Rıza; yüce Allah’ın emri, takdiri karşısında kulun itirazsız boyun eğmesi demektir. Hayatta en büyük arzumuz Yüce Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. “Allah’ın rızası her şeyden büyüktür.” (Tevbe, 72) Peki Allah rızası için ne demek? Allah'ın kulundan razı olması ne demek? Kulun Allah'tan razı olması ne demek? İşte merak edilen soruların cevabı…
Allah rızası için ne demek?
Yapılan herhangi bir işten Allah`ın hoşnut olmasıdır. Kur’an’ da Allah rızası ile alakalı çok sayıda ayet ve hadis vardır.
Rıza; sözlükte "hoşnut ve memnun olma, kabul etme, seçme" gibi anlamlara gelirken tasavvufta, kaderin acı tecellileri karşısında kalbin huzur ve sükun halinde bulunması demektir. Genelde rıza, hüküm ve kazaya itirazda bulunmamayı ifade eder.
Rıza iki türlüdür; Allah'ın kulundan razı olması, kulun Allah'tan razı olmasıdır.
Allah'ın kulundan razı olması ne demek?
Allah'ın kulundan razı olması; onun inanç, amel, söz, fiil ve davranışlarını kabul edip sevap vermesi, onu affedip cennet ve nimetleriyle mükâfatlandırması demektir.
Kulun Allah'tan razı olması ne demek?
Kulun Allah'tan razı olması ise, Allah'ın emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, kaza ve kaderini iyi, güzel ve hoş karşılamasıdır.
Allah'ın bir kulundan razı olması, o kul için dünya ve ahirette en büyük bahtiyarlık ve en büyük nimettir. Kur'ân-ı Kerîm'de Süleyman (a.s.)'ın; "Rabb'im! Bana ve ana-babama lütfettiğin nimete şükretmemi ve senin razı olduğun sâlih ameller işlememi bana nasip eyle ve beni rahmetinle sâlih kullarının arasına dâhil et." diye dua ettiği bildirilmektedir (Neml, 19).
Peygamberimiz (a.s.), "...Allah'ım! Gazabından rızana, azabından affına sığınırım." diye dua etmiştir (İbn Mâce, Dua, 3. II, 1263).
Allah'ın rızasını aramak, müminin özelliğidir (Fetih, 29). Kur'ân'da; müminler, Allah'ın rızasına uymakla, kâfirler ise Allah'ın gazabına dönmekle nitelenmiştir: "Hiç Allah'ın rızasına uyan (mümin) kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve yeri cehennem olan (kâfir) kimse gibi olur mu?" (Âl-i İmrân, 162).
Allah ve Peygamberi razı edilmeye layıktır (Tevbe, 62). En büyük nimet Allah'ın rızasıdır (Buhârî, Rikak, 51. VII, 200).
Allah'ın rızasını kazanacak söz, fiil ve davranışlar sergilemeye çalışmak müminin en başta gelen görevi ve amacıdır. Söylediği küçük bir sözle insan Rabbinin rızasını kazanabilir. Peygamberimiz (a.s.); "Kul, önem vermediği, (ancak) Allah'ın razı olduğu bir söz söyler, Allah bu söz sebebiyle o kulun derecesini yükseltir. Bir kul da önemsemediği, (fakat) Allah'ın kızdığı bir söz söyler, bu yüzden Allah onu cehenneme atar." buyurmuştur (Buhârî, Rikak, 23. VII, 185).
Sahabe-i kiramdan Ebu Said el-Hudrî (r.a.) Allah Resulünün şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Yüce Allah cennet ehline, “Ey cennet ehli!” diye seslenir. Onlar da, “Buyur ya Rabbi, emrini yerine getirmekle mesut oluruz” derler. Yüce Allah, “Size verilen bu nimetlerden razı mısınız?” der. Cennet ehli, “Nasıl razı olmayalım ki, sen bize yaratıklarından hiçbirine vermediğin nimetleri verdin” derler. Cenab-ı Hak, “Size bundan daha faziletlisini vereyim mi?” buyurur. Onlar, “Ey Rabbimiz, bundan daha üstün ne olabilir?” derler. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, “Rızamdır. Sizden razı olacağım ve bundan sonra ebedi olarak da size gazap etmeyeceğim” buyurur. (Buhari, Rikak, 50)
İbadet ve diğer işlerimizde Yüce Allah’ın rızasını arayalım. Onun emirlerine itaat, takdirine rıza göstermek samimi kulların tavrıdır. Onun için Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın iyi kullarından bahsedilirken, “Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuştur” buyrulur. (Beyyine, 8)