Erbaş: "Camiler engelli kardeşlerimizin ulaşım ve ibadetlerine uygun olmalıdır"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, camiler abdest alanlarından ibadet yerlerine kadar erkekler için olduğu gibi kadınlar için de geniş, nezih ve rahat mekânlar olması gerektiğini söyledi.

Ekleme: 07.10.2021 21:05:14 / Güncelleme: 07.10.2021 21:08:17 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

"Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu" tanıtım toplantısı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla Ankara’da yapıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, camilerin imar ve inşasında israfa asla tahammüllerinin olmadığını belirtti.

Erbaş, "Camiler abdest alanlarından ibadet yerlerine kadar erkekler için olduğu gibi kadınlar için de geniş, nezih ve rahat mekânlar olmalıdır. Engelli kardeşlerimizin ulaşım ve ibadetlerine uygun olmalıdır camilerimiz. Enerji ve su kullanımı gibi açılardan ideal hatta kendi kendine yeterli ve geri dönüşüm sistemleri ile donatılmış olmalıdır. Daha pek çok açıdan en ideal mimariyi ve çerçeveyi hayata geçirmek zorundayız.  Bu ilkeleri ve hassasiyetleri gözetmeden yapılan camilerin birçok açıdan israfa dönüşme riski vardır. Camilerimizin imar ve inşasında israfa asla tahammülümüz yoktur." dedi.

Erbaş, camilerin tasarımı ve inşası konusundaki çalışmalara katılımı ve verdiği destekler için Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a teşekkür etti.

Mabedin tarihinin, insanın tarihi kadar eski olduğunu ifade eden Erbaş, "Kur’an-ı azimüşşan, yeryüzünde ilk inşa edilen mabet olarak Kabe-i Muazzama’dan  bahseder. Peygamber Efendimiz de Medine’ye hicretle birlikte ilk işlerden biri olarak Mescid-i Nebi’yi inşa etmiştir.  Geçmişten günümüze Müslümanlar, yaşadıkları her yerde camiler ve mescitler inşa etmişlerdir." diye konuştu. 

Müslüman toplumlarda camilerin hayatın, şehrin ve medeniyetin kalbinde, merkezinde yer aldığını belirten Erbaş, "Camiler, hayata anlam katan değerlerin birleştiği mekânlardır. İnanç dünyasından toplumsal ilişkilere, kulluk ve sorumluluk bilincinin oluşmasından hukukun inşasına, eğitimden sanata, aileden çevreyle ilişkilere kadar, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin ruh kökleri bu mekânda birleşmekte, bu mekânda güçlenmektedir." ifadelerini kullandı.

Camilerin tüm Müslümanları bir araya getiren önemli mekanlar olduğunu dile getiren Erbaş, "Camilerimiz, her türlü fikri, siyasi, sosyal ve ekonomik farklılıkların ötesinde aynı inanç, aynı duygu ve aynı duada buluştuğumuz en güçlü birlik-beraberlik zeminleridir. Böylece camiler, Müslüman kişiliğinin ve kimliğinin de inşa edildiği merkezlerdir. Diğer yandan temsil ettiği değerler ve işlevselliği yanında sanat, estetik ve mimari açıdan da camilerimiz birer şaheser olarak düşünülmüştür." şeklinde konuştu.

"Camilerimizi her yönüyle yeniden ele almak zorundayız"

Dünyanın her yerinde Müslümanlar için en kıymetli mekanların camiler olduğuna vurgu yapan Erbaş, "Bilhassa milletimizin inanç ve ibadet dünyasında, şehir ve mahalle tasavvurunda, kalbinde ve geleneklerinde camilerin çok özel bir yeri vardır. Burada en önemli husus; şehirleşmenin geldiği noktayı, ihtiyaçları, imkânları merkeze alarak yeni projelere, tasarımlara ihtiyacımızın olduğudur. Yani en açık ve net şekilde ifade etmeliyim ki, bugün camilerimizi sosyal alanlarından ibadet mekanlarına, cemaat kapasitesinden fiziki görünümüne kadar her yönüyle yeniden ele almak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

Camilerin inşasında dikkat edilecek hususlar

Erbaş, camilerin, ihtiyaca uygunluğu kadar şehrin ruhuna ve doğal dünyasına da uygun olması gerektiğinin altını çizerek, cami yapımında dikkat edilmesi gereken ilkeleri şöyle sıraladı:

Camiler, nüfus yoğunluğuna uygun planlanmalıdır. Tüm boyutlarıyla orantılı şekilde inşa edilmeli; sadeliğin ve estetiğin en güzel örneği olmalıdır. Yöresel mimariye, coğrafi farklılıklara ve iklim şartlarına uygun olmalıdır. Yerel malzeme kullanımına imkân vermeli, yapım teknikleri ve malzeme kullanımı açısından güçlü ve ekonomik olmalıdır. Müştemilatında mutlaka, gençler, çocuklar için mekânlar, aile ve irşat için uygun alanlar olmalıdır. İnsanımızın sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sunmalıdır.

"Modern dönemde mimarlık bilimi ve alanı cami mimarisini biraz ihmal etti"

Erbaş, cami inşası ile ilgili iki sorunun olduğunu dile getirerek, "Birincisi, modern dönemde mimarlık biliminin ve alanının cami ve mabet mimarisini biraz ihmal etmiş olmasıdır. Bu durum ya geçmişteki eserlerin kopyalanmasına ya da gelişigüzel projelerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hamdolsun son zamanlarda bu alanda güzel çalışmalar yapılmaktadır. Ama bu alandaki çalışmalarımızı daha da güçlendirmemiz icap etmektedir.  İkincisi, cami inşasındaki yetki ve mevzuat alanının yeniden ele alınma ihtiyacıdır. Camilerin yönetimi ve cami hizmetleri konusunda yasal olarak sorumlu olan Diyanet İşleri Başkanlığımız, camilerin yeri, projesi, planlanması süreçlerinde etkin şekilde yer almalıdır. Bu konularda da Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve üniversitelerimizle beraber çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımızı da devam ettireceğiz." şeklinde konuştu.

Camilerin sadece yapı malzemeleri, kullanılan teknoloji ve fiziki özelliklerinden ibaret olmadığına işaret eden Erbaş, "Mihrabından kubbesine, minaresinden minberine her köşesinin ve unsurunun ruhu ve ifade ettiği manaları vardır. Bu yüzden cami inşasının her aşamasında söz konusu değerlerin bilincinde hareket etmek çok önemlidir." ifadelerini kullandı.   

Diyanet İşleri Başkanlığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Gazi Üniversitesi’nden yetkililer, resmi ve sivil kuruluş temsilcileri, akademisyenler ve mimarların katılımlarıyla yürüttükleri Cami Planlama ve Tasarımı Projesi Çalıştayı hakkında bilgi veren Erbaş, "Bu çalışmaların sonunda, cami inşa süreçlerinde vatandaşlarımıza, hayırsever kişi veya kuruluşlara rehberlikte bulunmak, camilerin; bulunduğu yerleşim biriminde ihtiyacı karşılayacak şekilde, fiziksel çevre ve iklim şartlarına uygun, estetik, kapasite ve işlevsellik açısından yeterli nitelikte inşa edilmesini sağlamak, bu alanda toplumumuzda var olan ilgi ve talebi olumlu şekilde karşılamak, ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde cami inşa süreçlerini yürütmek amacıyla Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu hazırlanmıştır.  Bugün bu kılavuzu kamuoyu ile paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise toplantıda yaptığı konuşmada, uzun ve titiz bir çalışmanın meyvesi olan Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu'nun hayırlara vesile olmasını diledi.

Her medeniyette en kıymetli eserlerin hep ibadethaneler olduğunu ifade eden Kurum, ecdadın camilere özel ve mukaddes bir değer verdiğini, camileri yüzyıllarca ayakta kalacak şekilde tasarlayarak titizlikle inşa ettiğini söyledi.

"Camiden kopuk bir şehirleşmeye kökten karşıyız"

Diyanet İşleri Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gazi Üniversitesi ve alanında uzman birçok akademisyen ile camilerin geleceğine ilişkin kıymetli bir yürüyüşün en önemli adımı olan "Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu"nu millete bugün sunduklarını aktaran Kurum, kılavuzun planlama, projelendirme, uygulama ve işletme başlıkları altında geniş bir mahiyette olduğunu söyledi.

Kurum, "Biz, camiden kopuk bir şehirleşmeye kökten karşıyız. Milli ve manevi değerlerimizin yaşanması ve evlatlarımıza aktarılması açısından camileri yeniden şehrin ve hayatın merkezinde konumlandırmamız şarttır. Mimari olarak, gençlerin aktivite yapacağı geniş yeşil alanların olacağı, çocukların oyun mekanlarının daha geniş tasarlanacağı, engelli kardeşlerimizin hiçbir fiziksel engelle karşılaşmayacağı, 7/24 kullanılacak camilerimiz için kılavuz hazırladık." dedi. (İLKHA)