HDP, Millet İttifakı’ndan kendi iradesiyle çekilebilir mi ki?

HDP ile kavga görüntüsü veren CHP ile İYİ parti liderlerinin asıl amacı ne? Böyle bir kavga ve/veya anlaşmazlık gerçekten var mı? Yoksa tüm bunlar danışıklı dövüşün bize yansıyan illüzyonlarından mı ibaret. Hatta şu soruyu dahi soracak cesareti kendimizde buluyoruz ki: HDP gerçekten de kendi iradesiyle Millet İttifakı’ndan çekilebilecek kadar bağımsız bir parti mi? AK Parti’yi kesin bir iktidara taşıyacak böylesi bir adıma, HDP'nin iplerini ellerinde tutanlar izin verirler mi?

Ekleme: 28.09.2021 17:34:58 / Güncelleme: 28.09.2021 17:46:34 / Güncel
Destek için 

Doğruhaber / Mesut Tunce

Son günlerde HDP-CHP-İYİ Parti arasında başlayan atışmalar almış başını gidiyor. Ara ara Karamollaoğlunun partisi de kadraja girerek "ben de varım" dese de, asıl tartışmalar bu üç parti arasında devam etmekte. Siyasi dengeleri az buçuk irdeleyen herkes, böylesi bir çatlağın AK Parti’yi kesin bir şekilde iktidara taşıyacağını bilir.

Durum bundan ibaretken, Kılıçdaroğlu, HDP'nin üst perdeden çıkışlarını görmezden gelip (ya da daha doğru bir tabirle "HDP'nin blöfünü görüp"), "Çekilirsen çekil, bize zaten iki parti daha katılıyor" manasında açıklamalarda bulunuyor. Yani bir nevi HDP'yle ittifaka son noktayı koyuyor.

Millet İttifakı, taban tabana zıt partilerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

Bir yanda; içinde Kürt kelimesi dahi geçen hiçbir şeye tahammül edemeyen, milliyetçi söylemlerle hareket edip MHP'den oy çalan Akşener’in partisi, diğer yanda HDP...

Bir yanda İslami tüm değerlere savaş açmasıyla bilinen, siyasi tarihi, Müslümanlara karşı girişilen mezalimler ile dolu CHP, diğer yanda halkın dini duygularına hitap ederek ayakta kalma hesapları yapan SP...

Bu partileri bir araya getirip de, bu birlikteliği parti tabanlarına açıklayabileceğiniz bir sebep bulmak neredeyse imkansız gibidir. Ama gelin görün ki, tüm bu zıt partiler bir arada hareket edebiliyor, hatta seçimlere beraberce girip bir noktada başarı elde edebiliyorlar.

HDP veya İYİ Parti’nin bu ittifak içinde gönüllü olarak bulunduklarını düşünmek aklın sınırlarını zorlasa da, Erdoğan düşmanlığı üzerinde birleştiklerini düşünmek, aklımızın işini biraz olsun kolaylaştırıyor. Ama o zaman da aklımız bize şu soruyu soruyor: "Erdoğan düşmanlığı Parti liderlerini bir araya getirebilse de, Parti tabanlarını ne kadar süreyle bir arada tutabilir" İşte sorulması gereken asıl soru budur.

İddia odur ki, son anketler İYİ Parti tabanının HDP ile yapılan ittifaktan rahatsız olduğunu ve bu gidişle İYİ Parti oylarının tekrar MHP'ye kayacağını gösterdi. Ve yine iddiaya göre CHP tabanı hem SP'den hem de HDP'den rahatsız. Zaten ince bir çizgi üzerinde seyreden dengeler, en küçük bir aksilikte tepe taklak olmayla karşı karşıya.

Eminiz ki, HDP'nin, Millet İttifakı’ndan çekildiğini duyan herkes, bıyık altından gülümseyip "BLÖF" diye mırıldanmıştır. Zira böylesi bir hamle, Millet İttifakı’nı tamamen işlevsiz hale getirecektir.

Peki o zaman bu hamlenin altında yatan gerçek plan ne?

Bir tarafa meyletmeden bu sorunun cevabını vermek zor olsa da, sadece aklımıza dayanarak şöyle bir yorumda bulunabiliriz sanırım.

Millet İttifakı içerisindeki hiç bir parti, bu koalisyona gönüllü olarak girmedi. Her birinin bu ittifakın içinde olmaktansa, dışında olmayı tercih edeceği kesin. Çünkü amaçları farklı, tabanları farklı, yaşam standartları ve tarzları farklı.

Ve madem bu ittifaka gönüllü olarak kendi iradeleriyle girmediler, o halde, gönüllü olarak kendi iradeleriyle de çıkamazlar.

Yani ya her biri kavga görüntüsü vererek, kendi seçmenlerine bizi bırakmayın çağırısında bulunuyor ya da onları bir araya getiren elin, tekrardan devreye girmesini bekliyorlar.

Her hâlükârda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki: HDP kendi isteğiyle bu ittifaktan çıkabilecek iradeye sahip olmadığı gibi, CHP'nin de HDP'nin böylesi bir blöfünü görme cesareti yoktur.

Nihai kertede tüm bu partilerin seçime ittifak içinde girmeleri olasılığı yüksektir.

İlgili Haberler