24 yıldır imam hatip olarak görev yapan ve Gaziantep’teki görevinden önce 5 yıl boyunca Almanya’da farklı görevlerde bulunan Fırat, yıllardır camideki görevi ile birlikte mahallesindeki ihtiyaç sahibi olan ailelere yardım ulaştırıyor.
Daha önce Şahinbey ilçesinde bulunan Emine Konukoğlu Camii’nde görev yapan Fırat, buradaki görevi boyunca ihtiyaç sahibi ailelere yardım etmekle birlikte sokakta yaşayan bakıma muhtaç evsizler için yardım kampanyası başlatmış ve “Hayat Paylaştıkça Güzeldir” ismini verdiği projesiyle caminin kapılarını evsizlere açmıştı.
Camide haftanın belirli günlerinde evsizlerin banyo, berber ve yiyecek ihtiyaçlarını da karşılayan Fırat, cami cemaati ve mahalle sakinlerinden gelen elbiseleri tek tek evsizlere dağıtıyordu.
Görev yaptığı tüm camilerde cami cemaatine Kur’an-ı Kerim eğitimi ile birlikte dini derslerde veren ve cemaatin sorunlarıyla yakından ilgilenen Fırat, kentte ve mahallesinde ekonomik durumu iyi olmayan aileleri tespit ederek hayırseverlerin desteği ile gıda, giyim, kira ve yakacak gibi çeşitli yardımlarda bulunuyor.
Kentteki ihtiyaç sahibi ailelerin temel ihtiyaçlarını gideren Fırat, borçlarını ödeyemeyenlerin de bakkal borçlarını siliyor. Üniversite öğrencilerine burs desteği de veren Fırat, yaptığı iyilik çalışmaları ile cami cemaati başta olmak üzere herkesin takdirini topluyor.
16 yıldır hayırseverlerin bağışlarını görev yaptığı kentte belirlediği ihtiyaç sahibi olan ailelere ulaştıran Fırat, yaptığı yardımlarla ihtiyaç sahibi ailelerin yüzünü güldürüyor.
Her gün kapı kapı dolaşıp ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan Fırat, doğmamış bebekten üniversite öğrencisine kadar yüzlerce vatandaşa yardım ulaştırıyor.
Yıllar önce yarıma ihtiyacı olan bazı ailelere yardım ederek bu işe adım attığını anlatan Fırat, 24 yıldır aralıksız olarak yoksulların ve muhtaçların yanında olmaya çalıştığını belirtti.
Camiler dünyadan ayrılanların veda istasyonu olmadığını, dünyası dağılanların toparlandığı müstesna mekanlar olduğunu ifade eden Fırat, caminin mimari yapısını şefkat eline dönüştürerek merhametle topluma dokundurmaya çalıştıklarını söyledi.
“İnsanoğlunun manevi bir atmosfer ve iklime ihtiyacı var”
Manevi bir atmosfere ve iklime ihtiyaç olduğu günümüzde din görevlilerinin yaptığı çalışmaların çok önemli olduğunu ifade eden Fırat, “Küreselleşen dünyada dünyanın tüm cazibesi ile üstümüze üstümüze geldiği, bizi bir takım değerlerden ederek garipleştirdiği ve yalnızlaştırdığı, bu garipliğin ve yalnızlığın etkisiyle insanın avunma alanı olarak da dijital materyalleri seçmiş olduğu enteresan bir çağda yaşıyoruz. Dijital materyaller ile kendisini avutmaya çalışan insan ruhu ve kalbi; doyuma kavuşmadığından dolayı agresifleşiyor, gerginleşiyor, kaos ve kargaşa yaşanıyor. Her şeyi bir tarafa bırakarak öncelikle insanın sakinleşmesi gerekiyor. Geçmişiyle muhasebe etmesi gerekiyor. Allah'ın vermiş olduğu nimetleri yeniden hatırlaması gerekiyor. Bu nimetlerin hakkını eda etmesi gerekiyor. İnsanoğlunun manevi bir atmosfer ve iklime ihtiyacı var.” dedi.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in her zaman gündelik hayatın merkezine camiyi aldığına dikkat çeken Fırat, cami ile hayatın ihya olduğunu ifade etti.
“Camilerinin fonksiyonel özellikleri vardır”
Bilgi, hikmet, marifet, nezaket, zerafet, incelik yardımlaşma, dayanışma ve tevazu gibi kavramların camilerde hayat bulduğunu belirten Fırat, “Camiler sadece namaz kılınan ibadet edilen, tesbih çekilen ve dua edilen yerler değildir. Camiler toplumda ortaya çıkan sorunların çözümü için kafa yorulan, o sorunlara kayıtsız kalınmayan ve sorunların çözümü için katkı ve öneri sunabilen üretim merkezleri olmalıdır. Camilerinin fonksiyonel özellikleri vardır. İnsan camiye girdiğinde edep ile girer, sevgi, şefkat, merhamet, nezaket, hikmet, merhamet ve adalet ile yoğrulur. Bu değerleri hayatının tüm alanlarına taşımaya çalışır. Camiler mahallelerin kalbi, şehirlerin ruhu hükmündedir. Camiler bu ümmetin umududur. Bir yerde işe başlanacaksa, hayata çeki düzen verilecekse camilerden başlanılmalıdır. Cami kişinin düşüncesi ve ameli arasındaki dağılmışlığı toparladığı için bu adı almıştır.” ifadelerini kullandı.
“Camilerimizin hayatımıza katkısı çok büyüktür”
Din gönüllüsü olan imam hatiplerinde bu davranışların toparlayıcısı olduğunu ifade eden Fırat, şunları söyledi:
“Camiler minaresiyle tevhid, ezanıyla hürriyet, minberiyle hikmet minber vaaz kürsüsü ile mektep, mihrabıyla bilinç, saf düzeni ile eşitliği sağlayan, ilim irfan ve medeniyet beşiği müstesna mekanlardır. Huzur bulduğumuz, hayatımızın en anlamlı anlarının geçmiş olduğu mekanlardır ve camilerimizin hayatımıza katkısı çok büyüktür.”
“Varlığımızı hissettirmemiz gerekiyor”
İmam hatip olarak camideki görevi ile birlikte ihtiyaç sahibi ailelerin yardımına koştuklarını belirten Fırat, “Etrafımızda olup bitenlere kayıtsız kalamayız. Aç, giysisi olmayan kardeşlerimizi gördüğümüzde kayıtsız kalmamız mümkün değil. ‘Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir’ düsturunu canlı tutmamız gerekir. Dolayısıyla çevremizde fakir ailelerimiz var. Kendi imkanlarımızla tespit ettiğimiz ihtiyaç sahibi olan 88 ailemiz var. Adil Sani Konukoğlu Camii olarak toplumda eğer bir yara varsa ve o yaraya merhem olamıyorsak, bir gözyaşını silemiyorsak, bir düşmüşü kaldıramıyorsak, bir aç kalanı da doyuramıyorsak; o zaman varlığımızın hiçbir önemi yoktur. Varlığımızı hissettirmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Yaptıkları yardımların cami cemaatinin ve hayırseverlerin desteğiyle yaptığını ifade eden Fırat, yaptığı çalışmalar nedeniyle çevresinden güzel tepkiler aldığını belirtti.
Fırat, ayrıca tüm bu yoğun çalışma programına rağmen haftanın 4 günü Gaziantep Üniversitesi Sani Konukoğlu İlahiyat Fakültesi’nde öğrencilere Kur’an-ı Kerim dersi verdiğini de sözlerine ekledi. (İLKHA)