Her dinde veya beşeri sistemlerde olduğu gibi İslam’ın da kendine göre bir hukuk sistemi var. Peki Ahkam ne demek? Ahkam Nedir? İşte merak edilen sorunun cevabı...
Ahkam Nedir?
Kur`an ve Sünnetin içerdiği dinî hükümlerdir.
Ahzap 36. Ayette geçtiği gibi: Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de yalnız tekil şekliyle geçer ve Allah’a, peygamberlere ve diğer insanlara nisbet edilerek kullanılır. Hadislerde ise hem tekil hem de çoğul olarak kullanılmıştır.
Hüküm, özel mânada devlet ve hükümetin otoritesini ifade ettiği gibi, bir hâkimin belli bir konuda verdiği karar, iki nesne veya fikir arasında kurulan bağlantı, bir konuya uygulanan mantıkî kazıyye ve daha çok çoğul şekliyle fıkıh, nahiv ve diğer ilimlerde kaide mânalarında kullanılmış olan oldukça geniş kapsamlı bir kavramdır.
Fıkıh usulü âlimlerine göre hüküm, mükelleflerin fiilleriyle ilgili ilâhî hitabı, fıkıh âlimlerine göre de bu hitabın eserini ifade eder.
Bu mânada ahkâm, teşrî veya teorik hukukun mukabili olarak pozitif hukuku ifade eden fürû ile eş anlamlıdır.
Şer‘î hükümler de özelliklerine göre ahkâm-ı i‘tikādiyye, ahkâm-ı ameliyye ve ahkâm-ı ahlâkiyye gibi kısımlara ayrılır.
İtikadî hükümlere, davranışlarla ilgili diğer hükümlere nisbetle temel teşkil etmeleri sebebiyle ahkâm-ı asliyye, amelî hükümlere ise itikadî hükümlere nisbetle ikinci planda geldikleri için ahkâm-ı fer‘iyye de denilmiştir.
Amelî hükümler ayrıca kişinin yükümlülüklerini belirleyen hükümler mânasında ahkâm-ı teklîfiyye (ahkâm-ı hamse: vücûb, hurmet, nedb, ibâha, kerahet) ve bir şeyin diğer bir şeye sebep, şart veya mâni olarak konulması mânasına ahkâm-ı vaz‘iyye olarak iki kısma ayrılır. Dinî kaynaklara dayanan ahkâm-ı şer‘iyyeye mukabil, kelâm ilmi çerçevesinde ele alınan ve bir şeyin, bir mefhumun varlık mefhumuyla müsbet veya menfi münasebeti hakkında aklın varabileceği yargılara da ahkâm-ı akliyye denir.
Ahkâm, daha geniş mânada, belli bir konu hakkında konulmuş bulunan kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Bu tarzdaki kullanılışından dolayı, belli bir konuya dair hükümleri toplayan eserlere ve hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad olmuştur:
Ahkâmü’l-vakf (vakıfla ilgili hükümler),
el-ahkâmü’s-sultâniyye (hilâfet ve devlet teşkilâtı hukuku, kamu hukuku),
Ahkâmü’n-nücûm (astroloji),
Ahkâmü’l-Kur’ân (kendilerinden amelî hükümlerin çıkarıldığı âyetler ve bunlardan çıkarılan hükümler),
Ahkâmü’s-sıgār (muhtelif konularda çocuklarla ilgili fıkhî hükümler) gibi.
Amelî hükümlerin kaynağı olan âyetlere ahkâm âyetleri,aynı türden hadislere de ahkâm hadisleri denilmektedir.
ahkâm-ı şer‘iyye: İslâm dininin getirdiği kuralların bütününe denir.
Dinî hükümlerin hepsinin, birbirleriyle yakın ilişkisi vardır. Aklî hükümler ise, aklın varlıklar ve kavramlar hakkındaki değerlendirmelerini ifade eder.
Hüküm kelimesi, bir fıkıh terimi olarak, hâkimin yargılama sonucunda vermiş olduğu kesin ve bağlayıcı kararı ifade ettiği gibi, siyasî otorite, devlet idaresi ve yönetim anlamlarına da gelmektedir.
Fıkıh usulünde ise, Şâri'in, yani Allâh ve Rasûlünün, mükelleflerin fiillerine ilişkin hitabına hüküm denir.
Usulcülere göre hüküm, teklîfî hüküm ve vaz'î hüküm olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Teklîfî hüküm, bir işin yapılması veya yapılmamasını talep etmeyi ya da ikisi arasında serbest bırakmayı ifade eder. Namaz ve oruç, yapılması istenen; içki içmek, yapılmaması istenen, yeyip içmek de serbest bırakılan hükümlerdendir.
Teklîfî hükümler, Farz, Vacip, Mendub, Mubah, Tenzihen Mekruh, Tahrimen Mekruh ve Haram olmak üzere yediye ayrılır. Vaz'î hüküm ise, bir şeyin başka bir şey için sebep, şart veya mânî teşkil etmesi hususunda Şâri'in iradesidir. Örnek verilecek olursa, namazın farz olması için vakit sebep, namaz kılmak için abdest almak şarttır. Kâtilin murisini öldürmesi, mirastan pay almasına manidir.
Ahkâm âyetlerinin sayısı ve tasnifi konusunda âlimler farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Zerkeşî’nin belirttiğine göre Gazzâlî ile Fahreddin er-Râzî Kur’an’daki ahkâm âyetlerinin sayısını 500 olarak tesbit etmişlerdir. Bu sayıyı 800’ün üzerine çıkaranlar olduğu gibi 200’e kadar indirenler de vardır.