenlerin yüzde 90’ının, mala yönelik suç işleyenlerin yüzde 77’sinin, eşine şiddet uygulayanların yüzde 70’inin, akıl hastalarının yüzde 60’ının, boşananların yüzde 80’inin, tutuklu olanların yüzde 78’inin ve işe gitmeyenlerin yüzde 60’ının alkol kullandığı saptandı. DSÖ’nün rakamlarını değerlendiren uzmanlar, alkol ve bağımlılık oluşturan zararlı maddelerin kullanımının günümüzde daha da arttığını dile getirerek, ‘Buna bağlı olarak söz konusu nedenle işlenen suçlarda da artış var.’ ifadelerine yer veriyorlar.”
Alkolün en büyük zararı toplum ve aileye verdiğinin altını çizen Suakar, “Alkolün insan sağlığına zararının yanında belki de en önemli zararı topluma ve aileye verdiği zararlardır. Alkol kişisel bir eğlence aracı değildir. Toplumu ve aileyi derinden yaralayan bir tehlikedir. Alkol, davranışlar ve kişilik üzerinde birçok olumsuz etki yapmaktadır. Kişinin düşünme, değerlendirme, yorumlama yeteneğini azalttığı gibi davranış ve duygularını da olumsuz etkilemektedir.” dedi.
ALKOLLÜ ARAÇ KULLANANLARA VERİLEN CEZALAR YETERSİZ
Herkesçe malumdur ki alkol ve trafik kazaları arasında önemli bir ilişki vardır. Bu ilişkinin acı sonuçları, neredeyse her gün günlük gazetelerin sayfalarında görülmektedir. “Sarhoş sürücü can aldı”, “Sarhoş sürücü otomobiliyle evin çatısına uçtu”, “Alkollü araç kullanmanın acı faturası: 4 ölü, 2 yaralı”. Bu haberler bize gösteriyor ki Karayolları Trafik Kanunu’nda bulunan alkollü kişilerin araç kullanmaları durumunda verilen cezalar yetersiz kalıyor. Hapis, ehliyete el koyma gibi zorunluluklara ek olarak alkollü sürücülere iki kat hatta daha fazla caydırıcı cezaların gelmesi toplumun yararına olacaktır. Ülkemizde ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmış, diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. Ancak Bilimsel araştırmalar alkolün hiçbir seviyesinin sürücülük için güvenli olmadığını göstermektedir. Haram ve zararlı olan bir şeyin tehlikelere sebebiyet vermesi alınması gereken önlemlerin arttırılmasını gerektirmektedir.
BU YIL 116 BİN KİŞİYE ALKOLDEN CEZA KESİLDİ
Emniyet Müdürlüğünün resmi sitesinde açıklanan rakamlar alkollü araç kullanma oranını gözler önüne serdi. Resmi rakamlara göre Ocak-Eylül 2021 yılında yapılan denetimlerde, 116 bin 630 sürücüye alkollü olarak araç kullanmaktan ötürü hakkında cezai işlem uygulanmıştır.
ALKOLDEN ŞİDDETLE SAKINILMALI!
Alkolün zararları ve dini açıdan alkol kullanmanın hükmü konusunda gazetemize konuşan İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Mehmet Şenlik, alkolden şiddetle sakınılması gerektiğini belirtti. Allah (c.c.)’nün Kur’an-ı Kerim’de kullarını uyardığını kaydeden Şenlik, “Allah’u teala kitabında şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.” Bu ayeti kerime içki ve kumarın hükmü ile alakalıdır. Bunların tehlikesini anlatıyor, bizi uyarıyor Allah (c.c.): Ey iman edenler! Bilmiş olunuz ki içki ve kumar, putlar adına dikilen heykeller ve fal okları şeytanın işlerinde birer pisliktir, şeytan mesleğidir. Bunlardan sakınınız ki felaha eresiniz, kurtuluş bulasınız. Bu pislik ve murdarlardan korunmak ve bunların fitnelerinden salim kalmak için, bunlardan sakınmamız ve uzak durmamız lazım. Sadece bunları almak ve içmek değil, bunların işlendiği semte dahi uğramamak, bu işleri yapanlarla teşriki mesai yapmamak gerekli. Ancak ihtida adına, ıslah adına onlara yaklaşabilir, akılları kafalarına geldikten sonra nasihat etmek için onlarla konuşabiliriz. O pislikten kurtarmak için nasihat ve ıslah görevimizi yapabiliriz ve yapmamız da lazım.” cümlelerini kullandı.
“ALKOL KULLANANLARA NASİHAT ETMEMİZ LAZIM”
“Eğer birileri o işe müptela olmuş, o ortama itilmişse biz de göz göre göre seyirci kalıyorsak görevimizi yapmış olamayız.” diyen Şenlik şöyle devam etti: “Sahip çıkmamız için onların elinden tutmamız lazım, nasihat etmemiz lazım. Bu işin kötülüklerini anlatmamız lazım. Bir alimin, bir mürşidin yanına gitmesini tavsiye etmemiz lazım. Caydırma konusunda yapabileceğimiz ne varsa yapmamız lazım. Ancak bu şekilde görevimizi yapmış olabiliriz. Çünkü bunlar bir kere bu işe itilmişler, bulaşmışlar ve kimileri kurtulmak istiyor ama kurtulamıyor. Kurtulmanın da mutlaka birtakım yolları, vesileleri vardır bunları aramak gerekiyor. Her hastalığın bir doktoru olduğu gibi bu illetlerin de kurtuluşu için alimlere ihtiyaç vardır. Şeytan da bizi bundan alıkoymaya, engel olmaya çalışır. Şeytan içki ve kumarla insanlar arasında düşmanlık sokuyor. Onları Allah’ın zikrinden, ibadetten alıkoymak için çeşit çeşit planlar kuruyor. Ama bizim bunları terk etmemiz onları şeytanın kucağına itmemiz anlamı taşımaktadır.”
“ALKOL ALMIŞ BİR İNSANIN İRADESİ, AKLI YOKTUR”
Alkolün insanın iradesini elinden aldığının herkes tarafından bilindiğini kaydeden Şenlik, “Herkes biliyor ki alkollü bir insan her an kontrolsüzdür. Her an ağzından kötü söz çıkabilir, bir cinayet işleyebilir. Her an bir trafik kazası geçirebilir veya kazaya sebep olabilir. Çünkü alkol almış bir insanın iradesi, aklı yoktur. Akla fütur veren her şeyi İslam yasaklamıştır. Sadece alkollü içecekler değil, iğne, hap vb. yöntemlerle alınan ve akla zeval veren ne varsa şeytanın işlerinde birer pisliktir. Bunlardan uzak durmamız lazım. Bunu yapan ve bunlara vesile olanları da uyarmamız lazım. Toplum olarak, fert olarak, devlet olarak bu işin önüne geçmek için ne gerekiyorsa onu yapmamız gerekiyor. Eğer devlet tekeli bizzat bunun ticaretini yapıyorsa ve belli noktalarda ticarete sunuyorsa öbür taraftan alkol almayın demeleri beyhudedir. Başta devletin bu işlerden, uyuşturucu tekeli olmaktan çıkması gerekiyor ki topluma bir laf söyleyebilsin.” şeklinde konuştu.
“UYARIYORUZ! BU İŞİN SONU BİR UÇURUMDUR!”
Toplumu yıkıma götüren bu tür işlere engel olacak durumdayken izlemekle yetinenlerin vebal altında olduğunun altını çizen Şenlik, son olarak şunları kaydetti: “Devlet memurları sadece söylemekle yetinmemeliler. Fiili olarak bu işe müdahale edilmelidir. Müdahale edebilecek kimler varsa ve etmiyorsa bir vebal altındadırlar, bu işin ortağıdırlar. Müsamaha edenler, ticaretini yapanlar, takdim edenler, yardımcı olanlar, ekenler, biçenler, üzümünü fabrikaya satanlar, şerbetini yapanlar bu işin ortağıdırlar. Allah bu işe ortak olan on kişiyi lanetlemiştir. Bu bir örgüttür ve örgütün tüm üyeleri suç ortağıdırlar, bu suçun cezasını birlikte çekecekler. Allah toplumumuzu bu illetten kurtarsın. Bizi bundan kurtaracak yöneticiler göndersin. Bizi bundan alıkoyacak aydın insanlar, alimler, mürşitler göndersin. Bu bir kişinin meselesi değil toplum meselesidir. Toplum komple ifsada gidiyor. Toplumun akışını değiştirmek için ciddi bir müdahale gerekiyor, herkesin üzerine düşen görevi yapması gerekiyor. Bu işin akıbeti kötüdür ve sonu bir uçurumdur. Toplum olarak uyarmamız gerekiyor. Uyarıyoruz! Allah bizleri, toplumumuzu, ailelerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, bu işe alet olanları, bu işe sebep olanları, bu işin arkasında olanları ıslah etsin, bu yoldan geri çevirsin, hidayet yoluna döndürsün, Rabbine ibadet eden, taat edenlerden eylesin.”