Cep telefonu, dizüstü bilgisayar, tabletler ve benzeri teknolojik ürünler, anne babalar ile çocuklarının ilişkilerini her geçen gün farklı boyuta taşıyor.
Anne ve babaların özellikle çocuklarının ağlamaması için kendilerine verdikleri telefonlara kısıtlama getirmesinin şart olduğunu belirten uzmanlar, çocukların yüz yüze iletişim becerilerinin gelişmesini engelleyen en önemli nedenler arasında gereksiz teknoloji kullanımının önemli yer tuttuğunu ifade ediyor.
Ağlamaya başlayan çocuğun sıkıntısını anlamak için çaba sarf etmek yerine eline cep telefonu veya bilgisayarda oyun açan ebeveynin çocuğunun gelişimine engel olduğunu belirten uzmanlar, çocuğun yanında teknolojiden mümkün olduğu kadar uzak durulması gerektiği konusunda uyarıyor.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Başkanı Doçent Doktor İbrahim Tanrıkulu, ağlayan çocukların susması için eline telefon, tablet ve diğer teknolojik aletleri vermenin yanlış olduğunu söyledi.
Teknoloji bağımlığına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Tanrıkulu, çocukların internette geçirdikleri sürenin planlı ve kontrollü olması konusunda ebeveynleri uyardı.
Covid-19 salgını döneminde teknoloji bağımlılığının arttığına dikkat çeken Tanrıkulu, “Özellikle Covid-19 salgını döneminde aileler ve çocuklar bir arada daha fazla zaman geçirdikçe hem çocuklar hem de aileler yorulmaya başladılar. Bu nedenle cep telefonu veya diğer teknolojik aletleri bir kaçış noktası olarak kullandılar. Fakat bunun en büyük zararı ailelerin kendilerini gün geçtikçe daha suçlu hissetmeleri oldu. Yani psikolojik olarak aileler kendilerini suçlu hissettikçe çocuklarının ellerine daha fazla tablet verip onların internette daha fazla vakit geçirmelerine neden oldular.” dedi.
“Çocuklar psikolojik olarak çok ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı”
Gün geçtikçe çocukların hem psikolojik hem fiziksel hem de sosyal alanlarının çok daraldığını belirten Tanrıkulu, “Özellikle çocuklar psikolojik olarak çok ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı. Son zamanlarda özellikle de ergenlik çağındaki çocukların bize ulaştıkları nokta sosyal kaygı bozukluğu ve yalnızlık gibi konulardır. Bu durum çocuklarımızı rahatsız etmeye başladı. Ağlayan çocukların eline telefon, tablet ve diğer teknolojik aletleri vermenin yanlışlığı tartışılmaz. Bu nedenle de çözüm olarak ebeveynlerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmeleri, onların teknolojiden özellikle televizyon ve tabletten veya kötü içeriklerden uzak durmalarına yardımcı olmaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Ebeveynlerin çocuklarıyla çok iyi ilgilenmeleri gerekiyor”
Ebeveynlerin çocuklarına daha fazla vakit ayırmaları gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, “Bağımlı olan çocukların ilk başta anne babalar tarafından ilgi görmeleri gerekiyor. Anne babalar tabi ki uzmandan, psikiyatriden, psikologdan veya psikolojik danışmandan yardım alacaklar ama kendileri çocuklarıyla ilgilenmedikleri sürece bizim onlara yardım etmemiz mümkün değil. Önce kendileri çocuklarıyla çok iyi ilgilenmeleri gerekiyor. Ardından da bizim gibi uzmanlara gelip, ‘biz bu sorunu nasıl çözebiliriz?’ diye yardım isteyecekler, biz de kendilerine gereken yardımı yapacağız.” şeklinde konuştu.
Teknoloji bağımlılığının 2 yaşına kadar düştüğünü belirten Tanrıkulu, “Şu anda dünyada raporlanan teknoloji kullanım yaşı 2 yaş ve 2 yaşında çocuklar teknolojiyi çok rahat şekilde kullanabiliyorlar. Bu da bize teknoloji bağımlılığın her yaş grubu için 2 yaşından itibaren ciddi bir risk olduğunu ortaya koyuyor.” diye konuştu.
“Teknoloji aletleri yasaklamak kesinlikle çözüm değil”
Ebeveynlerin teknolojik aletleri kullanırken çocuklarına örnek olması ve özellikle çocukların yanında sürekli telefon veya bilgisayarla zaman geçirmemeleri gerektiği uyarısında bulunan Tanrıkulu, şunları söyledi:
“Teknoloji aletleri yasaklamak kesinlikle çözüm değil. Teknoloji aletler yasak edildikçe daha çok ilgi çekiyor. Bunu deneyen ebeveynler muhakkak olmuştur. Yasaklamak yerine çocuğun yaşına göre bir kullanım süresinin belirlenmesi gerekiyor. Dolayısıyla bir süre belirleme çok uygun gibi görünmüyor. Çocuğunuzun yaşına göre okul öncesi çağda ise yarım saati, ilkokul ve ortaokul çağında ise bir saati ve lise çağında ise bir-iki saati geçmemek üzere bir program yapılabilir.”
“Ebeveynlerin teknoloji okuryazarlığını güçlendirmeleri gerekiyor”
Çocukların ve gençlerin teknoloji aletleri ebeveynlerin kontrolünde kullanması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, “Ama çocuklar ve gençler akıllılar, ebeveynlerinden birçok şeyi gizleyebiliyorlar. Bu nedenle ebeveynlerin teknoloji okuryazarlığını güçlendirmeleri gerekiyor ki ilerleyen zamanda çocuklarının internet ortamında neler yaptığını takip edebilsinler.” dedi. (İLKHA)