Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde özel bir otelin toplantı salonunda düzenlenen Bölge Değerlendirme Toplantısı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün katılımıyla yapıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk ve Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin'in açılış ve selamlama konuşmasıyla başlayan programda katılımcılara hitapta bulunan Gül, yargı alanında Kürt meselesinde yaşanan sıkıntılar ve gelinen süreci aktardı.
"Bölgemizde on yıllar boyunca vatandaşların ret, inkâr ve asimilasyona tabi tutulduğunu müşahede ettik"
Her alanda olduğu gibi adalet alanında da temel yaklaşımın insanın haysiyet ve onurunu koruma çabası olduğunu belirten Gül, "İnsan sadece fizyolojik bir varlık değil, doğuşla birlikte haklarıyla doğar ve hak ettiği değeri de görmeye ihtiyaç duyar. Tüm hak ve özgürlükler de esas itibariyle bir lütuf değildir. Özellikle bölgemizde on yıllar boyunca vatandaşlarımızın en temel ve insani haklarının esirgendiği, ret, inkâr ve asimilasyona tabi tutulduğunu maalesef müşahede ettik." dedi.
Kürt meselesinde yaşanan sorun ve sıkıntıları verdiği örneklerle özetleyen Gül, "Konuşulan dile ipotek konulduğunu, mahkemelerde savunmasını kendi dilinde yapmasının engellendiğini, bin yıllık bu coğrafyada diline bilinmeyen bir dil yaftalaması vurulduğunu gördük. Yargı da o dönemde iyi bir sınav veremedi. Hukukun, temel ilkelerinin yanında yer almadığına dair bazı örnekler yaşandı." ifadelerini kullandı.
"Bugün herkes mahkemelerde meramını istediği şekilde anlatabilmektedir"
Bu tutum ve yaklaşımları sergileyenlerin toplumun değerleriyle çatışan bir zihniyetin aracı gibi davrandıklarının altını çizen Gül, yaşanan sorun ve sıkıntılı süreçten sonra bugün gelinen noktanın çok önemli olduğunu söyledi.
Gül, "Bugün bu topraklarda yaşayan 84 milyon vatandaşımız bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Bugün herkes mahkemelerde meramını istediği şekilde anlatabilmektedir. Cezaevindeki hükümlü ve tutukluların aileleri yine bu çerçevede istediği şekilde görüşebilmekte, konuşabilmektedir. Devlet Güvenlik Mahkemesi eliyle halkın öz değerleriyle kriminalize etme ve özel yetkili savcılar eliyle kumpas kuran, insanın mahremiyetine el uzatan yaklaşımlar da geride kalmıştır. İşkenceler, fail-i meçhuller mevzubahis olmaktan çıkmıştır." şeklinde konuştu. (İLKHA)