Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Şanlıurfa Şube Başkanı Yunus Yeğin, okul öncesi eğitimin zorunlu olması yönündeki çalışmalarla ilgili İLKHA'ya konuştu.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla birlikte eğitimde istenilen sonuçların alınamadığını belirten Yeğin, eğitimin zorunlu hale getirilmesinden ziyada eğitimin kalitesinin ve niteliğinin artırılması gerektiğini ifade etti.
2006 yılında eğitim şurasında alınan kararla okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirildiğini ifade eden Yeğin, daha sonra bu kararın uygulanmadığına dikkat çekti.
Yeğin, eğitim sisteminden kaynaklanan sorunlardan dolayı çok az öğrencinin üniversiteyi kazandığını, üniversiteyi bitiren çok öğrencinin ise istihdam alanı bulamadığını belirtti.
Mesleki liselerin cazip hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Yeğin, meslek liselerinin öğrencilerin meslek edinme noktasında çok önemli olduğunu vurguladı.
"Eğitimin zorunlu olmasından ziyade niteliği artırılmalı"
Zorunlu eğitim uygulamasıyla istenilen sonuçların bir türlü alınamadığını belirten Yeğin, "Ülkemizde zorunlu eğitimle ilgili iyi bir imtihan vermiyoruz. Yapılan son değişiklikle zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldı ve liselerde dâhil edildi. Liseler daha sonra farklı bir uygulamayla nitelikli niteliksiz kategorisine tabi tutuldu. Şu anda puanla girilen nitelikli liselerin dışında kalan liselerde okuyan öğrenciler, herhangi bir puana tabi tutulmadan zorunlu bir şekilde eğitime devam ediyorlar. Eğitimin zorunlu olmasından ziyade niteliğinin kaliteli duruma getirilmesinde yana değerlendirme yapma gerekir. Liselere baktığımız zaman maalesef güzel bir sınav vermedik. Nitelikli okullara yönelik çalışma yapılıyor ama hem meslek liselerimiz hem de sınavsız öğrenci alan diğer liselerimiz, açık kalarak sadece öğrencileri içerilerinde barındırıyorlar. Bunun dışında nitelik üretme durumunda değiller." ifadelerini kullandı.
"Öğretmen kalitesi artırılmalı ve okullardaki fiziksel şartlar iyileştirilmeli"
2006 yılında düzenlenen eğitim şurasında okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirildiğini vurgulayan Yeğin, "Okul öncesi eğitim 2006 yılında yapılan eğitim şurası ile birlikte bir karar alındı. Bu kararda okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi öneriliyor. O günden bugüne bu konuda pek bir çalışma yapılmadı. Aslında bu kararla okul öncesi eğitim zorunlu hale getirildi ama zorunlu tutulmadı, ailelerin isteğine bırakıldı. İsteyen aileler, çocuklarını okulu gönderebiliyorlar. Eğitim şurasında alınan karar gereği; herhangi bir fiziksel iyileştirme çalışması yapılmadı. Okullar kendi imkânlarını kullanarak okulların bünyesinde okul öncesi eğitimi sürdürüyorlar. Okul öncesi eğitim de olsa diğer kademelerdeki eğitim de olsa mutlaka niteliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekir. Öğretmen kalitesi artırılmalı ve okullardaki fiziksel şartlar iyileştirilmelidir." şeklinde konuştu.
"Öğrenciler mezun olsalar bile istihdam alanı bulamıyorlar"
Liseden mezun olan öğrencilerin çok az bir kısmının üniversitelere yerleştiğine dikkat çeken Yeğin, "Eğitim anne karnında başlayarak hayatımız boyunca ölünceye kadar sürer. Bundan dolayı okul öncesi ve okul sonrasında eğitim informel bir şekilde devam ediyor. Burada önemli olan eğitimi uygularken ne tür bir nitelik üreteceğiz, ne tür çıktılara sahip olacağız bunun hesabının çok iyi yapılması gerekiyor. Şu an binlerce öğrencimiz liselere devam ediyor ve bu öğrenciler okuldan mezun olduktan sonra çok az miktarı yüzde 1 ile 2'si akademik eğitime yani üniversitelere devam ediyorlar. Bunun dışında kalan öğrenciler ise boşta kalıyorlar. Diyelim ki üniversitelere yerleşen öğrenci diliminin yüzde 10 ile 20'lere çeksek bile üniversiteyi bitirdikten sonra istihdam alanı bulamadıklarından dolayı hem lise hem de üniversite mezunu öğrencilerimizin çok büyük bir kısmı açıkta kalıyorlar." diye konuştu.
"Suriyeli göçmenler Türkiye'yi terk ederlerse çok büyük bir işçi sorunu yaşayacağız"
Türkiye'de mesleki eğitime önem verilmediğinin altını çizen Yeğin, "Mesleki eğitim, maalesef ortadan kaldırıldı. Batı'da ortaokuldan sonra öğrencilerin çok büyük bir kısmı mesleki eğitime yöneliyor; ama bizde tam tersi bir durum var. Bizde yüzde 70 akademik eğitime, yüzde 30 ise meslek eğitime yönlendiriliyor. Meslek liselerinden hem ailelerin hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin beklentileri sınırlı olduğu için maalesef öğrenciler bu okullara gitmiyorlar. Yeni yapılan araştırmalar şunu göstermiş; Türkiye'de ara eleman ihtiyacı had safhaya çıkmıştır. Bırakın nitelikli kalifiye elemanı hiçbir niteliği ve el becerisi olmayan ara elemana dahi çok büyük bir ihtiyaç var. Bugün hükümet yetkilileri bile yaptıkları açıklamalarda; eğer Suriyeli göçmenler Türkiye'yi terk ederlerse çok büyük bir işçi sorunu yaşayacağımızı söylüyorlar. Bundan dolayı akademik eğitimle ilgili çalışmalarımız sürecek ama asıl önemli olan eğitimin niteliğini artırmak hem de mesleki eğitime önem vererek öğrencilerimizin bu okullara yönlendirmektir." dedi.
"Sanayide ara elemanına ihtiyaç var"
Eğitimin zorunlu olarak değil de biraz daha gönüllülüğe dayalı olması gerektiğini belirten Yeğin,"Yapılan araştırmalara göre, sanayide çok ciddi oranda ara eleman ihtiyaç vardır. Ciddi miktarda maaş veren fabrikalar vardır. Biz ezberlenmiş bir şekilde çocuklarımızı Fen ve Anadolu liselerine ondan sonrada bir eğitim, hukuk ve mühendislik fakültelerine yerleşmeleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu fakültelerden mezun olan öğrencilerimizin çoğu maalesef istihdam alanı bulamamaktadır. Dolayısıyla eğitimi zorunlu olarak değil de biraz daha gönüllülüğe dayalı, çocukların yönelimlerini belirleyecek, mesleki tercihlerini ön plana çıkaracak şekilde planlama yapılırsa çok daha başarılı olunacağını düşünüyorum. Özellikle bu konuda Batı ülkeleri çok güzel çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmaların ara formülleri bizim ülkemize monte edilebilir. Okul öncesinde ve okul döneminde eğitimlerin niteliğinin artırılması gerekir. " ifadelerini kullandı.
"Eğitimle ilgili çok köklü değişimler yapılmalıdır"
Yeğin açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: "Okul öncesi eğitimde 2006 yılında alınan eğitim şurası kararı ve son hükümet kararıyla 2023 yılına kadar yüzde 90 üzerinde okul öncesinde okullaşma bekleniyor. Bu sadece bir beklentidir. Bu konuda hiçbir fiziksel iyileştirme çalışması yapılmamıştır. Okulların kendi bünyelerinde oluşturulan paravan sınıflarda okul öncesi eğitim yarım yamalak devam ettiriliyor. Fiziksel alt yapı eksikliği ortadan kaldırılırsa, sınıf düzeyi belli noktalara çekilse, öğretmen niteliği artırılsa okul öncesi eğitimin de aynen okul çağlarındaki eğitim de olduğu gibi çocukların gelişimine çok büyük bir katkısının olacağını düşünüyoruz. Şu anda ülkemizde bundan söz etmek çok zor… Eğitim bir bütündür. Bir eğitim reformuyla okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde mutlaka formel eğitimle ilgili çok köklü değişimler yapılmalıdır. Aksi halde sıfır yaşta da eğitimi zorunlu hale getirirseniz nitelik artırılmadıktan sonra pozitif çıktılar beklenemez." (İLKHA)