Cuma namazının ardından saat 14.30’da basın açıklamasını okuyan Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’ya siyonist işgal çeteleri tarafından saldırıların ve kazı çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, Müslüman ülkelerin ve halkların bu konuda yeterli tepkiyi ortaya koyamadığından yakınarak, tüm İslam dünyasını sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
“ABD, NATO ve tüm dünya bu yenilgi ve zilletten ders çıkarmalıdır”
Siyonist işgal çetesinin bir kurgusu olan 11 Eylül saldırılarını bahane eden büyük şeytan ABD’nin NATO’yu da yedeğine alarak 20 yıl önce Afganistan’ı işgal ettiğini anımsatan Tunç, “Bu 20 yıllık işgal boyunca Afgan halkı ABD askerleri tarafından çoluk çocuk demeden hunharca katledildi. Ülke terör ve uyuşturucu bataklığına sürüklendi. Barış ve demokrasi vaatleriyle gelen ABD, Afganistan’a zulüm ve gözyaşı getirdi. Bu 20 yıl boyunca ülkenin hiçbir sorunu çözülmedi, tam tersine ülkenin alt yapısı yerle bir edildi. Sonunda ise ABD ve NATO’nun işgal politikası hüsranla sonuçlandı ve ABD askerleri Afganistan’dan zelil bir şekilde ayrılmak zorunda kaldı. ABD, NATO ve tüm dünya bu yenilgi ve zilletten ders çıkarmalıdır. ABD ve NATO Allah’ın izniyle çok yakında başta Türkiye’miz olmak üzere Irak, Suriye ve diğer bölge ülkelerinden de defolup gitmek zorunda kalacaktır. İslam ümmeti artık uyanış sürecindedir. Halklar, topraklarında yabancı işgal güçlerini görmek istememektedir. Bölgedeki Müslüman ülkelerin orduları kendi güvenliklerini sağlayabilir. Bölgede yabancı askeri güçlerin varlığına ihtiyaç yoktur. Hatta bölge ülkelerinin orduları kendi aralarında iş birliğini artırabilirler. ABD ve siyonistlere güvenerek kendi güvenliklerini sağlayabileceğini düşünen başta Arap krallıkları olmak üzere tüm işbirlikçi rejimler, çok yakında hüsrana uğrayacaklardır.” ifadelerini kullandı.
“Yönetimi tekrar ele geçiren Taliban’a bu aşamada çok büyük görevler düşmektedir”
Tunç, “Büyük şeytan ABD’nin Afganistan, Irak ve Lübnan’daki yeni şom planı; bu ülkelerde iç savaş çıkarmak ve fitne ateşini alevlendirmektir. ABD orta vadede Türkiye’mizde de bu sinsi planı uygulamaya koyacaktır. Afganistan’da yönetimi tekrar ele geçiren Taliban’a bu aşamada çok büyük görevler düşmektedir, şimdi eline geçen bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmeli ve ülkede iç barışı sağlamalıdır. Ayrıca Taliban yönetimi uluslararası arenada, Afganistan’ı, ABD ve siyonistlere karşı kahramanca mücadele eden Direniş Cephesi’ne dahil etmelidir. Afganistan, ABD karşısında kazandığı zaferi Direniş Cephesi saflarına katılarak taçlandırmalıdır.” dedi.
“Güney Kıbrıs'taki İngiliz üslerinden Suriye toprakları acımasızca bombalandı”
Kıbrıs’ın, sömürgeci İngiltere’nin ve NATO’nun, Batı Asya dahil olmak üzere Akdeniz bölgesindeki askeri ve siyasi çıkarları açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Tunç, “Güney Kıbrıs’ın Ağrotur ve Dikelya bölgelerinde İngiliz NATO üsleri bulunmaktadır. “Orta Doğu’yu istikrarsızlaştırmayı ve beyin yıkamayı hedefleyen İngiliz propaganda aracının bu üslerinin en başta gelen görevleri Batı Asya ülkelerine yönelik yürütülen casusluk faaliyetleridir. Ağrotur’a Suriye’de iç savaş çıkarma planının yürürlüğe konmasından bir yıl önce yani 2010 yılında binlerce askerden oluşan İngiliz birlikleri getirildi. 2015 yılından itibaren uluslararası yasalar çiğnenerek Suriye toprakları bu üsten kalkan savaş uçakları tarafından acımasızca bombalandı.” diye belirtti.
Kıbrıs adasının, 4 Haziran 1878’de Osmanlı hükümeti tarafından, mülkiyeti Osmanlıda kalmak üzere, İngiliz Krallığı’na kiralandığını kaydeden Tunç, “1914’de Osmanlı hükümetinin Almanya yanında savaşa katılmasını bahane eden İngiltere Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etti. 1923’de Lozan Anlaşması’nın 20’inci maddesi ile 5 Kasım 1914 tarihinden beri Kıbrıs’ın İngiltere’ye ait olduğu kabul edildi. İngiltere, ilhaktan tam on bir yıl sonra, 1925’de, Adanın bir İngiliz sömürgesi olduğunu açıkladı. 1950'lerden itibaren Kıbrıs’ta sömürge karşıtı bir mücadele başladı ama Yunan kökenli halk ve kilisenin başını çektiği bu mücadelenin hedefi bağımsız Kıbrıs ‘tan ziyade Ada’nın Yunanistan’la birleşmesi yani ENOSİS idi.” dedi.
Tunç, “Ada’nın İngiltere açısından önemini İngiliz Sömürge Bakanı’nın 1954’deki şu sözleri çok iyi açıklar: ‘Kıbrıs stratejik öneme sahiptir. Bu nedenle kendi kaderini tayin etmesi hiçbir zaman söz konusu olmayacak ülkeler arasındadır.’ Dönemin İngiltere başbakanı Eden ise olayın ekonomik yönünü ‘Kıbrıs yoksa, petrol tedarikimizi koruyacak belirli kolaylıklar da yoktur. Petrol yoksa İngiltere’de açlık ve işsizlik vardır. İşte durum bu kadar basit.’ sözleriyle ortaya koymaktadır.” diye kaydetti.
“Kürecik ve İncirlik başata olmak üzere tüm üsler kapatılmalıdır”
İslam dünyasının içeriden ve dışarıdan ABD, İngiltere ve NATO üsleri tarafından esir alındığını belirten Tunç, “Artık bu esaret zincirini kırmanın vakti gelmiştir. Biz, bu vesileyle tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini siyasi partileri bu konuda cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz. Ülkemiz NATO’dan çıkmalı. Kürecik ve İncirlik başata olmak üzere tüm üsler kapatılmalıdır.” diye çağrıda bulundu.
“Mescid-i Aksa yıkıldığı zaman mı aklımız başımıza gelecek”
Tunç son olarak, “İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik siyonist saldırılar ve kazı çalışmaları aralıksız devam ediyor. Maalesef Müslüman ülkeler ve halklar bu konuda yeterli tepkiyi ortaya koymuyor. Acaba Mescid-i Aksa yıkıldığı zaman mı aklımız başımıza gelecek? Ülkemizi ve tüm İslam dünyasını bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.” dedi. (İLKHA)