Dr. Mirza Erguşi: Selahaddin Araplar ve Türklerle birlikte Kudüs için mücadele etti

​​6'ncı Âlimler Buluşması'nda konuşan Dr. Ahmet Mirza Erguşi, Kürt komutan Selahaddin-i Eyyubi'nin Araplar ve Türklerle birlikte Kudüs için mücadele ettiğini belirterek günümüz Müslümanların da buna göre hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

Ekleme: 16.10.2021 18:10:12 / Güncelleme: 16.10.2021 18:37:51 / Güncel
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Irak Selahaddin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Mirza Erguşi, İTTİHADUL ULEMA tarafından çevrim içi düzenlenen ve Türkiye, Suriye, Irak ve İran başta olmak üzere ümmetin birçok coğrafyasından ulemanın iştirak ettiği "6'ncı Âlimler Buluşmasında" "Kudüs’ün Kurtuluşu ve Korunmasında Tarihten Günümüze Kürtlerin Rolü ve Önemi" konulu bir konuşma yaptı.

Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar açısından önemini ve tarihsel sürecini anlatan Erguşi, Selahaddin-i Eyyübi'nin, Kudüs'ü fethetme sürecinin bir anda gerçekleşmediğini belirtti.

Kudüs fethinin adım adım gerçekleştiğine dikkat çeken Erguşi, "Kudüs'ün fethi 12 yıl kadar bir süre almıştır. Bu süre içerisinde bir çok proje ve adımlar atmış, Müslümanların sevgisini kazanmış ve bundan sonra da Müslümanların desteğini alarak kafirlere karşı bir zafer elde edebilmiştir." dedi.

"Selahaddin, birçok strateji geliştirerek Müslümanları birleştirdi"

Erguşi, "Selahaddin, birçok strateji geliştirerek Müslümanları birleştirmiş, gücü tek elde toplamış, Müslümanları ve diğer İslam bölgesindeki mücahitleri bir araya getirerek Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi için mücadele etmesine vesile olmuştur.  Ki Hıttin savaşında bunun en büyük örneğini görüyoruz." diye konuştu.

Kürt kavminin içinde Selahaddin gibi bir komutanın bir daha çıkmasını temenni ettiklerini söyleyen Erguşi, bu temenninin ırkçılık olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti.

Özelliklerin kalıtsal olmasından dolayı da böyle bir temennide bulunduğuna işaret eden Erguşi, İslam düşmanı batının, Kürtlerin içinden yeniden birinin çıkıp İslam birliğini sağlamasından korktuğunu, bu nedenle özellikle Kürtleri paramparça etmek için büyük uğraş verdiğini söyledi.

"Kürt Selahaddin'in hayatı detaylı bir şekilde işlenmeli"

Erguşi, "Kürt Selahaddin'in hayatının detaylı bir şekilde işlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü o dönemle günümüz birbirine benziyor. Bizler bu hayatları işlemekle yetinmeyeceğiz. İşlediğimiz hayatları, kendi hayatımıza tatbik etmenin yollarını arayacağız. Selahaddin'in Kürt, Arap ve Türklerle işbirliği yapıp mücadele ettiğini görmemiz gerekiyor ve buna göre hareket etmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Erguşi, Kudus'ün fethinde Kürt mücahitlerin yer aldığını, fetihten sonra Kudüs'e yerleştiklerini ve halen Filistin'in birçok bölgesinde Kürt varlığının bulunduğuna dikkat çekti.

Selahaddin'in, Kudüs'ü fethettikten sonra kiliselere dokunmadığını ancak Haçlıların Kudus'ü işgalinde mescitlerin yakılıp yıkıldığını hatırlatan Erguşi, "Haçlılar, Moğolların Bağdat'ta yaptığının aynısını yapmışlardır. Binlerce Müslümanı, hatta Yahudi ve kendi dininden olan Hristiyanları öldürmüşlerdir." dedi.

Balfour Deklarasyonu'nun da Haçlıların işgalinin bir devamı olduğunu ifade eden Erguşi, "Orada bir siyonist devleti kurmayı hedefliyorlar. Çünkü onlar insanlığın fıtratına zıttırlar. Katliam, yıkım bunları karakterinde vardır. Bunlar insanlık düşmanıdırlar.  Özellikle İngiltere bunlara destek verdi ve orada bir Yahudi devletinin kurulmasında öncülük etti." şeklinde konuştu.

 

"Mescid-i Aksa ve halkını desteklemek ve canla başla çalışmak gerekiyor"

Siyonist düşmanın karşısında Müslümanların eli kolu bağlı kalamayacağını; buna karşı durmak zorunda olduklarını belirten Erguşi, âlimlerin Mescid-i Aksa için yapılması gerekenleri şöyle sıraladığını anlattı:

"İnsanlara Mescid-i Aksa'nın İslam'daki erdemini ve konumunu hatırlatmak, bununla onu korumak ve müdafaa etmek için çabalamak ve gayret etmek. Mescid-i Aksa'yı korumak ve özgürleştirmek, Müslümanların kutsallarını savunmak adına çabaları yoğunlaştırmak ve gayretleri birleştirmek için çalışmak. Mescid-i Aksa ve halkını desteklemek ve canla başla çalışmak. Mümkün olan tüm araç ve gereçlerle murabıtları desteklemek. İmkanı olan herkesin Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesi ve orada namaz kılması. Bir diğeri ise Mescid-i Aksa'ya mali destekte bulunmak. Öyle ki Aksa'yı maddi yönden özgürleştirmek ve savunmak gerekiyor. Ayrıca kalem ve dil ile yani söz ve yazıyla Aksa'yı müdafaa etmek gerekiyor. Ayrıca Mescid-i Aksa'nın korunması için çokça dua edilmeli." (İLKHA)



Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar