Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) 2 Temmuz’da kamuoyunda tasarrufla ev ve araba sahibi olma sistemi olarak bilinen 21 “evim” şirketini Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devretme kararı aldı.
Bunun üzerine binlerce kişinin yatırımı TMSF’ye devredilirken aradan geçen yaklaşık 3 aylık süreçte bu şirketlere yatırım yapan vatandaşlar halen paralarını alamadı.
Halk arasında “faizsiz konut ve araba alma” şirketleri olarak da bilinen tasarruf finansman şirketlerine para yatıran vatandaşlar, söz konusu firmalar tasfiye edilmeden önce “kimse mağdur edilmeyecek” şeklinde açıklama yapılmasına rağmen yaklaşık 3 aydır konu hakkında muhatap bile bulamamaktan yakınıyor.
Mağdur olan vatandaşlar, mağduriyetlerinin giderilmesi için günlük olarak Tüketici Hakem Heyeti’ne ve Tüketici Hakları Derneği’ne bizatihi veya telefonla başvuruyor.
Tüketici Hakları Derneği (THD) Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz, “evim” isimleriyle bilinen ve tasfiyesine karar verilen tasarruf finansman şirketlerinin mağdurlarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan (TMSF) şikayetçi olduklarını söyledi.
Bu konuda her gün çok sayıda şikayet aldıklarını belirten Yılmaz, mağdur olan binlerce vatandaşın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade etti.
Söz konusu firmalara karşı önlem alınmakta geç kalındığının altını çizen Yılmaz, “evim” şirketlerinin kapanması ile ilgili alınan kararda geç kalındığına dikkat çekti.
“Şirketlerin içerisini boşalttılar”
Vatandaşın mağdur olmaması için firmalara tasfiye sürecinin bildirilmemesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Bu olay geçmişte yaşanan banker olayı gibi göstererek gelen bir tehlikeydi. Geçmişte yaşanan banker olayının bir benzerini ne yazık ki yaşadık. Bunun böyle olacağını Tüketici Hakları Derneği olarak hepimiz söylüyorduk. Maalesef bu durum birçok mağduriyetin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu alınan kararda maalesef yeterli olmadı. Çünkü bu kararın alınacağını bilen birçok şirket ne yazık ki ‘mal kaçırma’ operasyonunu yaptı. Dolayısıyla bugün adı geçen 21 tane kapanan şirket TMSF’ye devir edildi ama birçok şirketin içi boş. Çünkü şirketler bunun haberini alıp şirketlerin içerisini boşalttılar. Dolayısıyla bu şirketlerden alacaklı olan binlerce vatandaş maalesef şu anda çok mağdur durumda. Çünkü alacakları hiçbir şey yok. Ortada şirketlerin bir mal varlığı yok.” dedi.
“Hükümetin hızlı bir şekilde bir çözüm üretmesini bekliyoruz”
Vatandaşların mağdur olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu durumda nasıl bir yol izlenecek, ne yapılacak inanın buna bize bir çözüm bulamıyoruz. Tüketici hakem heyetlerimize bu bunun alakalı çok ciddi sayıda başvuru alıyoruz ama bu başvurularda da şöyle bir sorun yaşıyoruz; tüketicilerin genelde şikayete konu olan tutarları bizim hakem heyetimizin yetki sınırları olan 10 bin liranın üzerinde olduğundan dolayı yetkisizlik kararı vererek bu dosyaları tüketici mahkemelerine sevk etmek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle vatandaşlar ne yazık ki buradan da bir çözüm bulamıyorlar. Bununla ilgili hükümetimizin, devletimizin hızlı bir şekilde bir çözüm üretmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Çok büyük bir mağduriyet ile karşı karşıyayız”
Mağdur sayısının ilerleyen günlerde daha da artacağının altını çizen Yılmaz, “Henüz ortaya çıkmayan vatandaşlar var. Maalesef üzücü tarafı bu durum göstere göstere gelen bir durumdu ve bunun böyle olacağı o kadar belliydi. Keşke bu kararı alınmadan önce bu kararı alanlar, şirketlerin mal varlıklarına önceden el koysalardı. Ne yazık ki ortada mal yok. Çok büyük bir mağduriyet ile karşı karşıyayız. Ne yazık ki bizse çaresiziz. Zaten vatandaşların parasının tekrar ödenmemesi bu duruma bağlıdır. Çünkü ortada mal yok. Bu sorun daha da büyüyecek, daha çok kişi mağdur olacak.” şeklinde konuştu.
Tasfiye edilmeyen şirketlerle ilgili çok daha sıkı kararların alınması gerektiğini ifade eden Yılmaz, bu konuda geç kalınmaması uyarısında bulundu.
“Dosyalar tüketici mahkemelerine gönderiliyor”
Mağdur olan vatandaşların endişeli olduklarından dolayı haklı olarak Tüketici hakem heyetlerine ve derneklerine başvurduklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Ama bizimde elimiz kolumuz bağlı. Çünkü bizim yetkimizin üzerinde rakamlar olduğu için bu dosyalar tüketici mahkemelerine gönderiliyor. Tüketici mahkemelerinde de vatandaşlar 6 ay veya bir sene gibi davalarla uğraşmak zorundalar. Davayı kazansa bile parasını kimden alacak? Çünkü ortada mal yok ve tüketici mahkemesi tüketiciyi haklı bulacak ve bize gelse biz de haklı bulacağız ama bizim verdiğimiz kararı vatandaş nasıl uygulayacak? Normalde bizim tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar icra iflas hükümlerine göre tatbik edilir. Yani bizim verdiğimiz kararlar icra hükmündedir. Ama ortada mal yok. Alınan mahkeme kararı da bir anlam ifade etmiyor. Çünkü karşıdan alınacak bir şey yok. Hepsi malı kaçırmış.”
“Vatandaş TMSF’de hangi şirketin ne kadar mal varlığının olduğunu öğrenmek istiyor”
TMSF’nin şeffaf olması gerektiğini belirten Yılmaz, “21 tane kapatılan şirket var. Bu 21 şirketin de mal varlıklarına el konuldu, TMSF’ye devredildi. Vatandaş TMSF’de hangi şirketin ne kadar mal varlığının olduğunu öğrenmek istiyor. Bunun da açıklanması lazım. Bu açıklansa da hangi firmadan alacağı olan vatandaş varsa en azından o firmanın kadar malının olduğunu bilmek istiyor. Hangi şirketin ne kadar mal varlığı ve hangi şirketten kaç vatandaşın ne kadar alacağı var? Bunun tablo halinde açıklanması lazım. Bu firmalara el konulalı 2 ay oldu, 2 aydan beri bu tabloyu neden açıklamıyorsunuz? Açıklayın vatandaşta durumun ne olduğunu bilsin. Neden açıklamıyorlar? Çünkü bunun sebebi belli ve ortada para yok. Açıklandığında mal olmadığı görülecek, binlerce milyonlarca lira vatandaşın alacağı görülecek.”
Yine mağdur olanın vatandaş olduğunun altını çizen Yılmaz, her olayın bedelini vatandaşın ödediğini ve bu durumun hiç değişmediğine dikkat çekti.
“Piramit satış tüketici kanununda yasaklanmıştır”
Faizsiz ev sahibi ve araç yapma modelinin bir çeşit piramit satış modeli olduğunu belirten Yılmaz, “Piramit satış tüketici kanununda yasaklanmıştır. Piramit satış saadet zinciridir. Saadet zincirlerinde bir sistem kurulur, bu sisteme kişilerin para vererek katılması istenir. Bu sisteme girecek kişilerden de örneğin 10 bin lira istenir ve her yeni üye getirene ‘bin lira para vereceğiz’ denilir. O kişi de etrafından kaç kişi kandırabilirse kandırır. 10 kişi getirdiğinizde parasını zaten almış oluyor. 11 kişi getirdiğinde de ekstra para alıyor. O kişiden başkasını getirmesi istenir. Onun getirdiğinden de başkasının getirmesi istenir. Bu şekilde bir piramit oluşuyor. Sistem sürekli sisteme yeni üye kaydedilmesi esasına dayanıyor. Sisteme üye kaydı durduğunda sistemin çökmesi kaçınılmazdır.” diye konuştu.
“1000 lira ile ev sahibi olunabilir mi?”
Vaatlerini kısa sürede yerine getireceklerinin sözünü verdikleri için insanların bu firmalara inandığını söyleyen Yılmaz, “Ayda 1000 lira taksitle ev sahibi olunabilir mi? Teknik olarak da bu mümkün mü? Bugün en ucuz evin 400-500 bin lira olduğu bir ülkede aylık 1000 lira yılda 12 bin lira yapar, 10 senede 100 bin lira yapar. 1000 lira ile ev sahibi olunabilir mi? Halen faaliyette olan şirketler ‘1000-2000 lira ile size ev sahibi yapalım’ diyorlar, böyle bir şey olabilir mi? Bu firmalar sisteme sürekli yeni üye girişi ile varlığını sürdürüyor. Sisteme giriş durduğunda şu anda faaliyette olan şirketlerde çökmeye mahkumdur. Asıl tehlike bundan sonra olacak. Bir an önce bu firmaların denetlenmesi gerekiyor.” çağrısında bulundu. (İLKHA)