Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ev sahipliğinde düzenlenen ve 3 gün süren Uluslararası Pomza ve Perlit Sempozyumu'nu değerlendiren Adabağ, pomza dünya rezervinin yüzde 20'sinin Bitlis'te olduğu halde ekonomi olarak bundan faydalanmadıklarını belirtti.
Hammadde olarak sattıklarından dolayı kent ekonomisine katkı sunmadığını dile getiren Adabağ, ABD ve Avrupa'nın kullandığı teknikleri kullanarak, gerçek değerini kazanmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Sempozyuma İngiltere, Endonezya, İran, Portekiz ve Azerbaycan başta olmak üzere 10 farklı ülkeden katılan 117 akademisyenin fikirlerinden yararlandıklarını ve bu fikirleri işletmecilerle buluşturduklarını söyledi.
"Beyaz altın" dünya rezervinin yüzde 20'si Bitlis'te
Adabağ, "Beyaz altın diye tabir etmiş olduğumuz pomza dünya rezervinin yüzde 40'ı Türkiye'de. Yüzde 40'ın da yüzde 50'si yani dünya rezervinin yüzde 20'si Bitlis ili sınırları içerisinde. Bizim irili ufaklı işletmelerimiz var. Türkiye geneli 50 işletme ruhsatının 25'i Bitlis'te. Ama katma değeri en düşük ürünleri burada üretiyoruz. Bölge ekonomisine çok fayda kazandıramıyoruz. Amacımız burada özellikle Avrupa ve Amerika'nın kullandığı teknikleri kullanarak, bu beyaz altını gerçek değerine nasıl kazandırırız? İl ve ülke ekonomimize nasıl kazandırırız ve ihracata dayalı ürünleri nasıl geliştiririzin görüşünü almak istedik? Verimli bir sempozyum oldu. Sempozyuma katılan hocalar, buradaki maden yatakları ve potansiyeli görünce hayretle baktılar. 'Bu kaynaklar bizde olursa çok katma değerli ürünler elde ederiz.' dediler. BİMS imalatçıların tedarik zincirinde yaşamış olduğu sıkıntıların çözümü noktasında bazı formüller geliştirildi. Hocalardan fikirler aldık. Maliyet acısında bizde faydası olacaktır." dedi.
"En büyük sıkıntımız hammadde olarak satıyoruz"
"En büyük sıkıntımız hammadde olarak satıyoruz." Diyen Adabağ, "Hammadde olarak reelde ekonomiye faydası yok. İşin sponsoru olduk ama asıl amacımız, kendi üyelerimizin yaptığı bu ticaretten düzgün karlar elde etmesini sağlamak ve katma değerli ürünler üretmek için bu programı yaptık. Bu programın diğerlerinden bir farkı da birebir üreticilerle hocalarımızın fikirlerini buluşturduk. İnşallah memleketimiz açısında bu rezervi en iyi şekilde değerlendireceğiz." diye konuştu.
"Beyaz altını topraktan daha ucuz satıyoruz"
Hammaddeyi topraktan daha ucuz bir fiyatta satıldığını, bununda kaynak israfı olduğunun altını çizen Adabağ, iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Adabağ, şunları kaydetti:
Burada bir kamyon BİMS'in satış fiyatı 400 TL, yeni yeni 700 TL'ye çıkardılar. Satılan bir kamyon pomza 28 ton. Oysa minarel sıva, dış ve iç cephede kullandığımız 20 kilo olan bir teneke sıva malzemesinin satış fiyatı minimum 300-400 TL. Arasındaki farkı siz mukayese edin. Ekonomik olarak bire bin kazandıracak. Dolayısıyla bunu önemsiyoruz. Yapılan üretimlerin çeşidine göre de değişiyor. Mikronize ettikten sonra yurt dışına, arıtma tesislerine ve gıda sanayinde çözelti olarak kullanmak adına gönderirsek, bunun katma değeri ton başına bin dolarlarla telaffuz ediliyor. Burada hammaddeyi topraktan daha ucuz, sadece iş makinesinin mazotu ve çalışan operatörün maaşını karşılayacak şekilde bir fiyata veriyoruz. Bu da kaynak israfıdır. İyi bir şekilde değerlendirmek lazım.
"Fiyatlarla değil, kaliteyle rekabet etmek lazım"
Fiyatta değil, kalitede rekabet edilmesi gerektiğini dile getiren Adabağ, "Ufak bir dokunuşla üyelerimizi sadece kalıpta yıllık 17 buçuk milyon TL kazanacak bir nano teknoloji fikriyle buluşturduk. BİMS üreticilerimiz birbiriyle aşırı derece rekabet ediyorlar. Tabi rekabet ortamı güzel ama fiyatlarla değil, kaliteyle rekabet etmek lazım. Burada bir lira 10 kuruş olan bir BİMS'i, İstanbul'da 4 buçuk liraya satıyorlarsa, bizim buradakilerin nasıl boşa kürek çektiğini çok iyi anlarız. Özellik pomza ve BİMS üreticilerinden ricam, kazanmadıkları, kar etmedikleri ürünleri satmasınlar. Yanlış anlaşma olmasın, tekelleşme anlamında söylemiyorum. Bütün rezervelere sahip olduğumuz halde piyasayla rekabet edemememiz çok komik bir durum." ifadesini kullandı.
"AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmeli"
Son olarak Adabağ, "Devlette, hükümette, valiliğimize sunacağımız projelerle, özellikle pomza ve perlitte dayalı stratejik ürün geliştirme, AR-GE ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmesi ve her işletmenin içerisine kurulabilecek ufak yatırımlarla, dokunuşlarla, protatif ürünler geliştirebileceğimizi burada gördük. 20 milyonluk maliyetle bir BİMS fabrikası kuruluyor. Oysa 2-3 milyonluk bir rakamla bunun katma değerini çok daha yüksek rakamlara çıkaracak üretimler var. Bundan sonraki süreçte yatırımcılarımızın kar edebileceği farklı alternatif ürünlerin patentlerini üreticilerimizle buluşturmaya çalışacağız." diye konuştu. (İLKHA)