'Kızımı öldüren füzenin sesini daha unutamadım'

İdlib'de Rusya'ya ait savaş uçaklarının iki farklı saldırısında eşini ve iki çocuğunu kaybeden Avukat anne El Tamir, 'Kızımı benden alan füzenin sesini hala unutamıyorum. Açtığım anaokulu ile iç savaş ortamında imkansızlıklar içindeki engelli ve şehid çocuklarına bakıyorum' dedi

Ekleme: 28.09.2021 18:48:24 / Güncelleme: 28.09.2021 19:01:22 / Dünya
Destek için 

Aynı zamanda avukat olan Vaad el Tamir, eşini ve çocuklarını kaybettikten sonra İdlib'in güney kırsalındaki Ihsım beldesinde anaokulu açtı.

Aralık 2015'te savaş uçaklarının saldırısında eşini kaybeden 6 çocuk annesi Vaad el Tamir yaptığı açıklamada, eşinin ölümünün kendisi için şoke edici olduğunu söyledi.

Eşiyle sevgi dolu ve mutlu hayatı olduğunu belirten Tamir, "Eşimle çok iyi bir aile yapısı kurmuştuk, eşim bir babadan öte bir kardeşti ve çocuklarım babalarına bağlılardı." dedi.

Tamir, henüz eşinin ölümünün şokunu atlatamadan, bir yıl sonra yine Rusya'ya ait savaş uçağının evlerine düzenlediği saldırıda iki kız çocuğunu daha kaybettiğini belirtti.

Eşini ve çocuklarını kaybeden Suriyeli anne, açtığı okulda yetim ve engelli  çocukları büyütüyor

"Kızımı öldüren füzenin sesini daha unutamadım"

Tamir, "Kızım Şam lise sonda okuyordu. Derslerine çalıştığı sırada uçak saldırısında öldü. Şam'ın, en son 'Anne' diye çığlığını duydum. Kızımı öldüren füzenin sesini daha unutamadım. Bir anda kıyamet koptu sandım." ifadesini kullandı.

Hikayesi anlatırken zorlanan Tamir, 3 yıl önce yaşadığı anları unutamadığını ve hava saldırılarının sürekli gözünün önünde canlandığını dile getirerek o anları şöyle anlattı:

"Saldırı sırasında evimizde oturuyorduk. Bir anda binanın sallandığını hissettik. 'Beni kurtar anne!' diye çığlıklar duydum. 3 yaşındaki oğlum Ahmet molozların altından çıkamıyordu. Bağırıyordu. Ben de enkaz altındaydım, kurtulup onu kurtarmak istiyordum ama nefes alamıyordum. Vücuduma oksijen gitmiyordu. Uzun uğraşlar sonunda üzerime yıkılan duvarın altından çıkmayı başardım. Sadece 3 yaşındaki oğlum Ahmet'i görüyordum, kızlarım Şam ve Rama'yı aramaya başladım. Bulamayınca deliye döndüm. Haykırıyordum ama sesimi duyan kimse yoktu."

Eşinin ölümünden etkilendiği için çeşitli hastalıklara yakalandığını ifade eden Tamir, "Kızım Rama, engelli ağabeyi Visem ile yan yana yatıyorlardı. Üzerlerinde molozlar vardı. Onlarla üç çocuğumu kurtarmış oldum. Enkaz altında üç çocuğum kalmıştı, aramaya başladım. Her yer karanlıktı. Birkaç dakika sonra kızım, bana kız kardeşinin bacaklarını bulduğunu söyledi." şeklinde konuştu.

Tamir, "Ağlamaya başladım. Kızlarımın 6. kattan düştüğünden haberim yoktu. Yarım saat sonra olay yerine sivil savunma ekipleri geldi, halat yardımıyla aşağı indik. Yüzüm, ayağım ve başım yaralı, kan içindeydi. 'Kızlarım kayıp' diye bağırdım. Bir süre sonra sivil savunma görevlisi gelip kızlarımın eşkalini tarif ettikten sonra elinde şeffaf poşet ile iki kızımın üzerindeki eşyalarını ve takılarını verdiler. Aynı anı kocam öldüğünde de yaşadım." dedi.

Çocuklarına güzel yaşam sağlamak istediğini belirten Tamir, "Eşimi kaybettim, bana bakacak kimse kalmadı. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak zorundayım. Bu nedenle anaokulu açtım. Babası şehit veya tutuklu olan her çocuk okulda ücretsiz bulunuyor. Engelli çocuklar için de bir sınıf açtım." ifadesini kullandı.

Eşi ve iki kız çocuğunu kaybeden Tamir, "Kimsenin kapımı çalmaması beni üzüyor. Çocuklar benden salıncak ve kaydırak istediler ama alamadım çünkü maddi imkanım yok. Okulda eğitim gören çocuklar bir balonla bile mutlu oluyor. Yardımseverlerden çocukların acılarını unutturmak için oyuncak yardımı yapmalarını istiyoruz." dedi.