HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanlığını yürüten ve aynı zamanda kuruluşu ilan edilen Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsü'nün Kurucu Başkanı Mehmet Eşin, bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri Uluslararası Selahaddin-i Eyyubi Sempozyumu'nda açılış konuşması yaptı.
Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin, sadece tarihî bir komutan olmadığını söyleyen Eşin, onun aynı zamanda kendi çağından bugüne İslam dünyasını derinden etkileyen ilim ile amelin, niyet ile tatbikin, tasarım ile inşanın iç içe olduğu bir ihya sürecinin de başındaki önder şahsiyet olduğunu söyledi.
Eşin, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturması deneyimi, İslam tarihinde değerlendirilmesi ve istifade edilmesi gereken önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Eşin, "Selâhaddîn, mezhepçilik ve asabiyetle parçalanan İslam birliğini Kudüs davası etrafından birleştirmiş, kardeşlik şuur ve bilincini yeniden tesis etmiştir. ‘Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar’ sözü öylesine söylenmiş bir söz değil aksine bunun gereğini yapmıştır. Kudüs’ün istila altında ve Mescid-i Aksâ’nın varlığının tehlikede olduğu günümüz gerçekliğinde, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin deneyiminin o günden bugüne etkileriyle birlikte, derinlemesine ve bir bütün olarak ele alınması bir ihtiyaçtır." dedi.
Gerek Batı dünyasında ve gerekse siyonist rejimin, Selâhaddîn-i Eyyubi üzerine çok derinlemesine araştırma ve analizler yapmakta olduğunu müşahede ettiklerini hatırlatan Eşin, "Haçlıların düştüğü duruma düşmemek, ümmet coğrafyasından yeni Selahaddinlerin çıkmaması ve çıktığında nasıl bir stratejiyle karşılık vereceklerinin arayışı ve yoğun çabası içindeler. Siyasi, askeri, siyasi, istihbarı, ekonomik ve sosyal alanlardaki yüzlerce uzmanlardan oluşan düşünce merkezlerinde bu stratejiyi oluşturmaya çalışmaktalar." diye konuştu.
Eşin, "Batı dünyası ve siyonist rejimde bunlar olurken İslam coğrafyasında buna denk bir araştırma ve çabanın olmadığını üzülerek gördük. Araştırma yapan çok kıymetli şahsiyetler olsa da kurumsal bazda bu alana tahsis edilmiş araştırma ve düşünce merkezleri yok ve var olanlar yetersizdir." diye belirtti.
Yaptıkları istişare ve görüşme sonucunda böyle bir merkezin elzem olduğu sonucuna vardıklarını ve kurulması için başladıklarını söyleyen Eşin, bu merkezin mevcut şartlar ve alternatifler içinde Türkiye’de ve merkezinin İstanbul’da olmasını uygun gördüklerini ifade etti.
Selâhaddîn-i Eyyûbi Enstitüsü kuruldu
Kudüs’ün özgürlüğüne kavuştuğunun yıldönümü olan bu günde Selâhaddîn-i Eyyûbi Enstitüsünün kuruluşunun müjdesini paylaşan Eşin, "Elhemdulillah dostlarımızla bu hayırlı işe başladık ve Allah’ın yardımıyla amaçları doğrultusunda çalışmalarına devam ettireceğiz. Bu sene yaptığımız programı da Enstitünün kuruluş ve çalışması için bir ilk oldu." dedi.
"Selâhaddîn, Kudüs, Aksa konuşuldukça Aksa’nın özgürlüğü ve ümmetin birliği yakın olacaktır inşallah." diyen Eşin, şöyle devam etti:
Şu ana kadar ümmet ve Filistin direnişi Siyonist işgale karşı hep savunmada idi. Yapılan operasyon ve savaşlar hep yerel isimlerle anılıyordu. Ama Mayıs ayında Aksa ve Gazze’ye yönelik yapılan Siyonist saldırılara karşı direnişin cevabı ‘Seyfül Kudüs’ ile oldu. Kudüs, kudsiyetini ve bereketini gösterdi. İşgal ordusunu ve rejimini darmadağın etti. Güvendikleri ve öve öve bitiremedikleri savunma sistemi olan ne Demir kubbe ne de sığınaklar onları koruyamadı. Seyfül Kudüs ile savunmadan saldırıya geçildi. Kudüs, savaş ve çatışmanın merkezi olmuştur.Hendek savaşında Ahzap orduları Medine’den eli boş ve zelil bir şekilde dönerken; Resulullah A.S 'Artık nöbet sizindir! Bundan sonra Kureyş sizin üzerinize gelemez!' 'Bundan böyle, biz onların üstüne yürüyeceğiz!' diye buyurduğu gibi (Buhârî, Meğâzî, 29)
Seyfül Kudüs’ten sonra artık Siyonistler saldıramayacak, hamle sırası artık Müslümanlardadır, inşallah.
Elbette bunun bir anda olmayacağını, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Eşin, "Birlik ve beraberliğimizi sağlar, dünya istikbarı ve siyonizme karşı omuz omuza verirsek Kudüs, özgür olacaktır. Kudüs’ün özgürlüğü de ümmetin özgürlüğünü getirecektir. Elhamdülillah bunun şartları oluşuyor ve oluşmaya devam edecektir. Bu program ve kurumlar bunun müjdeleyicisidir. İnşallah bundan sonraki programları Özgür Kudüs’te gerçekleştireceğiz. Rabbimden duam bunu erkenden bize nasip etmesidir. Bu rabbimiz için çok kolaydır." diye konuştu. (İLKHA)