DURDURUN ŞU HAYDUTLARI!

Filistin’deki siyonist zulme karşı devam eden dünyanın sessizliği, işgalci siyonist rejimi küstahlığın zirvesine taşımış durumda. Kendisini tüm kanun ve yasaklardan üstün gören işgal rejimi, tüm dünyanın gözleri önünde Filistinlilere karşı işlediği suçları kınayan raporu yırtarak, ne kadar hadsiz olduklarını bir kez daha göstermiş oldu. Bu küstah tavır üzerine sert bir açıklama yapan HAMAS sözcüsü Abdullatif el-Kanu, "Dünyanın çifte standart politikasına son vermesi, bu haydut devleti durdurması ve liderlerini halkımıza karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Ekleme: 01.11.2021 07:20:16 / Güncelleme: 01.11.2021 08:01:50 / Röportaj
Destek için 

DOĞRUHABER / MUHAMMED MİRAÇ ASLAN

 İşgalci siyonist rejimin Filistin’de işlediği zulmün ardı arkası kesilmiyor. Önceki gün BM toplantısında konuşma yapan küstah siyonist Gilad Erdan, önündeki Filistinlilere karşı işlediği suçları kınayan raporu yırtarak, hiçbir kural ve kanun tanımadıklarını ve insanlık dışı vahşi işlerini de takip eden ve dillendiren kimseyi takmadıklarını bir kez daha dünyaya göstermiş oldu.

''BU HAYDUT DEVLETİ DURDURMALIYIZ''

İşgalci siyonist temsilcinin dünyanın gözleri önünde yapmış olduğu bu kabul edilemez harekete karşı İslami Direniş Hareketi’nden (HAMAS) önemli bir yazılı açıklama geldi. Uluslararası toplumu, siyonist rejimin Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Daimi Temsilcisi küstah Gilad Erdan'ın bu davranışına karşı bir adım atmaya çağıran HAMAS sözcüsü Abdullatif el-Kanu, "Gilad Erdan'ın raporu yırtması, siyonist işgal devletinin uluslararası kurumlarla ilişkilerinde caydırıcı adımlar atılmasını gerektiren iddialı davranışlarının bir yansımasıdır." dedi.

Uluslararası topluma da tepki gösteren el-Kanu, "Dünyanın çifte standart politikasına son vermesi, bu haydut devleti durdurması ve liderlerini halkımıza karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutması gerekiyor." sözleri ile bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini hatırlattı.

ULUSLARARSI BİR KOMİTE KURULMALI

İnsan Hakları Konseyi'nin raporunda siyonist işgal rejiminin sözde ordusunun son saldırılarını soruşturmak için bir komite kurulması çağrısı olduğunu hatırlatan El-Kanu, bunun işgalcilerin Filistin halkına yönelik işledikleri cinayetlerin boyutunu gösterdiğini söyledi.

Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Kurulu üyesi ve Filistin Halk Direnişi Cephesi Genel Sekreteri Ahmed Mecdelani de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, siyonist işgal rejiminin azgınlığının ve diplomatik gelenekleri çiğnemesinin en uç seviyeye ulaştığını ifade etti.

BARBAR İŞGALCİ ÖLÜLERİMİZE BİLE RAHAT VERMİYOR!

Filistin topraklarındaki Müslümanlara ait olan her türlü hatırayı ortadan kaldırmayı amaçlayan işgalci siyonist barbarlar son olarak Müslüman mezarlığını ortadan kaldırmıştı. İşgal rejimi Mescid-i Aksa'nın doğu surlarıyla bitişik olan Yusufiyye Mezarlığı'nı ortadan kaldırıp, mezarlığı Tevrat Parkı'na dönüştürmeyi hedefliyordu.

Oğlunun kabri başına ulaşan 54 yaşındaki Umm Alaa mezarların yıkımı esnasında feryadı arşı alaya yükselmişti. İşgal güçlerinin zorla oğlunun mezarın başından kaldırmaya çalıştığı Umm Alaa hıçkırıklarla kabre sarılarak, "Beni de buraya, oğlumun yanına gömün." diye feryat etmişti.

'ÖLÜLERİ BİLE RAHAT BIRAKMIYORLAR'

İşgal makamlarınca işgal altındaki Doğu Kudüs'te bir kısmı park yapılmaya başlanan Yusufiye Mezarlığı'nda yatan oğlunun kabrini gözyaşları içinde ziyaret eden Kudüslü Ula Nebabte (Umm Alaa), alçak işgalcilerin Filistinlilerin ölülerine bile rahat vermediğini ifade ederek bir annenin yaşayabileceği en acı anları yaşamıştı.

"4 YILDAN BERİ AYNI ACILARI YAŞIYORUM"

Umm Alaa bir oğlunun park yapılmaya çalışılan alanda, diğer oğulları İhab ile Baha'nın da aynı hizadaki surların dibinde bulunan Rahmet Mezarlığı'nda metfun olduğunu belirtmişti.

Mezarlıkta işgal güçlerinin korumasında yürütülen çalışmalara tepki gösteren Umm Alaa, "Oğlum vefat edeli 4 yıl oldu. Kudüslüler ölülerini nereye defnediyorlar? Buraya. Biz de herkes gibi buraya defnettik. İşte 4 yıldan beri aynı acıları yaşıyorum. Her defasında kazı yapacakları, mezarları yıkacakları tehdidinde bulunup duruyorlar." demişti.

Acılı anne, oğlunun yattığı mezarın Kudüs topraklarından payına düşen kısım olduğuna vurgu yaparak, "Evlatlarımızı ya gözaltı merkezlerinde tutarlar ya aşağılayarak acı çektirirler ya da ölmüşse kemiklerine izin vermezler." ifadelerini kullanmıştı.

Üç oğlunun hayatını kaybettiğini aktaran Umm Alaa, "Yaşarken de ölüyken de oğullarımı korkutmaya devam ediyorlar. İşgalciler ne yaşayanlarımıza ne de ölülerimize rahat veriyor." diye konuşmuştu.

"BUNDAN DAHA BÜYÜK VAHŞİLİK VAR MI?"

İşgalci barbar zalimlerin oğlunun mezarının da bulunduğu Yusufiye Mezarlığı'nın söz konusu kısmının parka çevirmesini "vahşet" olarak nitelendiren Filistinli kadın, "Ben hayatım boyunca böyle bir vahşet duymadım. Elbette vahşetlerin yaşandığını duyduk, ama böylesini duymadım. Burada mezarların olduğu apaçık meydanda. Bundan daha büyük vahşilik var mı?" dedi.

Umm Alaa, işgalci alçakların tarihi boyunca Filistinlilere yönelik ihlallerden vazgeçmediğini beliterek, "Bugün geldikleri nokta Kudüslülerin, Filistinlilerin mezarlarını kaldırmak olmuş. Bu vahşetin zirvesidir." ifadelerini kullandı.